Su ve Uçuş

Canlıların yaşaması için vazgeçilmez unsur iki hidrojenle bir oksijen atomundan oluşan, doğal sıcaklıkta sıvı durumunda bulunan, renksiz, kokusuz, tatsız madde olan su, hücrelerin yaşaması ve fonksiyonlarını devam ettirmesi için gereklidir.

Vücut ağırlığımızın %65-70’ini su oluşturur.

Vücudumuzda suyun işlevleri şunlardır:

1. Vitamin ve minerallerin çözünerek vücutta taşınmasını sağlar,

2. Hücreler için katı maddelerin çözülmesini sağlar,

3. Metabolizmanın düzenli çalışmasını sağlar,

4. Vücut sıcaklığının düzenlenmesini sağlar,

5. Toksinlerin atılmasını sağlar,

6. Cildin sağlıklı ve esnek olmasını sağlar.

Su ve Uçuş İlişkisi

Bizim için hayati önemi olan suyu uçuşumuz sırasında daha çok tüketmeliyiz. Hava basıncındaki farkı günlük hayatta da hissederiz. Yüksek rakımlı bir tepeye çıktığımızda basıncın özellikle kulaklarımızı etkilediğini hemen hemen hepimiz yaşamışızdır. Rakım yükseldikçe atmosfer basıncı ve oksijen oranı azalarak hava sıcaklığı düşer. Bu durumda vücut, oksijen basıncının azalışını telafi edebilmek için değişiklikler gösterir. Mesela yüksekliğe uyum sağlayamayan vücudumuzda baş ağrısı, nefes darlığı, mide bulantısı ve kalp çarpıntısı görülebilir.

Uçakta oluşan basınç farkı en çok kulaklarımızda kendini hissettiriyor. Kulak içindeki basınç daha düşük olunca kulak zarı içeri doğru çöker ve zarda oluşan itilme-çekilme kulakta tıkanıklık yanında kulak ağrısı da olabilir. Bu durumda kalıcı duyma kaybı dahi oluşabilir. Bizi bu durumdan kurtaracak en etkili yöntem, özellikle iniş ve kalkışta yudum yudum su içmektir. Su içmek yerine yutkunma, sakız çiğneme ve çeşitli çene hareketleri de uygulanabilir.

Birçok kişi normalde çok su içmezken uçakta çok susadığını söylediğini duymuşsunuzdur ya da bizzat yaşamışsınızdır. Uçaklarda bu kadar susuzluk hissederken uçağa binerken güvenlikten suyu geçiremememiz tam bir paradoks gibi dursa da unutmamamız gerekir ki havacılıkta tüm kurallar kanla yazılmıştır. Ne oldu da uçağa su götürmemiz yasak diye merak edenler için tekrar edeyim.

11 Eylül terör saldırısından sonra, 2006’da terör saldırıları olarak kayda alınan bir yolcunun beraberinde getirdiği sıvılardan hazırladığı bombayı patlatma girişimi oldu. Çok şükür bombayı patlatamadan yakalandı. O kişi yakalandı yakalamasına ama 2006 yılında ‘Transportation Security Administration’ yani Ulaşım Güvenliği İdaresi’ tarafından önce Avrupa Birliği ve ABD ardından diğer ülkeler tarafından kabul edilen bu yasak, Türkiye’de 2009 yılında dış hatlarda ve 2012’de iç hatlarda yürürlüğe girmiş oldu.

Pakistan ve Londra’da komplocular tespit edilmiştir. Sıvılarda 100 ml üzerinde bomba gibi tehlike oluşturacak durum olduğu anlaşılınca uçuşa giderken getirilen 100 ml sıvı kısıtlama kuralı da bu olaydan sonra başladı. Hali hazırda El Kaide ve IŞİD’in havacılığı hedef aldığı bilinmektedir. Bu yüzden kurallar bizlerin emniyeti için alınmaktadır.

Kendi suyunuzu güvenlikten geçirmek isteyenler için suyu dondurarak güvenlikten geçirebileceğinizi hatırlatmış olayım. Ancak, yarı erimişse sıvı hale gelen suyunuzu yanınıza alamazsınız. Zira donmuş su sıvı olarak değil katı olarak değerlendirilir.

Ve yine uçuş sırasında daha çok su içmeyi de lütfen unutmayın.

Ömür Kahraman