İçerikte Neler Var?
Sri Lanka
Sri Lanka, resmi adıyla Sri Lanka Demokratik Sosyalist Cumhuriyeti, filler, tapınaklar, çay ve baharat bahçeleri, tropik plajlar, baharatlı yemekleri ile bilinen bir adadır. Hint Okyanusu’nun incisi” ve “Hindistan’ın gözyaşı” olarak anılır.
Güney Asya’da, Hindistan’ın 31 kilometre güneyinde ve Hint Okyanusu’nda bulunan bir ada ülkesi 1972 yılından önce Seylan olarak bilindi. Hint Okyanusu’nun incisi olarak da adlandırılan ülke 65.610 kilometrekarelik yüzölçümü ile 21,5 milyon nüfusu ve 9 eyaletten oluşur. Özerk olan bu eyaletler, merkezi yönetim tarafından idare edilir. Başkenti Sri Jayawardenapura Kotte’dir. Ticari başkenti Kolombo dışındaki şehirleri, Badulla, Nuwara Eliya, Jaffna, Kotte ve Matara’dır.
Etnik olarak Sri Lanka’nın %74,9’u Sinhala, %11,2’si Sri Lankalı Tamil, %9,2 Sri Lanka Müslümanı, %4,2’si ise Hint Tamilidir.
Sri Lanka toplumunu Budistler %70, Hindular %12, Müslümanlar %10, Hristiyanlar %7’sini oluşturur.
Seylan adıyla da tanınan Güney Asya ülkesi Portekiz, Hollanda ve İngiltere egemenliğinden sonra 4 Şubat 1946 tarihinde kuruldu.
Bir inci gibi duran tropik ada Sri Lanka, plaj tatili sevenlere deniz ve güneş, tarih sevenlere tapınaklar, saraylar, doğa sevenlere de tropik ormanlar ve dağlar vaat ediyor.
Sri Lanka bayrağı vişneçürüğü, yeşil, turuncu ve safran renginden oluşur. Vişneçürüğü Sinhala topluluğunu, turuncu Tamilleri, yeşil Müslümanları, safran ve Bo yaprağı ise Budizm’i temsil eder.
Bozulmamış doğası, muazzam tarihi yerleri, muhteşem Hint Okyanusu ve kumsalları, tropik bitki örtüsü, güler yüzlü insanları ile görenleri kendine hayran bırakan Sri Lanka’ya işte bu yüzden Hint Okyanusu’nun incisi denir.
Muson iklimi hakim olan ülkede ekonomi, tarım ve turizme dayanır. Çay ve pirinç yetiştiren Sri Lanka en çok çay ihraç eder. Kaçak çay veya Seylan çayı olarak bildiğimiz çayların yetiştiği topraklardır.
Para birimi Sri Lanka Rupisi’dir. Sinhala yani Seylanca ve Tamilce resmi dilleridir.
Fil safarisi ülkenin olmazsa olmazıdır. Bu safaride, fil yetimhanesi, fil dışkısından kağıt yapımı, biberonla bebek fil besleme, file binip tur atma gibi filler hakkında birçok bilgiye sahip olabilirsiniz.
Filler, ormanın 1 tonluk en ağır hayvanlarıdır. İnsana benzer özellikleri çoktur. 80 – 85 yıl ortalama ömürleri vardır. Hamilelik süreci 22 aydır. 15 yaşında yetişkin olurlar. 17 – 18 yaşından sonra doğurabilirler. Filler grup halinde yaşarlar. Erkek baba fil yalnız yaşar. Grubu dişi fil yönetir. Gece uyumaya gruba katılır. Asyalı fillerin sadece %5 erkeklerinde fil dişi bulunur. Afrika fillerinde cinsiyet ayrımı olmaksızın fildişi tüm fillerde bulunur. Sıcaktan korunmak için çamuru bedenlerine sürerler. Çok sıcak sevmezler.
Çok hızlı koşabilen ve derin sularda dahi çok iyi yüzebilen filler günde ortalama 200 kg. yemek ve 150 litre suya ihtiyaç duyarlar.
Sri Lanka’da uzun yıllar Tamillerle süren savaş sırasında yaralanan 5 fil için 1975 yılında bir yetimhane kurulmuş. Bugün ülkede 85 filin bulunduğu 2 adet yetimhane bulunmaktadır. Yetimhanede dünyaya gelen ya da bebekken getirilen filler vahşi yaşamı bilmediğinden ormana bırakıldığında insanların yanına gitmek istiyorlar. Ancak, insanlar bunu bilmediğinden korkudan bazan fillere zarar görmemek için zarar veriyorlar.
Yaşam alanı olan yerlerde ve yol kenarlarında devlet tarafından yapılmış dikenli teller bulunmaktadır. Bu teller vasıtasıyla insanların bulunduğu bölgelere girerek zarar vermeleri engelleniyor.
Sri Lanka’da yaklaşık olarak 4000 adet fil olduğu bilinmektedir.
Çevreci biri olarak amacım file binerek zarar vermek değil; bakıcısına file yemek alması için yardımda bulunmaktı. Çünkü gururlu olduklarından sadece para verip binmeyelim dediğimizde paramızı kabul etmediler.
Sri Lanka’da filler başka hayvanlara saldırmıyorlar. Vejetaryen hayvanlar ot ve meyve ile besleniyorlar. Filler su içmek için ya da yüzmek için suya girdiklerinde bazan timsahların saldırısına uğruyorlar.
Hint, Çin ve Malay mutfağının etkisi altında kalmış bir yemek kültürü vardır. Yemeklerde bolca baharat kullanılır. Pirinç ve köri temel besinleridir. Deniz ürünleri ve her tür tropik meyve bulunur.
Hint Okyanusu; Hindistan, Afrika ve Okyanusya tarafından çevrilen, dünyanın üçüncü büyük okyanusudur. Asya’nın güneyinde, Afrika ile Avustralya arasında bulunur. Bu deniz, okyanuslar içinde en küçük olanıdır. Avustralya ile Afrika arasındaki uzaklık yaklaşık olarak 10.000 kilometredir. Yüzölçümü kollarıyla berâber 74.900.000 km2yi bulur.
Babel Mendeb Boğazı ile Kızıldeniz’e, Hürmüz Boğazı ile Basra Körfezine uzanır. Hint Okyanusu’nun büyük bir kısmı Güney Yarım Kürededir. Hint Okyanusunda ortalama derinlik 3500 metredir. En derin yeri 7455 m ile Sunda Çukurudur. Bu çukuru 6450 m ile Wharta Çukuru, 5360 m ile Sormaki Çukuru, 5880 m ile Madagaskar Çukuru takib etmektedir. Avustralya açıklarında bulunan çukurun derinliği ise 5640 metredir.
Hint Okyanusuna dökülen nehirler; Indus, Brahmaputra, Iravadi, Salween, Granges, Şattülarap, Zambezi, Saluen, Ganj, Limpopo, Tana ve Vehbi Celebi’dir.
Önemli adaları ise; Madagaskar, Mauritius, Ceylan, Reunion, Rodriguez, Socatra, Andanans, Nicabars, Mergu, Maldiv ve Laccadiv’dir.
Hint Okyanusu tropikal bölgede bulunmaktadır. Yazın denizden karaya esen muson rüzgarları, kışın karadan denize doğru eserler. Bundan dolayı Hint Okyanusuna muson iklimi hakimdir.
Kolombo, Sri Lanka’nın başkentidir. 2009 yılında Tamir gerillalarıyla olan iç savaşın bitmesiyle gelişerek, turizm ve finans şehri olur. Gündüz nüfusuyla gece nüfusu farklıdır.
Civar küçük yerleşim yerlerinden çalışmaya gelenlerle gündüz nüfusu 2 milyonu bulur.
Portekiz ve Hollandalılardan sonra şehri ele geçiren İngilizler, liman olması ve ticareti liman vasıtasıyla daha da geliştirmek adına ülkenin başkentini Kolombo yaparlar. Küçük olan liman, ticaretin gelişimiyle büyür.
Bugün gökdelenlerin ve dünyanın birçok bankasının bulunduğu modern bir başkent olma yolundadır. Bu modernliğin yanında gelişmekte olduğunu gösteren tezat görüntülerle de dikkat çekmektedir. Lüks kuyumcu mağazaların önünde tuk tuklar kente özel görüntü sağlamaktadır.
Kolombo 15 bölgeden oluşur. 1.Kolombo en merkezi adeta şehrin kalbidir. 7. Kolombo İngilizlerden kalma gösterişli villalardan oluşur. 6.Kolombo’da büyükelçilikler yer alır.
Her türlü spor şehrin içinde kolayca yapılabilmektedir. Golf, kriket, tenis, futbol alanları şehrin her köşesinden sizi selamlar.
Tarihi dokusu, tapınakları, camileri ve kiliseleri ile her dine mensup kardeşçe yaşayan halkı son derece güler yüzlü ve yardımseverdir. Tertemiz sokakları, lüks otelleri, gökdelenleri, ibadethaneleri, gölü ile görülesi huzurlu bir başkenttir.
Sigiriya ya da Sinhagiri, Sri Lanka’nın Orta Vilayeti’ndeki Dambulla kentinin yakınlarındaki Kuzey Matale Bölgesinde bulunan eski bir kaya kalesidir. Adı, yaklaşık 200 metre yüksekliğinde büyük bir kaya sütunun hakim olduğu tarihi ve arkeolojik önemi olan bir siteye atıfta bulunmaktadır.
Sigiriya aslan kayası demektir. Sri Lanka’da başkentten 161 km uzaklıkta bulunan önemli bir Budizm merkezidir. Antik kraliyet kalesinin kalıntılarının bulunduğu bu yer M.Ö. 477 yıllarına dayanır ve sert bir kayalık üzerinde inşa edilmiştir. Kral Kaspaya’nın kardeşinin saldırılarından korunmak için inşa ettirdiği bu kaleden şehre tek giriş aslan ağzı şeklindeki kayalıktır. Sigiriya Kalesi, oldukça yüksek bir tepeye kurulmuş eski bir yerleşim yeridir. Aslında yerleşim yerinden ziyade bir tepenin üzerine kurulmuş bir saraydır. 200 metre yüksekliği olan tepeye 840 basamakla çıkılır.
5. yüzyılda inşaa edilmiş olan Sigiriya Kalesi, Unesco’nun dünya kültür mirasları listesinde yer alır.
Bentota Nehri’nde safari…
Sri Kanka adeta bir açık hava hayvanat bahçesi gibidir. Nerede hangi canlı ile karşılaşacağınız belli olmuyor.
Yaptığımız nehir safarisinde timsah, su monitörü, yarasa, maymun çok çeşitli kuş türü ve su canlısı gördük. Safari 2 saat sürüyor. Sonunda da harika bir jet ski ile keyfimizi taçlandırdık.
Bentota nehri 65 km uzunluğunda yaklaşık 40 deniz milidir. Sri Lanka’nın ortasında doğup güneyinde Hint Okyanusu ile buluşur.
Etrafında lüks oteller, villaların yanı sıra cami, budist ve hindu tapınağı ve kilise de bulunur.
Sri Lanka nüfusunun dörtte üçü Budist Sinhaliler oluştururken 3 milyon Hindu Tamil, 2 milyon Müslüman vardır.
Tamil Kaplanları isimli ayrılıkçı örgüt olan Tamil etnik grubunun yaşadığı bölgede bağımsız bir devlet kurmak için 26 yıl süren iç savaş ile hükumet güçlerine karşı verdiği savaşı 2009 yılında kaybetmeleri sonrasında ülkenin turizme açılmasıyla her geçen yıl daha çok turist çekmektedir.
Budizm, bugün dünya üzerinde yaklaşık 500 milyonu aşkın inananı bulunan bir yaşam felsefesidir. İ.Ö 6. yüzyılda, brahmanizm’e bir tepki olarak Hindistan’da ortaya çıkmış, daha sonra zaman içinde , Güneydoğu ve Doğu Asya’da (Çin, Japonya, Kore, Moğolistan, Nepal, Sri Lanka, Tayland ve Tibet’te yaygınlaşmıştır.
MÖ 563-MÖ 483 yılları arasında yaşadığı tahmin edilen, bugün Buddha olarak bilinen Siddhartha Gautama tarafından kurulmuştur. Siddhartha Gautama, Kuzey Hindistan’da bir prens olarak doğduktan sonra hayattaki acıları sona erdirmek için bir yol bulmak amacıyla 29 yaşında krallığını terk ederek inzivaya çekilmiş ve 35 yaşında aydınlanmaya ulaşmıştır.
Budizmin dört esası vardır:
1- Hayat, ıstırap ile doludur. Zevk ve sefa, bir hayal, bir aldatıcı rüyadır. Doğum, ihtiyarlık, hastalık ve ölüm de acı bir ıstıraptır.
2- Bu ıstıraplardan kurtuluşa mani olan şey, bilgisizlik yüzünden kapıldığımız hevesler ve ne olursa olsun, muhakkak yaşamak arzumuzdur.
3- Istırabı yenmek için, bütün geçici heveslerle birlikte muhakkak yaşamak arzusunu da terk etmek gerekir.
4- Yaşama hevesinin sönmesi ile, insan rahata kavuşur. Bu hâle “Nirvana” ismi verilmektedir. Nirvana, hiçbir hevesi ve ihtirası olmayan bir insanın, dünya zevklerinden elini çekerek kutsal istirahata kavuşması demektir.
Buddha, insanların saadete kavuşması için, 8 yol tavsiye etmektedir. Bunlar: doğru itikat, doğru karar, doğru söz, doğru hareket, doğru hayat, doğru çalışma, doğru tefekkür (düşünce), doğru muhakemedir.
Buddha, Brahma inanışındaki bütün sınıfları reddeder. Brahman sınıfının otoritesini tanımaz ve onlara ayrı bir üstünlük vermez. Bütün insanları eşit sayar ve onlara aynı hakları verir. Brahmanlardaki paryaları bağrına basar. İnsanları kutsal varlık olarak kabul etmez. Aksine, insanların çok kusurları olduğunu ve ancak aza kanaat ederek, kimseye fenalık yapmayarak, oruç tutarak, bu günahlardan kurtulacaklarını telkin eder.
Hinduizm, bilinen en eski organize dinlerden biridir. Kutsal yazılarının tarihleri İ.Ö. 1400-1500 yılları kadar geriye uzanır. 330 milyon tanrısı olduğundan en değişik ve karmaşık dinlerden biridir. Ancak Brahma en önemli tarıdır. Hinduların çok çeşitli ana inançları ve birçok farklı mezhebi vardır. Hinduizm, dünyanın üçüncü en büyük dini olduğu halde, esas olarak Hindistan ve Nepal’de bulunmaktadır.
Hinduizm’in ana metinleri, Vedalar, Upanişad, Mahabharata ve Ramayana’dır. Bu yazılar, ilahiler, büyüler, felsefeler, ritüeller, şiirler ve öyküler içerir. Hindular inançları için bunları temel alır. Hinduizm’de kullanılan diğer metinlere Brahmanalar, Sutralar ve Aranyakalar dahildir.
Brahma, evrenin bütününde gerçeğin ve varoluşun her kısmında var olduğuna inanılan varlıktır. Brahma hem kişisel değildir ve bilinemez ve sık sık da, Brahma—Yaratıcı; Vişnu—Koruyucu ve Şiva—Yok Edici olmak üzere üç farklı biçimde var olur.. Hinduizm insanlığı ilahi olarak görür. Brahma her şey olduğu için, Hinduizm herkesin ilahi olduğunu ileri sürer. Brahman dışında tüm gerçek sadece bir yanılsama olarak kabul edilir. Bir Hindu’nun ruhsal amacı Brahma ile bir olmak ve böylece “bireysel benlik”in yanılsatıcı biçiminde var olmasının son bulmasıdır. Bu özgürlük “mokşa” olarak adlandırılır.
Hindu, “mokşa”ya erişilene dek, gerçeği öz-gerçekleştirme üzerinde çalışması için tekrar tekrar yeniden dünyaya geleceğine inanır (ki gerçek sadece Brahman’ın var olduğudur). Bir insanın dünyaya tekrar ne olarak geldiği, doğanın dengesi tarafından yönetilen bir neden sonuç ilkesi olan karma aracılığıyla belirlenir. Bir insanın geçmişte yaptıkları gelecekte olacakları etkiler ve onlarla bağlantılıdır, buna geçmiş ve gelecek hayatlar da dahildir.
Sri Lanka mutfağı bizi şaşırttı. Bize benzer çok yemekleri var. Ada olması sebebiyle de doğal olarak deniz ürünü çok.
Yengeçler şekilleri itibariyle en çok ilgi çeken deniz canlılarının başında gelmektedir. Bu hayvanlara ne derece deniz canlısı demek doğru olur bilemiyorum ama bu yengeçlerin birçok türü tatlı sularda ve hatta karada yaşar.
Yengeçler on bacaklı ve kabuklu hayvanlar kategorisindedir.
Kıskaçları nedeniyle kendilerine özgü bir görünüşe sahiptir. Kıskaçları oldukça güçlüdür. Bu kıskaçları sayesinde avlarını avlarlar, kendilerini korurlar ve avlarını parçalamak için kullanırlar. Dünya genelinde yaklaşık olarak 3500′den fazla türü bulunduğu söylenir.
Yengeçlerin yaşam alanı belli bir kıta ile veya belli bir ülke ile sınırlı olmayıp dünyanın tüm kıtalarına, bölgelerine ve yerlerine dağılmışlardır.
Yengeçlerin iskeletleri sağlam yapıdadır ve kalındır. Bu sayede bir çok tehlikeden kendilerini koruyabilirler.
Yengeçlerin ön tarafında iki adet göz ile iki adet anten ve kısa kuyrukları vardır.
Yengeçlerin beslenmesi genel itibariyle su yosunları ile olmakla birlikte küçük kabuklular, solucanlar, yumuşakçakalar, mantarlar, bakteriler gibi canlılarladandır. Yani yengeçler hem otçul hemde etçil canlılardır.
Sri Lanka’da çokça tüketilmektedir. Özellikle mavi yengeç bu bölgeye özeldir. Geldiğinizde mutlaka tadın. Acı tatlı soslu yengeç de yine tadılması gereken lezzetlerdendir.
Çay; hepimizin severek içtiğimiz, adına 5 çayı gibi isim verdiğimiz içeceğimiz adeta Sri Lanka ile Ceylon Çayı olarak özdeşleşmiş.
1905 yılında İngilizler tarafından kurulmuş olan çay fabrikasını ziyaret edin.
Sri Lanka 4 Şubat 1948 yılında bağımsızlığını kazanan ülke 1972 yılında Ceylon olan adını Sri Lanka olarak değiştirmesine rağmen dünyada çay hala Ceylon olarak tanınmaya devam etmektedir.
Çayı Karadeniz’den biliyoruz. Aynı yöntemlerle toplanıyor burada da çay.
Ceylan çayı yılda 5 kere hasat edilirken Karadeniz çayı 3 kere hasat ediliyor.
Çay; altın çay, gümüş çay ve çay olarak 3’e ayrılıyor. Yeşil çayı unuttun dediğinizi duyar gibiyim. Unutmadım yeşil çay siyah çayın fermante edilmemiş halidir. Fermante dışında aynı işlemlerden geçiyor.
Toplanan çay yaprakları 1 gün boyunca havalandırılıyor. Havalanan çaylar eleniyor. Filizleri doğal olarak en makbul kısmıdır. 1. Sınıf çaylar filizlerden oluyor. Siyah çay fermante ediliyor. Kurutma makinasında 120 derecede 22 dakika kurutulan çaylar başka bir makinada çöplerinden ayrıştırılıp büyüklüklerine göre sınıflandırılıyor. Daha sonra Japon ve Çin makinalarında renk sensörleri yardımıyla rengine göre de 5’e ayrılıyorlar.
Günümüzde hızlı olması nedeniyle hemen hepimizin mutfağında bulunan poşet çaylar genellikle tozlarından yapılıyormuş̧. O yüzden demleme çay çok daha makbul.
Altın ve gümüş çay demlenmiyor. 80 derece suda birkaç dakika bekletildikten sonra içiliyor.
Çayın içine şeker atmıyorlar. Hindistan cevizi pekmezi kesme şeker haline getirilmiş. Kıtlama gibi içiyorlar.
Sen bana çay dök, ben sana derdimi diyeceğimiz dostlarla keyifli çay sohbetlerinde buluşun diyerek çayı noktalayayım.
Apartmanda doğup büyümüş çiçek yetiştirmek dışında tarımdan anlamayan biri olarak sizleri hep kullandığımız ama nasıl yetiştiğini bilmediğimiz bitkilerle buluşturmak istiyorum.
Fotoğrafta soldaki görsel kahve ağacı. Hayret etmeyin. Kahve ağaçta mı olur dediğinizi duyar gibiyim. Evet kahve çekirdekleri meyve gibi ağaçta çiçek açıp yeşil oluyor sonra da kırmızı halini alıyor. Sıcak ve tropik bölgelerde çok yetişiyor.
Sağdaki fotoğraf bir çikolata tutkunu olan benim hayran olduğum kakao. Ne kadar ilginç değil mi?
Üçüncü bitki ise muscat. Elimde gösterdiğinde muscat meyvesinin dışı atıldıktan sonra gözüken çekirdeği. Kırmızı olanlar karın ve mide ağrısına iyi geliyor. Kahverengi çekirdek kırıldığında muskata ulaşabiliriz.
Lotus ve nilüfer sık sık karıştırılan iki bitkidir. Her ikisi de durgun suları, dingin göletleri sever; çiçekleri birbirine çok benzer. Çoğu insan için lotus ve nilüfer arasındaki en bariz fark boylarıdır. En uzun nilüfer sudan 20 cm. yükselir. Buna karşılık lotusun boyu 2-3 metreyi bulur; bu da lotusların çiçek açtığı yaz aylarında, küçük teknelerle lotusların gölgesinde dolaşıp serinlemek için tercih edilir.
Doğal lotus herhangi bir nilüferden çok daha geniştir; bir lotusun 20-30 cm. çapa ulaşması şaşırtıcı değildir.
Lotusun yaprakları da çiçeğin güzelliğini tamamlar. “Lotus yaprağının ortasında titrek bir çiğ damlası gibi sabah güneşi parıldar.” Çünkü yaprağın yüzeyi kör diken benzeri çıkıntılarla kaplıdır. Düşen yağmur damlaları hemen edebiyatın yüzyıllardır takdir ettiği bir görünüme, kristal benzeri damlacıklara dönüşür. Yeterli su ve besinle, yuvarlak, düz lotus yaprakları 3 metre çapına ulaşabilir. Çiçekleri yüksekte dimdik dururken, lotus yaprakları göledi doldurur.
Antik çağda nilüfer çiçeği çayı sadece kraliyet kanından olanların içeceği olarak bilinirdi. Nilüfer çiçeği veya diğer ismi ile lotus çiçeği çayı depresyonu giderir ve ruh halini yükseltir. Çay yapımında bitkinin yaprakları ve çiçekleri kullanılır. Lotus çayının ferahlatıcı aroması ve güzel tadı vardır. Lotus çiçeği çayı bütün vücudu kuvvetlendirici etkiye sahiptir. Bu bitki çayının yüksek oranda C vitamini ve aminoasit içerdiğinden bağışıklık sistemi üzerinde olumlu etki yapar, vücuttaki birçok hastalığa iyi gelir, protein ve karbonhidrat metabolizmasını iyileştirir. Sıcak havalarda sadece 1 fincan nilüfer çiçeği çayı içmeniz vücut ısısını birkaç derece düşürerek cildinize ferahlık ve serinlik hissi verir.
Nilüfer suda yetişen bir sarmaşık bitkisidir. Lotus yer yüzünün en eski çiçeklerindendir. Bitkinin anavatanı Kuzey Afrika olarak bilinmektedir. Onun ilk izleri 100 milyon yıl öncesine aittir. Lotus bitkisi koruma altına alınan bitki türlerindendir. Birçok medeniyetin simgesidir. Antik Mısır ve Sri Lanka bunlara birer örnektir.
Nilüfer veya Lotus Çiçeği Çayının Faydaları
• Kanser tedavisine yardımcı olur
• İdrar söktürücü etkiye sahiptir
• İltihap önleyicidir.
Kış mevsimi geliyor. Yazı, güneşi ve denizi siz de benim gibi özleyenlerden ve grilikten ve soğukluktan kurtulmak istiyorsanız en iyi çözüm yarım küreyi değiştirmektir. İşte bizde kışken kaçıp güneşin kemiklerinizi ısıttığı bir yere gitmek istediğimizde Sri Lanka için doğru zamandır.
Hava Durumu
Sri Lanka’da hava sıcaklığı yıl boyu, 27-29 derece arasında değişiyor. En sıcak ay ortalama 29 dereceyle mayıs, en soğuk ay ortalama 27 dereceyle Ocak’tır.
Nisan-Mayıs; Eylül-Ekim ayları arası ülke çok yağış alıyor. Mayıs ve Eylül ayları arası Muson dönemi var.
Ülkede bölgelere göre hava durumu değişiyor. Güney sahillerinde sıcak hava varken, rakımın yüksek olduğu doğa üçgeninde (Ella – Nuwara Eliya’yı da kapsayan bölge) hava serin olabilir.
Sri Lanka Mutfağı
Civardaki ülkelerden ve geçmişindeki sömürgelerden etkilenen mutfağında bolca baharat kullanılır. Özellikle Hindistan mutfağının etkileri dikkat çeker. Nerdeyse tüm yemeklerinde acı biber ve sarımsak bulunmakla birlikte yemekleri Türk damak zevkine uzak değildir. Acı yemiyorsanız muhakkak spariş öncesi belirtmelisiniz. Dünya mutfağı da oldukça yaygındır.
Vize
Sri Lanka vizesini, aşağıdaki linkten online olarak alabiliyorsunuz.
Genelde vize 1-2 günde çıkıyor ancak aynı günde verildiği oluyor. Ücreti 35 dolar. Ayrıca ülkeye girişte alanda da alabilirsiniz.
Sri Lanka Para Birimi
Sri Lanka Rupi si yani LKR kullanılır. Paranızın üstünü Sri Lanka Rupisi olarak ödenmesine razı olursanız Amerikan Doları da yaygın olarak kullanılmaktadır.
Sri Lanka’da gezmenin 3 yolu vardır. Bunlar:
Şoförlü araç kiralamak,
Toplu taşımayla (Şehirler arasını otobüs, tren veya taksiyle; şehir içinde tuktukla),
Motor kiralamak.
Hem trafiğin ters yönden ilerlemesi hem de yolların fiziki şartlarının iyi olmaması nedeniyle şoförlü araba kiralamak en konforlu seçenektir.
Sri Lanka’da Yapılması Gerekenler:
Tapınakları gezin
Fil Yetimhanesine gidin
Nehir Safarisi yapın
Ayurveda ve Masaj deneyimi yaşayın
Denize girin
Çay Bahçelerini ve fabrikasını gezin
Sri Lanka Mutfağını keşfedin
Botanik Bahçe Gezin
Mavi Yengeç tadın
Midigama Plajı’nda veya Arugam Körfezi’nde sörf yapın
Dalga Sörfü yapmasanızda izleyin
Pigeon Adası Ulusal Parkı ile Weligama bölgesinde dalış yapın
Milli parklarda safari turu yapın
Sri Lanka’nın en kutsal dağı Adam’s Peak’e tırmanın
Adam’s Peak’e tırmanacaksanız gece hava soğuk oluyor yanınızasıcak giysi alın
Mavi Tren yolculuğu yapın
Hindistan cevizi suyu tadın
Baharat Bahçelerini gezin
Lion’s Rock (Sigiriya)’a gidin
Diyaluma Şelalesi’ni görün
Fil Safarisi yapın
Sri Lanka’da antik kentleri gezerken yerel rehber tutun.
En yerel yemeklerinden ‘roti’ börek gibi yiyin.
Sri Lanka sokak lezzetlerinden pişmiş muz yiyin.
Mango, muz, jak, goa gibi meyveleri tadın.
Sri Lanka’da Yapılmaması Gerekenler:
Tapınaklarda buda heykellerine sırtınızı dönmeyin.
Maymunların her yerde olduğunu ve eşyalarınızı çalmalarına karşı dikkat edin ve çantanızı açık bırakmayın.
Köylerde ve oteller dışında çok hijyen aramayın ve yanınızda kişisel temizliğiniz için gerekenleri alın.
Haftasonları, ulusal bayramlar ve tatillerde gitmeyin.
Ayurvedik ilaç ve kremleri baharat bahçesi turundan almak yerine marketlerden daha ucuza alabilirsiniz.
Sri Lanka’ya gitmeden yapılacaklar:
Yağmurluk veya küçük bir şemsiye almayı unutmayın.
Ayakkabılarla camilere olduğu gibi tapınaklara girmek yasak olduğundan yanınıza bolca çorap alın.
Tapınak ziyaretleri için yanınızda şal bulundurun.
Yanınıza uzun kollu tişört, hırka ya da şal alın. Akşam hava serinliyor.
Sinek kovucu alın
Mavi Tren gezisi yapacaksanız birinci sınıf biletleri hemen tükendiği için gitmeden online bilet alın.
Maldivler, Sri Lanka’ya çok yakın ve zamanınız varsa gitmişken orayı da dahil edebilirsiniz.
Plaj kıyafetlerini alın
Yürüyüş ayakkabısı alın
Halkın evet demek ve onay almak için kafalarını sağa sola salladığını unutmayın.
Sri Lanka’dan Ne Alınır?
Ceylon çayı,
Baş ağrısı, eklem ağrısı, egzama gibi hastalıklara iyi geldiği söylenenayurvedik ilaçlar ve kremler,
Köri, tarçın, zerdeçal gibi baharatlar,
Ahşap oyma objeler,
Samahan adlı baharatlardan yapılan bitkisel geniz açıcı bir ayurvedik ilaç,
Hindistan cevizinden oyma objeler,
Mavi safir
Batik kumaş ya da yapılmış giysiler
Raksha maskesi ve dumbara paspasları gibi el yapımı ürünler
Sri Lanka sarisi,
Tropik ve goraka meyvesi
Sri Lanka Gece Hayatı
Özellikle şehir merkezlerinde ve turistik yerlerde renkli ve çok alternatiflidir. Bar, restoran, gece kulübü, disko, centleman club ve casinolar oldukça fazla olmakla beraber Asya’nın diğer yerlerine nazaran bu mekanlara giriş ücrete tabidir. Yerel halkın daha yeni yeni benimsediği bar kültürü gençler tarafından rağbet görmeye başlasa da yabancılarla kaynaşmayı çok tercih etmezler.
Yetişkin Erklere yönelik centleman kulüpleri masaj salonları bulunur.
Dr. Ömür Kahraman
Turizmci, turist rehberi, öğretim görevlisi, yazar.
Torbayla Yaşamak ve Puglia'da Bir Ömür kitaplarının yazarı.