İçerikte Neler Var?

Borç Krizi Tüm Dünyayı Tehdit Ediyor 

Bu hafta gerçekleşen IMF- Dünya Bankası toplantısının en önemli gündem maddesi gelişen ülkelerdeki borç meselesiydi. Dünya Bankası Başkanı Malpass 5. Borç Krizi Dalgası ile yüzleştiğimiz açıklamasında bulundu. Aslında Covid sonrası IMF sıklıkla bu uyarıda bulunuyor, tüm dünyada artan borçlanma oranlarına dikkat çekiyordu. Şimdi ise FED’in ve onu takip eden diğer merkez bankalarının faiz artırımı ve küresel likiditenin azalacak olması bu problemi daha akut bir hale getirdi. Bu borcun sürdürülemeyeceği artık aşikar. 

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı(United Nations Development Program, UNDP)’nın çalışmasının ortaya koyduğu veriler çarpıcı. UNDP, 54 gelişen ülkenin ciddi borç sıkıntısı yaşadığını ve önemli bir kısmının da borç krizinin eşiğinde olduğunu gösteriyor. Bu ülkeler her ne kadar dünya GSYH’sinin %3’ü ve nüfusun %18’i olsalar da 50’si yoksulluk içinde yaşıyor. Üstelik bu ülkeler iklim krizinden en çok etkilenecek ülkeler…

Standard&Poor’s derecelendirmelerine göre, bu sene 4 ülkenin derecelendirmeleri iflas düzeyine indi. Rusya, Belarus, Ukrayna ve Sri Lanka. Tabii ilk üçü savaş durumu nedeniyle biraz farklı. 10 ülkenin ise derecelendirmesi ciddi bir borç problemini işaret ediyor. Bunlar: Arjantin, Lübnan, Gana, Surinam, Zambia, Etiyopya, Burkina Faso, Kongo Cumhuriyeti, Mozambik, El Salvador. 

Borç Krizine Nasıl Geldik? 

Gelişen piyasalar için dolarla borçlanma bir “original sin (ilk günah)” problemi. Original sin, Hristiyan teolojisinden ödünç alınan bir terim. İnsanların ilk doğum anından itibaren kusurlu olduğuna vurgu yapan bir Hristiyan doktrini. Benzer şekilde burada vurgulanan gelişen ülkelerin de varoluşları nedeniyle kusurlu olduğu ve ulusal paraları ile borçlanamadığı. Bu günahları nedeniyle yabancı para ile borçlanmak zorunda kalıyorlar. Haliyle bu durum onları yabancı parayı kontrol eden merkez bankasının politik seçimlerine hassas kılıyor.

Bu kırılganlık Asya Krizleri sonrasında da çok tartışılmıştı. Hatta Asya ülkeleri bu kırılganlığı azaltmak  için kendi tahvil piyasalarını geliştirmek için uğraştılar. Geliştirdiler de. Ama tabii küresel kriz sonrası düşen faiz oranları ve hızla artan likidite dolarla borçlanmayı cazip hale getirdi. Covid 19 salgını, sağlık harcamaları, yaşanan kapanmalar sonucu halka gelir destekleri borçlanma ihtiyacını artırdı. 2022’nin başından beri ise Rusya-Ukrayna savaşı gıda ve enerji maliyetlerinin fırlamasına eden oldu. Birçok ülke özellikle enerji faturalarını sübvanse etmek zorunda kaldılar. 

Durumu daha da karmaşıklaştıran ise tüm dünyada enflasyonla mücadele için faizlerin artması ve likiditenin azaltılması oldu. FED başta olmak üzere merkez bankaları faiz artırım sürecine girdiler, bilanço küçültüyorlar. Faiz oranlarının artması, bu ülkelerde borç servis maliyetlerini artırıyor. Debt Justice’ın raporuna göre faiz artırım sürecinde düşük gelirli ülkelerde dolar borçlanma faizi ortalama 5.7 puan artmış. 19 ülkenin tahvil spreadleri 1000 baz puanın üzerinde, özel kreditörlerden borçlanamıyorlar. Gana 2016’da %8’in biraz üstünde borçlanabiliyorken şimdi bu oran %35. 

Üstelik dolar değerleniyor. Yani bu borcun ulusal para karşılığı her geçen gün yükseliyor. Örneğin Nijerya’da 2023’te kamu gelirlerinin %65’i borç servisine gidecek. 

Borç yükünün artması, kredi derecelendirmelerinin düşmesine neden olurken bu ülkelerde yatırımların azalması ile sonuçlanıyor. Yatırımların azalması ise bu ülkelerin büyüyerek borç yükünü azaltmasının önüne geçiyor. Tam bir çıkmaza sürükleniyor. 

Ne yazık ki bu ülkelerin birçoğu aşırı yoksulluk içindeler. Üstelik ciddi bir iklim krizinden en çok bu ülkeler etkilenecekler. Pakistan’da iklim krizi kaynaklı sel nedeniyle 33 milyon kişi etkilendi ve Pakistan’ın önünde vadesi yaklaşan 18 milyar dolar borç ödemesi var. Bu durum Pakistan’ın tahvillerine de yansıdı. 2026 vadeli tahvillerde getiri neredeyse %40’ı buldu. 

Çözüm? 

G20 kapsamında Borç Yapılandırması için Ortak Çerçeve (Common Framework for Debt Treatment, CF), Kasım 2020’de az gelişmiş ülkelerin borç problemlerini çözmek için oluşturuldu. Yalnızca 73 ülkeye açık ve de istenileni yerine getiremedi. Kompleks bir sistemi var. CF’ye başvuran ülkelerden sadece Zambiya anlaşmada sona çok yakın, o da 18 aylık bir sürecin sonunda…

Bu borç krizi bir dalga olarak üstümüze yaklaşıyor. Şimdiye kadar borç krizlerinden edindiğimiz bir tecrübe varsa o da bu ülkelere kredi vererek bir yere varamayacağımız. Kredi de sonuçta bir yükümlülük, üstelik faizler bu kadar yüksekken borcun yükünü ağırlaştırır sadece. 

1980’lerde Latin Amerika Borç Krizlerinden sonra da benzer hatalar yapıldı. IMF önderliğinde krediler verildi, ABD Hazine Eski Bakanı Baker borçlarını ödeyemeyen ülkelere yeni krediler verilmesini sağladı. Ama sonuç aynıydı. Yeni göreve başlayan Hazine Bakanı Brady, borç affını da içeren bir plan sunduktan sonra borç krizi çözüldü. Benzer bir durum Yunanistan’ın borç krizinde de yaşandı. Borcunun %53.3’ünün traşlanması (haircut) sonrası ancak Yunanistan’ın borç krizi için bir çıkış noktası bulunabildi. 

Bu tecrübelerden hareketle bugün de yapılması gereken borç sıkıntısı yaşayan ülkelere kapsamlı bir borç affı programı sunmak olmalı. Dünya Bankası Başkanı Malpass konuşmasında bunu gündeme getirdi. 

Tabii Çin’in durumu burada önemli. Borç problemi olan ülkelerin üçte birinde en önemli kreditör Çin. Pakistan, Sri Lanka ve Arjantin Çin’in kredilerinden en çok yararlanan ülkeler. 2017’den beri Çin bu ülkelere 52 milyar dolar göndermiş. Bu kredilerin büyük bir kısmı Kuşak ve Yol İnisiyatifi (Belt & Road Initiative) kapsamında. Krediler çok şeffaf değil bu nedenle Çin’e olan borcun daha da fazla olabileceği tahminleri yapılıyor. Çin’in bu yapılandırmalar ve borç affında ne kadar yer alacağı belirsiz. IMF ve ABD Hazine Bakanı Yellen, Çin’e bu konuda eleştirilerde bulunuyorlar.

Özetle; dünya bir borç krizine çok yakın. Hatta birçok Afrika ülkesi borç krizi içinde.  S&P’a göre iflasların %90’ının ardından bir resesyon, %60’ından sonra da para ve bankacılık krizi oluyor. Unutmayalım, bu krizler bulaşıcı. Türkiye açısından önemli bir risk görülmese de Deutsche Bank Başekonomisti Spencer; Türkiye ve Bulgaristan’ın borçlarının yarısının dolar cinsinden olduğuna vurgu yaptı.

Dolar durdurulamaz bir şekilde yükseliyor ve diğer ülkelerde yaşanan bir borç krizinin çok riskli görülmeyen ama bizim gibi kırılganlıkları olan ülkelere yansıması da mümkün. Az gelişmiş ülkelerde başlayan bu borç krizi tüm dünyayı yaygın bir resesyona ve krize sürükleyebilir.

Diğer yandan unutmayalım ki bu ülkeler aşırı yoksulluk içinde yaşıyor ve iklim krizi ile mücadele etmek zorundalar. Hem de hep birlikte yol açtığımız iklim krizinin sonuçları ile yüzleşiyorlar. Gelişmiş dünyanın da üzerine düşen sorumluluğu alması gerekiyor. Aksi takdirde hepimiz için bir “kayıp on yıl (lost decade)” kaçınılmaz…

Doç. Dr. Derya HEKİM

IMG 3315 e1648834872658
Co Founder at Opinyu

Akademisyen / Doçent Doktor @ Uludağ Üniversitesi İİBF İktisat Bölümü / Uluslararası İktisat
Co Founder @ Opinyu

0 Yorum

Opinyuya yorum yapın

www.opinyu.com'da yer alan her türlü içeriğin tüm telif hakları Opinyu'ya aittir. www.opinyu.com sitesinde yer alan bütün yazılar, materyaller, resimler, ses dosyaları, animasyonlar, videolar, dizayn, tasarım ve düzenlemelerimizin telif hakları 5846 numaralı yasa telif hakları korunmaktadır. Bunlar opinyu.com’un yazılı izni olmaksızın ticari olarak herhangi bir şekilde kopyalanamaz, dağıtılamaz, değiştirilemez, yayınlanamaz. İzinsiz ve kaynak belirtilmeksizin kopyalama ve kullanımı yapılamaz. www.opinyu.com'daki harici linkler ayrı bir sayfada açılır. Yayınlanan yazı ve yorumlardan yazarları sorumludur. Opinyu hiçbir bildirim yapmadan, herhangi bir zamanda değişikliğe gidebilir. 

Opinyu bu sitedeki bilgilerden kaynaklı hataların hiçbirinden sorumlu değildir. Opinistlerin (Yazarların) İçeriklerindeki Sorumluluk Kendilerine Aittir. İçerikler kesinlikle tavsiye içermemektedir. İçeriklerden edindiğiniz bilgileri uzman kişilere danışmadan uygulamanız zararlı sonuçlar doğurabilir. Bu sonuçlardan Opinyu ya da Yazar asla sorumlu tutulamaz. 

©2024 opinyu.com

Kullanıcı Bilgileriniz İle Oturum Açın

veya    

Bilgilerinizi Unuttunuzmu?

Create Account