İçerikte Neler Var?
Güvenli Limana Hoş Geldiniz: Altın Sizi Bekliyor
Her ne kadar Keynes “barbar kalıntı (barbarous relic)” olarak tanımlasa da altın bizim için kötü gün dostu. Ne zaman bir huzursuzluk, bir savaş ya da geleceğe dair bir belirsizlik olsa altın imdadımıza yetişiyor. Tabii Rusya ile Ukrayna arasındaki gerginliklerle birlikte artış trendine girdi. İşgalin derinleşmesi ve savaşın geleceği ile beklentiler bozuldukça da bu yükseliş trendi ivmeleniyor.
Altın, aslında para
Altın tarihsel olarak birçok amaçla kullanıldı. Mezopotamyalılar takı yapımında, Mısırlılar ölülerine saygı için anıtmezarlarda, Romalılar ise tapınak yapımında kullandılar. Ama Lidyalıların M.Ö. 700-600 arasında altını para olarak kullanmaya başlaması tarihte önemli bir dönüm noktası.
Altın dünyanın en eski para formu. Peki, birçok metal varken neden altın seçilmiş? Bunun birçok nedeni var tabii. Altın bozulmuyor, eritilip farklı formlara dönüştürülebiliyor, elinde bulundurana sağlık açısından bir zararı yok. Arzı kısıtlı, yani bu onu değerli yapıyor ama ulaşılamaz da değil. Altın, ortak bir değişim aracı olmak için tarihsel olarak birçok testten geçmiş belli ki.
Altın sikkeler yüzyıllar boyunca ödemelerde kullanıldı. Kâğıt paralar ise altın taşımak istemeyen kişilere, altına bir ikame olarak doğsa da altının merkezi rolünü azaltmadı. 19yy.’ın sonlarında İngiltere altın standardına geçerek parasını altına sabitledi. Tüm ülkelerde altın standardı uygulanmaya başladı. Altın standardı Dünya Savaşları ve savaşların aşırı harcamalarına dayanamadı çünkü altının arzı kısıtlıydı. Ardından gelen Bretton Woods sistemi de altına dayanıyordu. Dolar altına bağlıydı, diğer paralar da dolara. Bu sistem de sürdürülemedi ve 1971’de Nixon fiili olarak altın penceresini kapattı. Doların da altına olan bağlılığı koptu. Yani aslında 1971’e kadar altın sistemin merkezinde olmaya devam etti.
Her ne kadar altın ödemelerde kullanılma fonksiyonunu kaybetse de değer saklama aracı olma özelliğini hiç kaybetmedi. Merkez Bankaları, Hazineler bile altını rezerv olarak tutmaya devam ediyorlar. Dünya Altın Konseyinin raporuna göre dünyadaki tüm altınların %17.2’si merkez bankaları ve hükümetlerde bulunuyor. %21.6’sı özel yatırımcılarda, %47’si mücevher olarak ve %14.2’si de sanayide kullanılıyor.
Altının fiyatını ne belirliyor?
FED eski Başkanlarından B. Bernanke’ye 2013’te altın fiyatları ile ilgili yorumunu sorduklarında cevabı şu oluyor: “Kimse altın fiyatlarını anlamıyor ve ben de anlıyormuş gibi davranmıyorum.” Bernanke çok haklı. Altın fiyatlarındaki gelişmeleri anlamak zor.
Altın bir emtia. Sanayide de kullanılıyor. Bir maden olarak arz ve talebi var. Ancak bunun ötesinde talebi etkileyen çok çeşitli unsurlar da var. Altın bir yatırım aracı olarak da görülüyor. Herhangi bir getiri sağlamasa da portföylerde çeşitlendirme için bulunduruluyor. Üstelik enflasyona karşı da bir koruma aracı olarak görülüyor.
Dolayısıyla bekleyişler altın talebinde önemli bir unsur. Altın bir koruma aracı olarak görülüyor ve bir huzursuzluk, belirsizlik varsa altının fiyatının artacağı bekleniyor. Bu da hem fiziki altın hem de altına dayalı olan varlıklara olan talebi arttırıyor. Nihayetinde de altın talebi artıyor. Sular durulduğunda altının talebi de azalıyor ve fiyatı bir miktar gevşiyor.
Benzer bir durum enflasyon dönemlerinde de görülüyor. Enflasyon artığında reel getiriler düşüyor. Haliyle altın gibi emtia değerini koruyacak beklentisi ile emtia talebi artıyor. Yani aslında enflasyon olduğunda altının fiyatı artacak “beklentisi” ile altın alınıyor. Sonuçta talep artıyor, tabi fiyat da.
Yani aslında altının fiyatını belirleyen ve yönlendiren beklentiler…
Altın: Güvenli liman
Altın, tarihsel olarak insanın varlığını saklayabileceği en bilinen ve en tutarlı varlık. Warren Buffet “altın, korku anında uzun pozisyon almanın yoludur” diyor. Unutmayalım ki; Buffet ciddi bir altın yatırımcısı, Kanada merkezli Barrick Gold Corporation şirketinin hisselerine sahip.
Jeopolitik gerilimler altının fiyatını tarihsel olarak baktığımızda hep yükseltmiş. 1977’de İran devrimi ile ilgili huzursuzluklar başladığında atın %23, İran ve Irak arasındaki çatışmaların olduğu ve Sovyetler Birliği’nin Afganistan’a girdiği yıllar olan 1978 ve 1979’da ise sırası ile %37 ve %126 arttı. Benzer bir durum Körfez Savaşı (1990) sırasında da yaşandı. Altının ons fiyatı 350 $ düzeyinden 415$’a sıçradı. Yine ABD’nin Irak’a girdiği dönemde de altın fiyatları yükseldi.
Baker, Bloom ve Davis (2016) politika belirsizliği endeksi hazırlıyorlar. Çalışmalarında bu politika belirsizliği endeksinde bir standart sapmalık artışın altın fiyatlarını 230$ artırdığını bulmuşlar. Tabii ki bu çalkantılı dönem geçtiğinde bu artış da gidiyor. Baur ve Lucey (2010) ise altının güvenli liman olarak oralama15 günlük bir etkisi olduğunu söylüyorlar. Piyasa katılımcıları güven duymaya başladıkça volatilite azalıyor. Yani bunu bir sigorta gibi düşünmek gerekiyor. Kötü zamanlarda endekslerle ters bir hareketi var, ama iyi zamanlarda da bir maliyet yüklüyor. Çünkü altın diğer yatırım araçları gibi bir getiri de sağlamıyor. Bu nedenle daha çok portföy çeşitlendirmesi için tercih ediliyor.
Altına nasıl yatırım yapılır?
Bizim bildiğimiz en direk yol fiziki altın almak. Ama bunun işlem maliyeti yüksek ve depolamak, saklamak sorun. Altın şirketlerinin hisse senetlerini de almak bir seçenek olabilir. Bu altında bir kaldıraç gibi düşünülebilir. Ancak hisse senedi olduğu için şirket riski her zaman var. Altına dayalı birçok enstrüman da mevcut. Altına dayalı hesaplar ya da fonlar (ETC gibi) tercih edilebilir. Altında da Forex ya da VİOP kanalıyla kaldıraçlı işlem yapmak mümkün ama tabi bunlar riskli işlemler.
Sonuç: Altın fiyatları ne olur?
Bu cevaplanması zor bir soru. Yaşanan gerilimler altın fiyatlarını arttırıyor. Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilimler sürdükçe bu artış eğilimi sürebilir. Rusya özelinde etkili olabilecek farklı faktörler de var. Daha önceki yazımda belirttiğim gibi Rusya’nın 640 milyar dolarlık rezervi var. Bu rezervin %22’si, 132 milyar doları altın ve Rusya’da tutuluyor. Rusya’nın bazı bankalarının Swift’ten çıkarılması bu altın rezervlerini Rusya’nın piyasaya sürmesine neden olabilir bu da altın fiyatlarında aşağı yönlü bir baskı oluşturabilir.
Diğer yandan Rusya, Avusturalya ve Çin’den sonra dünyanın üçüncü büyük altın üreticisi. Rusya’nın altın üretimini arttırması ya da kısmasının da altın fiyatları üzerinde bir etkisi olacaktır kuşkusuz.
Her ne kadar altının arz cephesinde Rusya etkili bir faktör olsa da yaşananlar o kadar korkutucu ve tehlikeli ki güvenli liman arayışını tersine çevirebilecek gibi değil. Yani şimdilik ibre bir miktar yukarı olabilir. Umuyorum ki aklıselim galip gelir ve iki ülke arasında diyalogla sorunlar çözülür. O zaman altındaki yükseliş de tersine döner.
Doç. Dr. Derya HEKİM -05/03/2022
Kaynaklar:
Baker, S.R., Bloom, N., & Davis, S.J. (2016). Measuring Economic Policy Uncertainty.Quarterly Journal of Economics, 131 (4), 1593–1636.
Baur, D. G., & Lucey, B. M. (2010). Is gold a hedge or a safe haven? An analysis of stocks, bonds and gold. Financial Review, 45(2), 217-229.
Akademisyen / Doçent Doktor @ Uludağ Üniversitesi İİBF İktisat Bölümü / Uluslararası İktisat
Co Founder @ Opinyu