İçerikte Neler Var?
Yapay Zekâ Güdümlü Otomasyon İstihdamı Azaltacak mı?
Gelecekte yapay zekâ, insanların yaptığı işlerin çoğunu yapabilecek. Yapay zekâ hali hazırda birçok endüstride kullanılmakta ve birçok insan işinin yerini alma potansiyeline sahip. Ancak yapay zekânın gelecekte istihdamı nasıl etkileyeceği konusunda da birçok tartışma var.
Yapay zekâ her yerde
Müşteri hizmetlerini mi arıyorsunuz? Bir yapay zekâ asistanıyla etkileşim kuruyorsunuz. Bir web sitesini ziyaret ettiğinizde sitenin size özel olduğunu mu fark ettiniz? Yapay zekâ iş başında. Ama tüm bunların istihdamla ne ilgisi var? Bu istihdam için ne anlama geliyor?
Yapay zekanın yükselmesi ile birlikte karar veren akıllı sistemler dizayn etmek için yazılımların geliştirildiği yeni bir alan oluştu. Yapay zekâ, makine öğrenmesi ile birleşti ve otomasyon ekonomilerde yaygın olarak kullanılmaya başlandı.
Otomasyon işlerin yok olmasına yol açıyor mu?
McKinsey Global Institute tarafından yapılan bir araştırma, otomasyon nedeniyle 2030 yılına kadar 800 milyon kadar işçinin işinden olacağını ve yeni iş bulması gerekeceğini tahmin ediyor. Çalışma ayrıca 2030’da günümüz mesleklerinin %60’ının artık var olmayacağını da ekliyor. 2030 yılına kadar otomasyon, küresel işgücünü derinden bozmuş olacak. İstihdamdaki bu azalma küresel işsizlik krizine yol açabilecek düzeyde.
Yapay zekâ kaynaklı otomasyon, görevleri otomatikleştirmek için kullanılabilecek ve işsizlik oranlarına yol açabilecek bir teknoloji. Bu teknoloji, işleri insanlardan devralma potansiyeline sahip. Haliyle daha yüksek bir işsizlik oranına neden olabilir. Ancak, bu teknolojinin işletmeler veya hükümetler için zaman ve para tasarrufu gibi bazı olumlu yönleri de var kuşkusuz.
Yapılan bazı araştırmalarda varılan sonuç ise hayli ilginç. Yapay zekânın işçi becerilerini aşması durumunda kitlesel işsizliğe yol açması mümkün. “İkinci Makine Çağı” kitabının yazarlarından ve İnsan Kaynakları Merkezi’nin kurucularından, MIT profesörü Erik Brynjolfsson “Teknolojinin insan emeğini geride bıraktığı bir gelecek konusunda endişeleniyorum…” diyor ve ekliyor: “Teknoloji ne kadar üretken olursa, işgücündeki insanların yerini o kadar fazla alacaktır.”
Yapay zekânın uygulanmasından kaynaklanabilecek iki farklı etki tanımlanabilir. İlk olarak, eğer yapay zekâ uygulaması istihdamı azaltmıyorsa, verimliliği arttırabilir ve GSYİH’da bir artışa neden olabilir.
Diğer yandan eğer yapay zekâ işçi becerilerinin yerini alıyorsa GSYH’da bir azalma da söz konusu olabilir. Bry’a göre eğer üretimde verimliliği, işçilerin verimliliğinden daha fazla arttıran bir teknolojiniz varsa, istihdam azalacaktır. Coğrafi olarak yoğunlaşmış bir endüstride yapay zekâ yoluyla otomasyona gidilmişse o bölgede işsizliğin artmasına neden olacaktır. Bunun sonucunda ise coğrafi olarak bir yoksullaşma görülebilir. Bry, bu konuda çözümün, düşük gelirli topluluklara ihtiyaç duydukları araçları – eğitim ve öğretim gibi – vermek olduğunu ekliyor. Bu sayede işsiz kalanlar da yeni endüstrilere entegre olabileceklerdir.
Sorun teknoloji ile ilgili değil onu nasıl kullandığımızla ilgili
Otomasyonun riskleri olduğu gibi fırsatları da var. İnsanların yapmaktan kaçındıkları işleri yapmak, tekrarlayan görevlerin sıkıcılığından uzaklaşmak, engelleri azaltmak ve hatta insanı daha üretken kılmak için kullanılabilir. Otomasyon insanların becerilerini geliştirmelerine de neden olabilir.
Sonuç olarak teknoloji sürekli gelişiyor. Her gün, onu günlük hayatımızda kullanmanın yeni yollarını buluyoruz. Tabii ki bu dönüşümde kazananlar olduğu kadar kaybedenler de oluyor. Önemli olan kaybedenlerin zararını tazmin ederek teknolojinin nimetlerini tabana yayabilmek.
Opinyu- 10/03/2022