İçerikte Neler Var? Deprem Ve Zihniyet Meselemiz Türkiye’de iktisat zihniyeti konusunda çalışmış ünlü iktisatçı Sabri Ülgener, yine bir başka iktisat sosyoloğu olan Max Weber’i takip ederek, iktisat zihniyetini aktif ve pasif olarak ikili bir ayrıma tabi tutar. Dini yorumlarla ilgili olan bu ayrım, bir inanç yorumunun kişiyi iktisadi anlamda aktif, girişimci ya da içe dönük, münzevi bir tarza yöneltebileceğini söyler. […]


Yeni Kurumsal İktisadın önemli isimlerinden Harold Demzets’e göre, mülkiyet hakları ile dışsallıklar arasında yakın bir ilişki mevcuttur (Demzets,1967). İktisatta dışsallık kavramı, bir iktisadi aktörün, bu bir firma ya da birey, hatta bir ülke olabilir, davranışının diğerleri üzerindeki ekonomik etkisini ifade eder.

Sabri Ülgener, iktisat zihniyetini, eşyaya ve dünyaya karşı içten doğru bir tavır alış olarak tanımlar. Bu anlamda, farklı iktisat zihniyetlerinin dünyaya mesafe alışları da farklılaşacaktır. Kimi iktisat zihniyeti dünyayla iç içe iken (aktif zihniyet). Kimileri ona karşı olabildiğine mesafelidir (pasif zihniyet). Eşyaya karşı tavır alışların farklılaşmasında, ahlak yönünden inançlar, etik kavramları üzerinden ahlak felsefesi etkili olmaktadır.

İktisatta Kurum Kavramı İktisatta kurumlar, iktisadi aktörlerin davranışlarını kısıtlayan ve yönlendiren her türlü oyun kuralını ifade eder. Burada oyundan kasıt, alım, satım ya da yatırım gibi iktisadi bir unsur içeren bütün davranışların içinde geçtiği ortamdır. Örneğin piyasa, bu oyun alanlarından sadece birisidir. Yani kurum kavramı, ekonomik alanda nasıl davranacağımızı belirleyen kuralları ifade eder. Bu kurallar yazılı kurallar olabileceği gibi, yazılı olmayan kurallar şeklinde de olabilirler.

Vergi Algısı Konusu: İktisatta, insan davranışı üzerinde maddi faktörlerin etkili olduğunu öne süren Neoklasik iktisat ile, manevi faktörlerin önemli olduğunu savunan heterodoks düşünce arasındaki ayrım konuyla ilgilenenlerin malumudur. Benzer bir fikir ayrılığını vergi algısı üzerinden maliye disiplininde de görmekteyiz. Vergi algısı kavramı, mükelleflerin vergi uyumunu bu da sırası gelince toplanan vergi miktarını etkilemektedir. Eğer mükelleflerin pozitif bir vergi algıları varsa, vergi kaçırma ve vergiden kaçınma davranışı daha düşük boyutlarda gerçekleşecek ve maliye otoriteleri hedefledikleri vergi gelirlerine daha yakın gerçekleşmeler göreceklerdir.