İçerikte Neler Var?

Küresel Ekonomi Yavaşlıyor! Seküler Durgunluk Kapıda mı?

Bu hafta IMF, Küresel Ekonomik Görünüm Raporunu açıkladı. Beklendiği üzere küresel büyüme tahminlerinde aşağı yönlü bir revizyona gidilmiş. Bir önceki rapor, yani Ocak Raporuna göre küresel büyüme, 0.8 puan aşağı revize edilmiş. 2022 yılı için küresel büyüme beklentisi %3.6. 2023 yılı içinde büyüme beklentisi 0.2 puan aşağı revize edilerek %3.6 açıklanmış.

Küresel Ekonomi Yavaşlıyor! Seküler Durgunluk Kapıda mı?

IMF raporunda 190 ülkeyi inceliyor ve bu rapor döneminde, bunların %86’sında büyüme beklentilerini düşürmüş. Gelişen ülkeler açısından işler daha zor olduğundan orada revizyon daha da fazla. IMF, gelişen ülkelerin büyüme beklentisini 1 puan aşağı çekmiş. Çok geçerli nedenleri var…

IMF Büyüme Tahminleri

Küresel Ekonomi Yavaşlıyor! Seküler Durgunluk Kapıda mı?
Kaynak: IMF

Rusya-Ukrayna Savaşı

Rusya ve Ukrayna arasında süren savaş insani olarak hepimizi yaralıyor. Ama ekonomik olarak da ağır sonuçları var. Savaşan ülkeler, dünyanın en büyük tahıl üreticileri. Savaştan önce Rusya ve Ukrayna dünya buğday üretiminin %28’ini gerçekleştiriyorlardı. Savaş, buğday başta olmak üzere tahıl üretimini sekteye uğrattı. Ayrıca Rusya petrol ve doğal gazın yanı sıra birçok sanayi emtiasının önemli tedarikçisi. Hem savaş şartları hem de Rusya’ya getirilen yaptırımlar, emtia fiyatlarını arttırıyor. Bu da başta emtia ithalatçısı ülkeler olmak üzere, tüm ülkeler için negatif bir arz şokuna dönüşüyor.

Gelişen ülkeler için durum daha vahim maalesef. Bu ülkelerde gıdaya erişim de tehlikeye girdi. Rusya ve Belarus gübre üretiminde önemli bir paya sahiptiler. İki ülke de şu anda yaptırım uygulanan ülkeler. Bu da gübre fiyatlarının fırlamasına neden olarak tarımsal üretimi daha da zorluyor. Gıda krizi yaklaşıyor…

Yükselen Enflasyona Karşı Sıkı Para Politikası

Enflasyon tüm ülkeler için korkulu bir rüya haline geldi. ABD Mart ayında 40 yıldır görmediği bir enflasyonla karşılaştı. ABD’de enflasyon %8.5, Euro Bölgesinde %7.5 ve İngiltere’de %7. Uzun süre FED bu enflasyonun geçici olacağını söyledi ve ortalama enflasyon hedeflemesi stratejisini öne sürerek, kısa vadede enflasyon yükselse de uzun vadede tekrar %2 civarına döneceğini iddia etti. Bugün geldiğimiz noktada ise bunun artık çok zor olduğunu görüyoruz.

FED başkanı Powell bunu gerçekten iddia ettiği gibi istihdam piyasasında azınlıkların dahi istihdam edilmesi için mi yaptı, yoksa finansal piyasalarda parti devam etsin diye mi; bilemiyorum. Ama gördüğüm bir şey var ki o da artık cin şişeden çıktı. Tekrar şişeye sokmak için ise eskisinden daha fazla çaba, daha fazla faiz artışı gerekiyor. Her ne kadar finansal piyasalar 2 veya 3 puanlık bir artışı yeterli görseler de, maalesef veriler pek de öyle göstermiyor. ABD’de enerji ve gıda fiyatlarını hariç tuttuğumuzda dahi enflasyon %6.5, ücretlerdeki büyüme %6. Enflasyonu tekrar kontrol altına almak için maalesef 4- 5 puanlık bir faiz artışı gerekebilir.

Küresel Ekonomi Yavaşlıyor! Seküler Durgunluk Kapıda mı?

ABD’deki faiz artışının küresel ekonomi açısından etkileri büyük olacak kuşkusuz. Gelişen ülkelerde bir türbülans, paralar üzerinde bir baskı kaçınılmaz. Bu ülkelerin borçlu ülkeler olduğunu da unutmamak gerek. Faiz artışı ve likiditenin kısıldığı bir ortamda, bu ülkeler krediye ulaşmakta zorluk çekecekler. Üstelik ulusal paraların muhtemel değer kaybı sonucu borcun maliyeti de artacak. Bu finansal çalkantı gelişen ülkelerde yaygın bir borç krizine dönüşebilir. Sri Lanka’da yaşananlar yaklaşan tehlikenin bir ön izlemesi belki de…

IMF uzun süredir bu tehlikenin farkında ve uyarıyor. G20 çerçevesinde Borç Ödeme Erteleme Girişimi (Debt Service Suspession Initiative) kapsamında bu ülkelerin borçlarında erteleme ve kredilerin yeniden yapılandırılması gibi konular üzerinde çalışılıyor. Her ne kadar ortak bir çerçeve getirilmeye çalışılsa da Çin’in bu konuda izleyeceği tavır önemli olacak. Keza gelişen ülke borçlarında en önemli kreditör Çin. Bu konuda her ne kadar karşı çıksa da “borç tuzağı diplomasisi” uyguladığı yönünde eleştiriliyor.

Mali Alan (Fiscal Space) Yetersiz

Uzun süredir düşük faiz oranları ülkelerin borçlanmasını ve harcama yapmasını teşvik ediyor. Üstelik çok büyük ve sarsıcı bir pandemi ile karşılaştık. Pandemi nedeniyle dünya üzerinde 160 milyon kişi yoksulluğa sürüklendi (Oxfam, 2021).

Bir yandan sağlık harcamaları, bir yandan pandemiden zarar görenlere transfer harcamaları; hükümetlerin harcamalarını çok yükseltti. Diğer yandan da üretimin kesintiye uğraması sonucu vergilerde düşüşler; tüm ülkelerde mali açıkların artmasına neden oldu. Faizlerin düşük olması borçlanmayı da kolay hale getirdiğinden tüm ülkelerin borçları hızla yükseldi.

Küresel borç küresel GSYİH’nın %256’sı.

Bu durum ülkelerin mali alanlarını, yani mali politikanın manevra alanını da daraltıyor. Üstelik faiz oranlarının yükseleceği bir ortamda. Kısaca küresel anlamda mali politikalardan da büyümeye pek destek yok.

Küresel Ekonomi Yavaşlıyor! Seküler Durgunluk Kapıda mı?

Çin’in Büyümesinde Yavaşlama

Her ne kadar Çinli yetkililer büyümenin yılsonu %5.5 olacağını açıklasalar da beklentiler bu oranın gerçekleşmeyeceği yönünde. IMF’nin beklentisi ise %4.4.

Çin’in sıfır-Covid politikası ve bunun sonucunda yaşanan kapanmalar ülkede üretimi sekteye uğratıyor. Dahası bu kapanmalar tüm dünyada arz sıkıntıları yarattığından dünya üretimi açısından bir risk oluşturuyor. Madalyonun diğer yüzünde ise Çin’deki tüketim harcamaları var. Eve kapanan vatandaşlar tüketim harcamalarını kısıyorlar. Haliyle talepte de bir daralma meydana geliyor. Tabii Çin’in talebinin azalması dünya talebinde ciddi bir azalma anlamına geliyor. Bu da talep cephesinde işleri zorlaştırıyor.

Türkiye açısından durum ne?

IMF Türkiye ile ilgili de büyüme beklentisini düşürdü. 2022 için %2.7 ve 2023 için ise %3 büyüme beklentisi açıkladı. Ocak ayında ise, hem 2022 hem de 2023 için %3.3 büyüme beklentisi açıklamıştı.

Türkiye bu saydığımız faktörlerin hepsinden etkilenecek kuşkusuz. Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş ihracattan turizme birçok kanaldan etkiliyor. Bunu daha önceki yazılarımda tartışmıştım. FED’in faiz arttırması ise finansman maliyetlerimizi arttıracak. Sonuçta cari açık veren bir ülkeyiz ve gerçekleştirmemiz gereken borç servislerimiz var. Bunlar için kredi bulmak zorundayız. Kısa vadede Türkiye’nin borç krizine girme ihtimalini yüksek görmüyorum. Türkiye borç bulacaktır. Ama bu borcun maliyeti artık daha fazla. Yani uzun vadede riski arttıracaktır. Üstelik tüm dünyada büyümenin yavaşladığı bu dönemde.

Maalesef mali alanımız da gitgide daralıyor. Enflasyonla mücadele için seçtiğimiz yol, yani kamu gelirlerinden feragat etmek ve kurun artışını engellemek için Kur Korumalı Mevduat (KKM), bütçeye ciddi yük getirecek. Her ne kadar selektif kredi politikaları ve negatif reel faiz uygulamaya devam edip büyümeyi desteklemeye çalışsak da bunların ne kadar sürdürülebilir olduğu şüpheli.

Yani Türkiye açısından da işler pek parlak değil…

Küresel Ekonomi Yavaşlıyor! Seküler Durgunluk Kapıda mı?

Peki, ne yapılabilir?

Maalesef 2022 tüm dünya için zorlu geçecek. Hatta bu durum 2023’e de sarkacak gibi duruyor. Yani bizi uzun bir durgunluk (secular stagnation) bekliyor gibi. Tabii bu durgunluk durumu ne Rusya-Ukrayna savaşı ne de Covid 19 pandemisi ile başladı. Yaşanan bu şoklar biraz daha işleri karmaşıklaştırdı, durgunluktan çıkışı zorlaştırdı.

Dünya ekonomisi aslında bir yavaşlama eğiliminde. 1960-2000 arasında küresel GSYH ortalama %3.8 büyümüş. 2000-2020 arasında ortalama %2.7 büyürken, 2008 krizi sonrası döneme baktığımızda ise büyüme %2.2’ye düşmüş.

Yani dünya ekonomisi uzun süredir frene basıyor. Ama son yıllarda yaşadıklarımız bu durumu hızlandırdı. Bu duraklamanın temel sebeplerinden biri ise verimlikte yavaşlama. Verimlilikte yavaşlama maalesef Türkiye için daha da vahim.

Bu yüzden daha uzun vadeli bir bakış açısına ihtiyacımız var. Yani son dönemde giderek kıtlaşan kaynaklarımızı uzun vadede büyümeyi destekleyecek, verimliliği arttıracak alanlara kaydırmamız gerekiyor. İnovasyona, altyapı yatırımlarına öncelik vermek gerek.

Yoksa seküler durgunluktan çıkışımız oldukça zor…

Doç. Dr. Derya HEKİM – 24/04/2023

https://www.imf.org/en/Publications/WEO/Issues/2022/04/19/world-economic-outlook-april-2022

Co Founder at Opinyu

Akademisyen / Doçent Doktor @ Uludağ Üniversitesi İİBF İktisat Bölümü / Uluslararası İktisat
Co Founder @ Opinyu

0 Yorum

Opinyuya yorum yapın

www.opinyu.com'da yer alan her türlü içeriğin tüm telif hakları Opinyu'ya aittir. www.opinyu.com sitesinde yer alan bütün yazılar, materyaller, resimler, ses dosyaları, animasyonlar, videolar, dizayn, tasarım ve düzenlemelerimizin telif hakları 5846 numaralı yasa telif hakları korunmaktadır. Bunlar opinyu.com’un yazılı izni olmaksızın ticari olarak herhangi bir şekilde kopyalanamaz, dağıtılamaz, değiştirilemez, yayınlanamaz. İzinsiz ve kaynak belirtilmeksizin kopyalama ve kullanımı yapılamaz. www.opinyu.com'daki harici linkler ayrı bir sayfada açılır. Yayınlanan yazı ve yorumlardan yazarları sorumludur. Opinyu hiçbir bildirim yapmadan, herhangi bir zamanda değişikliğe gidebilir. 

Opinyu bu sitedeki bilgilerden kaynaklı hataların hiçbirinden sorumlu değildir. Opinistlerin (Yazarların) İçeriklerindeki Sorumluluk Kendilerine Aittir. İçerikler kesinlikle tavsiye içermemektedir. İçeriklerden edindiğiniz bilgileri uzman kişilere danışmadan uygulamanız zararlı sonuçlar doğurabilir. Bu sonuçlardan Opinyu ya da Yazar asla sorumlu tutulamaz. 

©2024 opinyu.com

©2022 opinyu.com

©2024 opinyu.com

©2024 opinyu.com

Kullanıcı Bilgileriniz İle Oturum Açın

veya    

Bilgilerinizi Unuttunuzmu?

Create Account