İçerikte Neler Var?
Emtia Milliyetçiliği ve Gıda Enflasyonu
ABD’de genel tüketici enflasyonu Mart’ta %8,5’e, gıda enflasyonu ise %8,8’e ulaştı. Euro Bölgesi’nde Mart ayında genel tüketici enflasyonu %7,0 ve gıda enflasyonu %5,5 oldu. Türkiye’de ise mart ayındaki %5.46 artışla yıllık enflasyon %61,14, gıda ve alkolsüz içecekler yıllık enflasyonu %70,33 olarak gerçekleşti. Enflasyonun küresel ekonomi üzerindeki etkisi eşit olmasa da gıda ve tarım ürünleri de dahil olmak üzere neredeyse her kesimi derinden etkilediği açıktır.
Gıda enflasyonundaki artışın nedenleri çok ve geniştir. Bazıları geçici, bazıları ise kalıcı olabilir.
Şu anda 52 milyar $’lık rekor bir seviyeye ulaşan tarım ürünlerine olan yatırım tahsisi ise çok fark edilmeyen ama enflasyonist ortama oldukça etki eden bir unsurdur.
İktisat teorisi, enflasyon beklentileri oluşturmanın enflasyonu evcilleştirmeyi daha zor hale getirdiğini öne sürüyor. Bu teori tarımsal emtia piyasalarımızda gerçekleşiyor gibi görünüyor.
Türkiye Dışında Nasıl Bir Tablo Mevcut ?
Tüketici düzeyindeki en geniş enflasyon ölçüsü olan ABD Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), Mart ayında %8.5 ile 1981’den bu yana en yüksek seviyesine ulaştı. Bu, iki yıldan daha kısa bir süre önce var olan enflasyonist ortamla taban tabana zıtlık oluşturuyor. 2020’nin ikinci çeyreğinde, ABD karantinadayken ABD TÜFE ortalaması %0,4 idi. Bu noktada endişe, COVID-19 virüsünün yayılmasını azaltmaya yönelik önlemlerin tetiklediği deflasyondu.
ABD Gıda TÜFE, 2020 ve 2021 başlarında genel TÜFE’yi yansıtmamıştı. Bununla birlikte, son aylarda birbirleriyle uyumlu hareket ettiler. ABD Gıda TÜFE Mart ayında %8,8 arttı. Bazı parametreler, genel fiyat seviyelerini belirleyen güçlerle aynıdır ve bazıları gıda ve tarım ürünlerine özgüdür. Bununla birlikte, tüketiciler artık satın alma güçlerinin çok zayıfladığını görüyorlar.
Genel olarak hızla yükselen gıda enflasyonu ABD’ye özgü değil. Atlantik’in diğer tarafında, hikaye çok keskin olmasa da benzer. Euro Bölgesi Mart ayı tüketici fiyatları %7,5 ve gıda fiyatları %5,0 arttı. Bu, 2020’nin sonunda genel enflasyon için negatif enflasyon seviyeleri ve 2021 ortalarında gıda enflasyonunun %1’in altında kalmasıyla karşılaştırılınca oldukça dramatik bir resim ortaya koyuyor.
Gıda Enflasyonu Sadece ABD ve Avrupa’da Yok
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), ABD TÜFE’sine benzer, geniş çapta izlenen bir gıda fiyat endeksi üretmektedir. Bununla birlikte, dünyadaki işlenmemiş gıda fiyatlarındaki değişimleri de ölçmeye çalışır. Endeks Mart ayında rekor seviyelere yükselerek Şubat ayına göre %12,6 artarak 1991 yılına kadar uzanan en büyük bir aylık artışı göstermektedir. Endeks, yıldan yıla %33.6’lık büyük bir artışa ve 2020’den bu yana yaklaşık %75’lik bir artışa işaret ediyor.
FAO Gıda Fiyat Endeksi, yıllık bazda %56 ve Mayıs 2020’ye göre %220 artışla yemeklik yağlarda enflasyonun en şiddetli olduğunu gösteriyor. Küresel et fiyatları, yıldan yıla %19 ve Mayıs’tan bu yana %26 artışla en düşük seviyede olan fiyatlar.
Gıda Enflasyonunun Nedenleri Çeşitlidir
2020’nin ortalarından bu yana birbiriyle ilgisiz birçok faktörle uzun ve dolambaçlı bir yoldan geçerek bugüne gelen gıda enflasyonu son yılların zirvesinde seyrediyor. Aşağıdaki başlıklar şüphesiz gıda enflasyonunun nedenlerini tam olarak açıklayamaz ancak bugün bulunduğumuz yeri belirleyen en gerçekçi nedenleri sunmaktadır.
1. Çin’in Yem Maddelerine Yönelik Talebi Artıyor:
2020’nin başlarında Çin, ABD ile Birinci Aşama ticaret anlaşmasını imzaladı. Bu, Afrika Domuz Ateşi (ASF) salgınını kontrol altına almalarıyla aynı zamana denk geldi. ASF, iki yıl boyunca domuz sürülerini mahvetti, hayvan sayısını 1/3 oranında azalttı ve yem talebini azalttı. ASF kontrol altına alındığında, Çin’in soya fasulyesi, mısır, sorgum, buğday ve diğer yem tahıllarına olan talebi arttı.
2. Motor Yakıtlarının Karbondan Arındırılması:
Tarımsal ürünlerin motor yakıtlarına dönüştürülmesi yeni bir uygulama değil. On yıldan fazla bir süredir devam ediyor. Bununla birlikte, karbon ayak izini/sera gazlarını azaltmak için yeni bir girişim ve politika dalgası uygulamaya konmuştur. Ek olarak, bitkisel yağlar ve hayvansal yağ türevli dizelin geleneksel dizel yakıta artan karışım seviyelerini sağlayan yeni bir teknoloji, sıvı ve katı yağlar ve yağlı tohumlara olan talebin artmasına neden oldu.
3. Üretim Sorunları:
Üretim sorunları her daim mevcuttu. Olumsuz hava koşulları nedeniyle bazı önemli üreticilerin üretim kayıpları yaşamadığı bir yıl son zamanlarda yaşamadık. Ancak, son iki yılda, zirve yapan üretim sorunları daha yüksek fiyatlara yol açtı. Bu sorunlar arasında şunlar yer alıyor: 2020 yılında COVID’in ortasında düşen fiyatlar ve kötü hava koşulları nedeniyle ABD’de üretim eksiklikleri had safhaya çıkan palm yağı meselesi. COVID ile ilgili iş gücü eksiklikleri tüm dünyadaki tarımsal üretim kademlerinde engellere yol açtı. Brezilya’daki kuraklık; Mısır ve soya fasulyesi üretimini çok olumsuz etkiledi ve artan yem maliyetleri, hayvansal protein üretiminde azalmalara yol açtı.
4. İşleme ve Lojistik Sorunları:
Birçok endüstrinin tedarik zincirindeki sorunlar işleri içinden çıkılamaz hale getirdi. Gıda sektörü de bundan en fazla etkilenen sektörlerden biri oldu. Dünyanın dört bir yanındaki ulaşım sorunları navlun oranlarını artırdı, limanları tıkadı ve kıtlıklara neden oldu. İşgücü kıtlığı, dünya çapında çok sık et ve ürün kıtlığına neden oldu.
5. Politika Kararları:
Yakın zamana kadar faiz oranlarını sıfıra yakın tutan destekleyici para politikaları ve pandeminin yükünü hafifletmeyi amaçlayan maliye politikası, “istenmeyen sonuçlar yasası“na yakınlaştı. Kıt sayıda malın peşinden giden bol miktarda para olduğu için, işgücü kıtlığı artık kronik hale geldi.
6. Rus/Ukrayna Savaşı:
Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, gıda enflasyonunu alevlendiren en son olaydır. Bu ülkelerin her ikisi de önemli tahıl ve bitkisel yağ ihracatçılarıdır. Savaş, bu ülkelerin her birinin ihracat akışını kesintiye uğrattı. Ukrayna’da savaş ihracat yeteneklerini ciddi şekilde engelledi. Rusya tarafında ise yaptırımlar istekli olsalar da alıcıları azalttı. Bu, buğday, mısır ve bitkisel yağ piyasalarında yaygın bir bozulmaya neden oldu.
Yatırım Parası Emtialara Aktı
Borsada işlem gören tarım ürünleri, hisse senetlerinden daha iyi performans gösterdi. Ocak 2020’den bu yana Bloomberg Ag Emtia Endeksi %85, S&P 500 Endeksi ise %36 değer kazandı. Yakın vadede, karşıtlık daha da keskin; ag emtiaları geçen yıl %46, hisse senetleri ise sadece %7 değer kazandı.
Bu, para yöneticilerinin dikkatini çekerek, tarım ürünleri de dahil olmak üzere emtialara varlık tahsislerini artırmalarına neden oldu. ABD emtia piyasaları düzenleyicisi CFTC tarafından tanımlandığı üzere, Managed Money tarafından bu haftaki toplam varlık tahsisi rekor 52 milyar dolardı.
Bu 52 milyar dolarlık net uzun pozisyon, 2020’nin ortasındaki 6 milyar dolarlık net açık pozisyon ve 2019’un sonundaki 13 milyar dolarlık net açık pozisyonla karşılaştırıldığında ortaya çok garip bir tablo çıkıyor. Tarım ürünlerine yatırım akışı kendi başına fiyatları yükseltmese de, katkıda bulunan çok önemli bir faktördür. Aynı zamanda emeklilik fonlarının ve para yöneticilerinin de enflasyon beklentilerini gösterir. Enflasyon, sabit bir miktar para alan ancak gelecekteki çıkışları enflasyona endeksli emeklilere borçlu olacak olan emeklilik fonlarının özel bir korkusudur. Enflasyon yükselirse, gelecekteki yükümlülükleri artar. Çok az varlık sınıfı, enflasyonist bir ortamda emtialar kadar iyi performans gösterir.
Artan miktarlarda paranın emtialara konulması konusundaki isteklilik, artan enflasyon beklentilerinin iyi bir göstergesidir.
Enflasyon Beklentileri Kendi Kendini Tetikleyen Bir Paradoks…
Artan enflasyon beklentileri, tasarrufları azaltmak ve harcamaları artırmak dahil olmak üzere davranışları yönlendirebilir. Beklentiler yükseldikçe, davranış genellikle enflasyonu alevlendirecek şekilde değişir. Birinin ekmeğini bugün satın alması ve gelecekte fiyatların daha da yükseleceği beklentisiyle stok yapması buna bir örnektir. Bunu global düşünecek olursak birçok ülke mukayeseli üstünlüğü olduğu ürünlerde emtia milliyetçiliği yaparak durumdan faydalanma/ vazife çıkarma içgüdüsü ile hareket etmektedir.
Bu durum belirli bir zaman sonra başta buğday, soya, mısır, Ayçiçek, palm olmak üzere temel tarım ürünlerinde daha fazla bir enflasyon oluşmasına sebep olacaktır. Beklentiler artan enflasyona uyarlandığından, enflasyonu yavaşlatmak çok daha zor olabilir. Açıkça, yönetilen para pozisyonunun büyüklüğü, artan tarım emtia enflasyonu beklentisinin yerleştiğini gösteriyor.
IPES-Food’a göre, 20 ülke Mayıs ayı başından itibaren tahıl ve bitkisel yağların ihracatına kısıtlamalar getirdi. Rapora göre, lisans gereklilikleri gibi diğer ihracat kısıtlamaları ile birleştirildiğinde, küresel olarak ticareti yapılan gıda kalorilerinin %17’sini oluşturuyor. En yakın zamanda, en büyük palmiye yağı üreticisi olan Endonezya, yüksek yerel yemeklik yağ fiyatlarıyla mücadele ettiği için Nisan ayı sonlarında bu önemli bileşen için ihracat yasağı başlattı.
Ülkelerin kendi temel gıda maddelerini yetiştirmede kendi kendine yeterlilik geliştirmesi, daha dayanıklı geleneksel ürünlere (örneğin pirinç yerine darı yetiştirmek) geçmeleri ve insanların diyetlerine daha fazla çeşitlilik getirmeleri gerekiyor. Aslında bu fikir, gıda üreticilerinin aşina olduğu bir fikirdir. Arzı çeşitlendirmek, bir sonraki fiyat şokunu yumuşatmak ve hatta önlemek için bu fikirler hiç beklemeden kısa zamanda aksiyona dönmelidir.
Murat Bayizit
Kaynak: IHSmarkit, FoodDive
İş İnsanı
Yüksek Gıda Mühendisi
BTSO Meclis Başkan Yardımcısı
BTSO Dış Ticaret Konsey Başkanı
Dondurulmuş Gıda Derneği Başkanı
[…] ortalaması alınarak Gıda Fiyat Endeksi oluşuyor. Son zamanlarda paylaşılan verilere göre, gıdada meydana gelen fiyat artışı tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Bu da küresel gıda krizi ile ilgili […]
[…] kadar uzun süreceğini beklemiyorduk ama ne yazık ki hala savaş sürüyor. Savaş nedeniyle tüm emtiada bir fiyat artışı yaşandı. Ardından yaptırımlar geldi. Yaptırımlar ve karşı hamleler bu […]
[…] savaş, jeopolitik risklerin de yükselmesine neden oldu. Enerji başta olmak üzere tüm emtiada yükseliş görüldü. Haliyle küresel çapta belirsizlik […]
[…] hafta önce başta İngiltere olmak üzere Avrupa’nın birçok bölgesinde domates kıtlığı baş gösterdi. Bunda başta süpermarket zincirlerinin müşterilerine 12 ay boyunca sabit fiyattan […]
[…] maalesef bu enflasyon ortamında bu sofralar artık belirli zümrelerin buluşma yerleri olmaya başladı. Toplumun […]