İçerikte Neler Var?
Sosyobiyoloji ve Ekonomi III: Sonuç
Üretim araçlarının el değiştirmesi, ekonomik dinamiğin önemli bir unsurudur (Boulding,1991:10). Yine Boulding (1991:14,15) biri ekonomik güç, diğeri de tehdit gücü olmak üzere iki tür güçten söz etmektedir. Tehdit gücü başkalarına zorla bir şeyi yaptırabilme yeteneğidir. Ekonomik güç ise ekonomik birikim yapma kapasitesi ile doğru orantılı olup tehdit gücü de ekonomik güce bağlıdır. Bu bakış açısındaki tehdit gücü, bizim sözünü ettiğimiz hegemonya kavramına karşılık gelmektedir. Buna göre, üretim araçlarını artan oranda kontrol etmek hegemonya kapasitesindeki artışı da beraberinde getirmektedir.
Weiss ve Fershtman (1998:802), yüksek statü sahibi olmanın maddi ve gayri maddi (saygı, evlilik vs.) getirileri dışında ‘otorite’ getirisinin de olduğundan söz etmektedir. Bir topluluktaki kişilerin statüleri hakkında bir uzlaşı mevcuttur ve otorite ya da liderlik yüksek statü sahiplerine tevdi edilir. Statü ise kişinin sahip olduğu özelliklere, varlıklarına (fiziki ve beşeri sermayesine) ve icraatlarına göre belirlenir. Buradan hareketle, sermayenin yani üretim araçları sahipliğinin statü aracılığıyla hegemonya sağladığı sonucuna ulaşırız. Veblen (2016:34), konuyla ilgili olarak “birikim vasıtasıyla ulaşılmak istenen amaç, maddi güç hususunda, cemaatin geri kalanına nazaran daha yüksek bir mertebeye ulaşmaktır” demektedir. Yine Veblen (2016:40), itibarın, bizim anladığımız anlamda statünün tesis edilmesi için gösterilmesi ve kanıtlanması gerektiğini öne sürer.
Buraya kadar söylenenlerden aşağıdaki önermeleri ve neticeleri çıkarabiliriz:
1: İnsan, geçim araçlarının yokluğu nedeniyle hayatta kalamama sorununu büyük ölçüde aşmıştır. Bu konuda bir doğal seçilim mekanizması işlememektedir. Doğal seçilim geçim araçları sahipliğinde değil; statü araçları ve üretim araçları sahipliğinde söz konusudur.
2: İnsan iktisadi hayatında kıtlık geçim araçlarından başlayarak statü araçlarına doğru gidildikçe artar. Kıtlık geçim araçlarından üretim araçlarına gidildikçe artar.
3: İnsan topluluklarında gözle görülür bir statü dinamiği mevcuttur.
4: Üretim araçları üzerinde artan kontrol (tekelleşme) statü araçları düzeyinde ve statüde yükselme anlamına gelir.
5: Yüksek statü, diğerlerinin itaatini beraberinde getirir (bkz. Harsanyi, 1966).
6 : Statü dinamiği kapitalizmin temel dinamiklerindendir.
Sonuç olarak üretim araçları üzerinde artan kontrol, artan hegemonya anlamına gelir. Buradan başka bir konuya geliriz. Kapitalizmin arkasında da bu statü dinamiği mi bulunmaktadır? Derinlerden gelen statü ve tahakküm dinamikleri sermaye edinimini teşvik ediyorsa, kapitalist dinamiğin temeli de yine aynı dinamiğe bağlanabilir.
O zaman kapitalizm, yani sermayenin kendi kendini durmaksızın büyütmesi sistemi, insan doğasındaki bir şeye bağlanmış olur. Zou (1994) de sermaye araçlarına sahip olmaktan sağlanan tatminin, yani bir “kapitalizm ruhunun” varlığı durumunda, hem tasarruf motifinin güçlü olacağını, hem de sermaye birikimi ve iktisadi büyümenin daha hızlı olacağını göstermektedir.
Statü motifi, dolayısıyla statü dinamiği, beraberinde kapitalist dinamiği getirmektedir. Statü dinamiği ile servet ve sermaye birikimi olmasa, ekonomik büyümenin nüfus artış hızına ve teknoloji-bilgi düzeyi yükselmelerine indirgenebileceği iddia edilebilirdi. O zaman insan toplumu ve ekonomisi, kendi çapında muazzam bir ekonomisi olan ama durağan bir yapı arz eden herhangi bir karınca toplumundan çok farklı görünmeyecektir. Böyle olunca, insan iktisadi sisteminin yer yüzündeki biricikliği ortaya çıkmış olmaktadır.
Tüm bunların ışığında, şunlar söylenebilir: İnsan topluluklarında kuvvetli bir statü endişesi, bir statü dinamiği mevcuttur. İnsanlarda statü, kendisini göstergelerle belli etmektedir. Göstergelere ulaşabilmek için de üretim araçları üzerinde kontrol sahibi olmak gerekmektedir. Bu kontrol ne kadar geniş alana yayılıyor ve kıtlık vs. itibariyle ne kadar güçlü ise erişilen statü de o kadar yüksek olmaktadır. İşte bu dinamik, insanları tasarruf etmeye ve sermaye biriktirmeye yöneltmekten sebeplerden birisidir.
Statü olarak yükselmek isteyen birey tasarruf etmekte ve çaba sarf etmektedir. Yüksek statüye erişen birey de aynı şeyleri öyle ya da böyle, statüsünü korumak için yapacaktır. Bütün bunlar kapitalist dinamiğin özüdür. Böylelikle kapitalizm, insan doğasındaki bir şey ile, statü motifi ile yakından ilişkili bir sistem olarak görülebilir.
Dr. Öğr. Üyesi Görkem Bahtiyar 16.05.2022
Yazının Önceki Bölümleri İçin
Kaynaklar:
Veblen, T. B. (2016). Aylak Sınıfın Teorisi, Heretik Yayınevi, Ankara.
Weiss, Y. ve Fershtman, C. (1998). “Social status and economic performance: A survey”, European Economic Review, 42: 801-820.
Harsanyi, 1966. A bargaining model for social status in informal groups and formal organizations.
Behavioral Science 11, 357–369.
Boulding, K. E. (1991). “What is evolutionary economics”, Journal of Evolutionary Economics, Vol.1: 9-17.
Zou, H. (1994). “ ‘The spirit of capitalism’ and long-run growth”, European Journal of Political Economy, Vol.10: 279-293.
Dr. Öğr. Üyesi Görkem Bahtiyar, 2007 yılında Uludağ Üniversitesi İktisat bölümünden mezun olduktan sonra aynı üniversitede yüksek lisans ve sonrasında doktora eğitimine başlamıştır. 2016 yılında Uludağ Üniversitesi’nden İktisat doktoru unvanını alan Görkem Bahtiyar, akademik çalışmalarına Bursa Uludağ Üniversitesi’nde devam etmektedir. İktisadi sistemler, finansallaşma, krizler ve iktisadi düşünce alanlarında çalışmaları bulunmaktadır.