İçerikte Neler Var?
Tüketimsiz Üretim Miti
Türkiye ekonomisine ait büyüme rakamları açıklandı. Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) rakamlarına göre Gayrisafi Yurt İçi Hasıla 2023 ikinci çeyreğinde %3,8 oranında arttı. Tüketim harcamalarındaki büyüme %15, sermaye oluşumu %5,1 seviyesinde (zincirleme hacim endeksine ve bir önceki yılın aynı çeyreğine göre). İhracat ithalat farkının ise açıldığı görülüyor ki bu zaten sızıntı olduğundan büyümeye negatif etki eder (Türkiye için asıl tehlike budur).
Yine her dönem olduğu gibi bu büyüme rakamlarından sonra da adet olduğu üzere tüketim ağırlıklı büyümenin yanlış olduğunu, ekonominin istediği asıl şeyin üretim olduğunu vurgulayan yorumlar tekrar görülmeye başlandı. Türkiye’deki ekonomik sistemin irrasyonelliği bir yana, tüketimsiz üretim de pek rasyonel bir şey değildir.
Ekonomi bilimi tüketimsiz üretim ya da üretimsiz tüketimi istemez. Ekonomi biliminin istediği ideal üretim ve tüketim arasında dengedir. Bu da iktisat literatürüne “Tüketimin Altın Oranı” olarak çok uzun zaman önce geçmiştir. Yani iktisat bilimi üretim veya tüketimin birini diğeri aleyhine tercih etmez.
Sıkı durun, daha ilginci geliyor!
Tüketimsiz üretim bir bilim meselesi değil bir inanç meselesidir. Bu mesele inanç boyutundan Max Weber’de ve daha sonra kötücül bir şey olarak Marksist iktisatta görülür. Max Weber’in ideal Protestanı, bir yandan günah olan lüks tüketimden kaçınırken diğer yandan Tanrı şanını yüceltmek için üretim faaliyetine dolu dizgin atılır. Bu ruh daha sonra kapitalist sisteme dini dinamiğini verecektir. Marksist versiyonda ise kapitalist sistem emek tasarrufu eğilimi (sermayenin organik bileşiminin yükselmesi eğilimi) sonucu aşırı üretim buhranlarına girecektir. Hem Weber, hem Marx kendilerine göre durum tespiti yapmaktadır.
Gelin görün ki modern ekonomi biliminin teorik idealizmi bunlarla ilgilenmez. Üretim tüketim için yapılır, tüketim olmadan üretim atıl kapasitedir. O yüzden modern iktisat birini diğerine tercih etmez. Tüketimsiz üretim, kültürleri gereği tasarruf oranları yüksek olan Uzak Doğu toplumlarının işidir. Bu yüzden onlar ihracata dönük ekonomik rejimler kurarlar. Ama tüketimsiz üretim on yıllardır Japonya’da, yeni yeni de Çin’de gördüğümüz gibi bu ekonomileri bir yere kadar götürür. Sonrası deflasyondur.
Doç. Dr. Görkem BAHTİYAR
Kaynak isteyenler için:
William H. Branson. Makro İktisat Teorisi ve Politikası. Çev: İbrahim Kanyılmaz.
Max Weber ve Karl Marx külliyatları
Dr. Öğr. Üyesi Görkem Bahtiyar, 2007 yılında Uludağ Üniversitesi İktisat bölümünden mezun olduktan sonra aynı üniversitede yüksek lisans ve sonrasında doktora eğitimine başlamıştır. 2016 yılında Uludağ Üniversitesi’nden İktisat doktoru unvanını alan Görkem Bahtiyar, akademik çalışmalarına Bursa Uludağ Üniversitesi’nde devam etmektedir. İktisadi sistemler, finansallaşma, krizler ve iktisadi düşünce alanlarında çalışmaları bulunmaktadır.