Çocuğunuza Destek mi, Köstek mi Oluyorsunuz?

Merhaba değerli Opinyu severler,

Okulların açılmasının ardından hepimizi bir heyecan sardı, çocuklarımız, öğrencilerimiz yeni bir eğitim öğretim dönemine başladı bir kısmı çok hızlı bir şekilde çalışmalarına başlarken bir kısmı yavaş yavaş uyum sağladılar. Bu hafta ebeveynlere yönelik birkaç hatırlatma yapmak istiyorum. Çocuklarınızın eğitim süreçlerine nasıl katkıda bulunabilirsiniz? Gelin bu konuyu biraz paylaşalım.

Evlerimiz çocuklarımızın kişiliğinin şekillendiği ilk yer okuldur diyebiliriz. Çocuklar önce ebeveyn otoritesiyle karşılaşır ve büyürler. Yani ilk eğitimcilik rolü anne ve babadayken, ilerleyen dönemlerde ise bu öğrenmelerin oluşumu ve gelişimi okullar ve üniversitelerde devam etmektedir. Dolayısıyla okul ve aile arasında iyi ve güçlü bir ilişki, çocuğun gelişimine üst seviye fayda sağlayacaktır. Uzmanlar, ebeveynlerin çocuklarının eğitimine dahil olmalarına ve bu süreçte onlara yardımcı olmanın önemli olduğunu, böylece derslerindeki ve notlarındaki performanslarının artırdığını, motivasyonlarının yükseldiğini ve kötü alışkanlıklara düşme risklerinin azaldığını belirtiyorlar.

Velilerin ve öğrencilerin zaman zaman öğretmenlerin yaptıkları işe karşı olumsuz bir tutum içinde olduklarını gözlemliyoruz. Ebeveynler genellikle çocuklarının okula karşı motivasyon eksikliğinden şikâyet ediyor ve öğretmenleri suçlayabiliyorlar. Hemen her yaş grubunda bunu görmek mümkün olabiliyor. Birçok derste olduğu gibi, yaşam boyunca da sıkıcı ve zor olduğu düşünülen süreçler olduğu aşikâr, uygun yöntemleri kullanarak bu davranışlarımızı ve yaklaşımlarımızı düzeltmemiz mümkün. Ebeveynleri olarak çocuğunuzun eğitimine yönelik zihniyetiniz, okul hayatını olumlu veya olumsuz yönde etkileyecektir, bunu lütfen unutmayınız.

Okullarda ise öğrencilerin daha iyi performans göstermelerini sağlamak için sadece dersleri çok iyi anlatmanın ve öğretmenlik mesleğine sahip olmanın yeterli olmadığının farkında olmalıyız. Veliler, öğrenci-öğretmen ilişkisinin ana ayağıdır. Velilerin de dikkatini derslere çekmeli, katılmalarını sağlamalı, değer vermelerini ve anlamalarını sağlamak hedef olmalıdır. Eğitimin sadece öğretmenlerin sorumluluğunda olmadığını, ebeveynlerin eğitim sürecinin bir parçası olduklarını anlamalarını sağlamak önemlidir; bu nedenle ebeveynler, öğrenciler ve öğretmenler el ele vermeli, iş birliği yapmalı, birlikte okul iklimini oluşturmalılar.

Bugüne kadar ki tecrübelerimiz bu süreç sağlandığı ve sağlıklı bir şekilde yürütüldüğünde çocukların, performanslarının arttığını, öğretmenlerine karşı daha olumlu tutum sergilediklerini, ebeveynlerin okullara karşı olumlu tutumlar sergilediklerini ve ebeveyn-çocuk-öğretmen ilişkilerinin çok daha güçlü ve efektif yönde ilerlediğini gösterdi. Bu nedenle ailelerle her zaman yakın bir ilişki sürdürmeye çalışmak gerekiyor.

Ebeveynlerin eğitimindeki rolü, çocuklara çok fazla ödev verip, çocuklarının bu ödevleri bitirmelerine yardımcı olmak için saatler harcamasından ibaret değildir. Bu şekilde hedeflerimize maalesef ulaşamayız. Ebeveynlerin dikkatini konuya çekmeye çalışmak, velilerin ilgisini çekecek, onları motive edecek, okul dışında çocuklarıyla yan yana çalışmaktan keyif alacakları faaliyetlere katılmalarını sağlayacak alternatifler üretmek gerekiyor. Çocukların eğitimindeki en önemli unsurlardan biri aileleridir diyorsak, o zaman bu konuda sağlıklı iletişim sağlanmalıdır.

Bilimsel çalışmalar, öğrenme süreçlerinin kontrol, güven ve destek sağlandığında daha etkili olduğu sonucuna varmıştır. O halde, ebeveynlerin desteğini hissetmek, çocukların potansiyellerinin geliştirilmesi, öğrenme isteklerinin beslenmesi ve yeni görevleri tamamlayabileceklerini veya zorlukları aşabileceklerini hissetmeleri için önem taşımaktadır. Ebeveynler kendilerini mutlaka öğrenme sürecinin bir parçası olarak hissetmeli ve buna zaman ayırmalıdır. Çocuklar söz konusu olduğunda, ebeveynlerin çalışma alışkanlığını yerleştirmeleri gerekir, çocuğunuz kendi kendini düzenleyene ve çalışma alışkanlığı kazanana kadar paylaşılan sorumluluğun dozunu ayarlamak durumundasınız.

Peki ebeveyn olarak çocuğunuza eğitim sürecinde yardımcı olmanın yolları nelerdir?

Hangi yaşta olursa olsun, çocuğun sahip olduğu bireysel beceri ve yetkinlikleri, öğrenme hızını ve öğrenme stillerini anlamak ona yardımcı olabilmenize fırsat sağlayacaktır. Öğrenmenin sadece yeni bilgileri ezberlemek değil, yeni deneyimler edinmek, beceriler öğrenmek ve öngörülen genel becerileri harekete geçirmek olduğunu anlamalıyız. Bu da ancak uyumlu ve karşılıklı iş birliğine dayalı bir atmosferin oluşturulması ile gerçekleşebilir. Babalar ve anneler eğitim sürecinde ana faydalanıcılar olma eğilimindedir. Bu nedenle, rolleri okul aşamasına göre dönüşür ve sürece dahil olurlar.

Öncelikle çocuklarınızın bağımsızlıklarına eşlik etmek ve geliştirmek, düşündükleri, hissettikleri ve hayata yansıttıkları şeylerden sorumlu ve güvenli varlıklar olarak ilerlemelerine izin vermelisiniz.

Çocuklarınızdan ne beklediğinizi açıklamak yaşlarına göre sorumluluklarını tanımlamak önemlidir. Günlük görevlerini yapmaktan, okul için hazırlanmaya kadar olan sorumluluklarını belirleyiniz.

İlköğretimin ilk yıllarında, çocuğunuzun öğrenmesinde çok daha aktif bir role sahip olduğunuzu unutmayınız, çünkü onlara çalışmaları için sorumluluk almayı ve bunu nasıl yapacaklarını öğretmelisiniz. Birlikte bir çalışma programı hazırlayabilir ve öğrenme alışkanlığı ve zevkini aşılamak için birlikte zaman geçirebilirsiniz. İlerleyen süreçlerde çalışmalara aktif katılımın yerine çocuğunuza eşlik edebilir destek olabilirsiniz.

Ortaokul, lise yıllarında ise artık gençlerin akademik süreçlerinin, eylemlerinin ve kararlarının tüm sorumluluğunu almaları beklenmektedir. Yine bu dönemde eğitim sürecine dahil olmaya devam etmeli, motivasyon sağlamalı, sosyal ve duygusal durumlarının iyi olmasını sağlamalı, çevre ile etkileşimlerini izlemelisiniz.

Eğitim yılları boyunca ailenin çocuğa göstereceği eşlik, iletişim ve şefkat, çocuğun kararlarının ve eylemlerinin daha iyi bir gelecek kurmada belirleyici olacağının bilincinde olmasını, kendine güvenen bir birey olarak yetişmesine olanak sağlayacaktır.

Sonuç olarak, çocuklar ve gençler bağımsız çalışmayı öğrenmelidir. Bununla birlikte, sizlerin takibi gelişimlerini izlemenize yardımcı olacak, endişelerinizi azaltacaktır. Okul ve aile, çocukların eğitimiyle ilgili bilgileri, düşünceleri açık ve şeffaf bir şekilde paylaşmalıdır.

Hepinize güzel bir Pazar günü diliyorum. Haftaya görüşmek üzere.

Tolga Özdemir

Tolga Özdemir

1975 Ankara doğumluyum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi Ankara’da tamamladım. 1998’de Bilkent Üniversitesi Turizm ve Otelcilik Bölümünü bitirdim. 2000-2003 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri, Orlando, Florida’da İşletme ve Yöneticilik eğitimi aldım. 2004-2007 yılları arasında Avrupa Okul Ağı’nın Türkiye danışmanı olarak görev yaptım. Türkiye Özel Okullar Derneği Divan üyeliği, Satış ve İş Geliştirme Derneği Yönetim Kurulu, Ankara Eğitim Platformu gibi sivil toplum kuruluşlarında görev almaktayım. Annemin 2016 yılında vefatının ardından bayrağı teslim alarak okullarımızın kurucu görevini üstlenmiş bulunuyorum.

• Tolga Özdemir

  https://opinyu.com/profile/tolgaozdemir/

  

  17 Aralık 2023

  Eğitimdeki Farklı Sesler
• Tolga Özdemir

  https://opinyu.com/profile/tolgaozdemir/

  

  19 Kasım 2023

  Öğrenmenin Sınırlarını Zorlamak
• Tolga Özdemir

  https://opinyu.com/profile/tolgaozdemir/

  

  9 Ağustos 2023

  Okulda Yaşam Kalitesi
• Tolga Özdemir

  https://opinyu.com/profile/tolgaozdemir/

  

  9 Temmuz 2023

  Z Kuşağının Elinden Kim Tutacak?