İçerikte Neler Var?

FED Faizi 25 Baz Puan Artırdı: Borçlu Ülkeler Dikkat!

Uzun süredir alıştığımız ucuz para dönemi sona eriyor. FED, faiz oranlarında 25 baz puan bir artışa gitti. Şimdilik Ukrayna – Rusya savaşı nedeniyle itidalli davransa da, faiz artırımlarının devamı gelecek. Sene sonuna kadar 6 defa çeyrek puanlık bir artış bekleniyor.

FED Faizi 25 Baz Puan Artırdı: Borçlu Ülkeler Dikkat!

Diğer yandan FED bilançosunu da küçültecek. FED’in bilançosu pandemiden sonra 9 trilyon dolara ulaştı. Üstelik bu sadece FED’e özgü bir durum da değil. Dört büyük merkez bankasının bilanço büyüklükleri 28 trilyon doları buluyor. Pandemi ile baş etmek için merkez bankaları aşırı genişlemeci politikalar uygulamaktan çekinmediler. Fitch’in raporuna göre geçtiğimiz iki yıl bu gevşek para politikaları sonucunda 10 trilyon dolarlık bir likidite yaratıldı. Tabii kaçınılmaz son: Enflasyon. Şimdi ise bir dönüm noktasındayız. Yaratılan bu likidite geri çekilecek. 2024’ün sonuna kadar 2 trilyon dolarlık bir likiditenin geri çekilmesi bekleniyor.

Ucuz ve bol paranın sonuna geldik.

Madalyonun Diğer Yüzü: Artan Borçlar

Covid 19 pandemisi sosyal ve ekonomik olarak ciddi bir kırılmaya neden oldu. Üretim II. Dünya Savaşı’ndan sonra ilk defa bu kadar büyük bir daralma yaşadı. Daha önceki yazılarımda pandeminin eştisizliği arttırdığına, bir yandan yeni milyarderler yaratırken diğer yandan milyonları açlığa sürüklediğine değinmiştim. Bunun bir yan etkisi de oldu tabii. Artan sosyal harcamalar. Birçok insan işinden olurken gelirleri de düştü ve sosyal devlet anlayışının bir gereği olarak bu insanlara destekler verildi. Tabii bu kamunun açığını da borcunu da arttırdı.

2020 sonunda küresel borç 226 trilyon dolara ulaştı, Dünya GSYH’sının yaklaşık %99’u. Sadece 2020 yılında pandemi nedeni ile bu borca 28 trilyon dolar eklendi. Uluslararası Finans Enstitüsüne(IIF) göre küresel borç şu anda 300 trilyon doları geçti. Borcun artış ivmesi yavaşlasa da seviye çok yüksek.

FED Faizi 25 Baz Puan Artırdı: Borçlu Ülkeler Dikkat!

Pandemi esnasında gelişmiş ülke hükümetleri vatandaşlarına yardımda daha bonkör davrandılar. İlk 6 ayda gelişmiş ülkeler toplam GSYH’nın %11.7 si kadar harcama yaparken, orta gelir grubundaki ülkeler ancak %5.7, az gelirli ülkeler ise %3.2 harcama yaptılar. Haliyle bu ülkelerin bütçe açıklarını ve borçlarını arttırdı. Gelişmiş ülkelerde kamu borcunun GSHY’ya oranı 2019 sonunda %103,8’den %122.7’ye çıkarken, gelişmekte olan ülkelerde %54.7’den %64’e, az gelirli ülkelerde ise %44.2’den %49.9’a çıktı.

Pandemi nedeniyle hizmetler kesimi başta olmak üzere tüm sektörler etkilendi. Özel sektörün borçları da bu doğrultuda artış gösterdi. Türkiye gibi ülkeler ise özel sektöre direkt destek yerine teşvikli kredilere yönlendirdiler. Özel sektör borcu 2020 sonunda GSYH’nın %178’ine yükseldi.

Aslında bu finansal koşullar altında borçlanmamak mantıksız olurdu. Likidite bol, maliyetler düşük pandemiden ekilensek de etkilenmesek de borçlanmak mantıklıydı. Öyle de oldu.

Ama şimdi rüzgâr tersten esmeye başladı. Faizler artıyor, maliyetler yükseliyor. Bu da borçlu ülkelerin alarm vermesine neden oluyor.

Gelişmekte Olan Ülkeler

Aslında bu borçtaki anormal artışın en büyük nedeni gelişmiş ülkeler. Örneğin Japonya’nın toplam borcu GSYH’sının %257’sini de aştı. Ancak Japonya’nın borçlanma maliyeti gelişmekte olan ülkelerle kıyaslanamayacak kadar düşük, üstelik fona ulaşmasında da bir sıkıntı yok.

FED Faizi 25 Baz Puan Artırdı: Borçlu Ülkeler Dikkat!

Gelişmekte olan ülkelerde ise durum biraz daha karışık. Yabancı para ile borçlanma durumunda sıkıntı daha da büyüyor. Önümüzdeki dönemde dolar likiditesi azalacak ve de borçlanmanın maliyeti artacak.

Haliyle yabancı para borcu yüksek, rezervi yetersiz ülkelerle ilgili başlayabilecek olumsuz bir beklenti, bu ülkelere karşı sermaye girişlerini tamamen durdurabilir yani “ani duruş (sudden stop)”a neden olabilir. Hatta bu ülkelerin borç bulmasını bile engelleyip, iflas etmelerine yol açabilir.

Kredi derecelendirme kuruluşları da bu riskleri görüyorlar elbette. Bu nedenle de son dönemde bu şekilde kırılgan olabilecek ülkelerin kredi derecelendirmelerini düşürüyorlar. Son bir yılda gelişmekte olan ülkeleri hedef alan 45 not indiriminde bulundular. 80 gelişmekte olan ülkeden 27’si bu not indirimlerinden nasiplerini aldı. Bu ülkeler arasında Meksika, Güney Afrika ve Türkiye’de var.

Tabii tüm gelişmekte olan ülkeler için aynı şey söz konusu değil. Emtia ihracatçısı olan Brezilya gibi ülkelerde ya da rezervleri yeterli olan Hindistan gibi ülkelerde durum bu kadar zor olmayabilir. Ancak daha küçük ve sorunlu ülkeler için problem yaratacak. Pandemi esnasında Arjantin, Belize, Ekvator, Lübnan, Surinam (2 defa) ve Zambiya zaten borçlarını ödeyemedi ve temerrüde düştüler. Sri Lanka, Gana ve El Salvador’un ise borçlarını ödeyeceklerine şüpheyle bakılıyor.

Türkiye Açısından Durum

Fitch, Şubat ayı içerisinde Türkiye’yi de kırılgan gördüğünden kredi görünümünü negatif olarak belirledi. Türkiye ile ilgili raporunda zayıf politika güvenilirliği, yüksek enflasyon, dış finansman gerekliliği ve jeopolitik riskler gibi faktörleri öne çıkarmış. Türkiye için borçlarını ödeyememe gibi bir durum çok olası değil, ama asıl risk borcun maliyetinin artacak olması. Türkiye’nin ülke riski zaten yüksek, bir de şimdi uluslararası piyasalarda faizler yükseliyor. Bu da daha fazla borçlanmayı gerektirerek bir borç spiraline (debt spiral) neden olabilir. Dünya Bankası tarafından yapılan bir araştırmada borç seviyesinin %77’yi aşması halinde ekonomik büyüme üzerinde negatif bir baskı yaratıyor. Borç yiğidin kamçısı olmuyor maalesef…

FED Faizi 25 Baz Puan Artırdı: Borçlu Ülkeler Dikkat!

Kusursuz Fırtına Yaklaşıyor mu?

ABD’de enflasyon 1982’den beri görülmemiş bir oran olan %7.9’a yükseldi. ABD’nin parasal tarihinden çıkarılabilecek önemli bir ders var: eğer ABD’nin enflasyonu varsa ve bununla uğraşması gerekiyorsa bu gelişen piyasalara pek yaramıyor. FED’de yapılan bir çalışmada FED analistleri FED’in faiz oranını arttırdığı dönemlerde, finansal krizlerin daha fazla olduğunu bulmuşlar. Bunun somut bir örneği ise Latin Amerika borç krizi. Dönemin FED Başkanı Volcker’ın faiz oranlarını yükseltmeye başlaması ile zaten kırılgan ve borçlu olan Latin Amerika ülkeleri borçlarını ödeyememişlerdi. Bu ülkeler 1990’lı yıllar boyunca bu krizin etkisinde kaldılar.

2013 Mayıs ayında dönemin FED Başkanı Bernanke’nin sadece varlık alımını azaltacakları yönünde bir açıklama yapması bir faiz artırımı sinyali olarak algılanmıştı. Türkiye’de dahi olmak üzere gelişmekte olan ülkelerde bir finansal çalkantı başlamıştı. Bu süreç birçoğumuz aşina olduğu gibi “taper tantrum” olarak anılıyor. Yani FED’in hapşırması gelişmekte olan piyasaları nezle yapabiliyor.

Tabii artık FED daha tecrübeli ve dikkatli. 2013’te yaptığı iletişim hatalarından şu ana kadar kaçındı. İyi de idare etti. Diğer taraftan artan borçlar bir kırılganlık unsuru olarak bir tarafta duruyor.

Doç. Dr. Derya HEKİM –  20/03/2022

Ek Kaynak:

Hoek, Jasper, Steve Kamin, and Emre Yoldas (2021). “Are Rising U.S. Interest Rates Destabilizing for Emerging Market Economies?,” FEDS Notes. Washington: Board of Governors of the Federal Reserve System, June 23, 2021, https://doi.org/10.17016/2380-7172.2930.

Co Founder at Opinyu

Akademisyen / Doçent Doktor @ Uludağ Üniversitesi İİBF İktisat Bölümü / Uluslararası İktisat
Co Founder @ Opinyu

2 Yorum
  1. […] sapılmayacağını söyledi. Ardından bu artışların geçici olacağını… Ama bu gün ABD’de enflasyon rekorlar kırıyor. Rosengreen artık ekonomik birimlerin enflasyonun uzun süre düşmeyeceğini beklediklerini […]

  2. […] durumdu. Uzun süredir Sri Lanka’nın borçlarını ödeyemeyeceği tahmin ediliyordu. Daha önce gelişmekte olan ülkelerin borçları ile yazımda konuya değinmiştim. Şimdi biraz daha detaylara […]

Opinyuya yorum yapın

www.opinyu.com'da yer alan her türlü içeriğin tüm telif hakları Opinyu'ya aittir. www.opinyu.com sitesinde yer alan bütün yazılar, materyaller, resimler, ses dosyaları, animasyonlar, videolar, dizayn, tasarım ve düzenlemelerimizin telif hakları 5846 numaralı yasa telif hakları korunmaktadır. Bunlar opinyu.com’un yazılı izni olmaksızın ticari olarak herhangi bir şekilde kopyalanamaz, dağıtılamaz, değiştirilemez, yayınlanamaz. İzinsiz ve kaynak belirtilmeksizin kopyalama ve kullanımı yapılamaz. www.opinyu.com'daki harici linkler ayrı bir sayfada açılır. Yayınlanan yazı ve yorumlardan yazarları sorumludur. Opinyu hiçbir bildirim yapmadan, herhangi bir zamanda değişikliğe gidebilir. 

Opinyu bu sitedeki bilgilerden kaynaklı hataların hiçbirinden sorumlu değildir. Opinistlerin (Yazarların) İçeriklerindeki Sorumluluk Kendilerine Aittir. İçerikler kesinlikle tavsiye içermemektedir. İçeriklerden edindiğiniz bilgileri uzman kişilere danışmadan uygulamanız zararlı sonuçlar doğurabilir. Bu sonuçlardan Opinyu ya da Yazar asla sorumlu tutulamaz. 

©2024 opinyu.com

©2022 opinyu.com

©2024 opinyu.com

©2024 opinyu.com

Kullanıcı Bilgileriniz İle Oturum Açın

veya    

Bilgilerinizi Unuttunuzmu?

Create Account