İçerikte Neler Var?
Dünyanın En Eski Parası, Pound, Çakılıyor…
Pound dünya üzerinde yaşayan en eski para birimi, bir zamanlar üzerinde güneş batmayan imparatorluğun parası şimdilerde gelişen piyasa paraları gibi serbest düşüşte. Yeni Başbakan Liz Truss ve Maliye Bakanı Kwasai Kwarteng’in vergi indirim paketi açıklamaları sonrasında 23 Eylül Cuma günü Pound, 1985’ten beri görmediği seviye olan 1.08’e kadar geriledi. 2 yıllık devlet tahvili (gilt) getirisi bir günde 0.4 puan artarak %4 seviyesine geldi. Gelişmiş ülkelerde görmeye alışık olmadığımız bir manzara bir yandan ulusal para değer kaybediyor diğer yandan tahvil getirileri artıyor. Böyle volatil durumlar sadece bizde oldu sanırdık. Ama yanılmışız.
İşin ilginç tarafı piyasalarda yaşanan bu hareketler Kwarteng’e de sorulmuş. “Piyasa istediği tepkiyi verebilir” açıklamasında bulunmuş. ABD Hazine Eski Bakanı Larry Summers İngiltere’nin son dönemde gelişen bir ekonomi gibi davrandığını vurguluyor. Haksız mı?
Dünyanın Yaşayan En Eski Parası
Pound’un kökeni Antik Roma’ya kadar dayanıyor. Pound bir ölçü biriminden geliyor ve gümüş içeriğine göre değeri belirleniyor. 17. Yüzyılda ise bu sikkeler mekanize bir biçimde basılmaya başlanıyor. Üstelik paranın taklit edilebilmesinin önüne geçilmesi için de bir takım önlemler alınıyor. İşin ilginci bu mekanize para basımının başına tanıdık bir isim var: Sir Issac Newton.
Bu şekilde para basımının artması Sanayi Devriminin ve o yığın üretimin finansal ayağının da gelişmesini kolaylaştırıyor. İngiltere hem ticaretin hem de finansın merkezi oluyor. 1. Dünya Savaşı’ndan önce Londra dünyadaki yabancı yatırımlarda %40 paya sahip.
Avrupa’da yaşanan iki savaş ve savaş arasındaki o çalkantılı dönemde İngiltere hızla güç kaybediyor. Pound için tacı başkasına devretme zamanı geliyor ve Dolar hızla bu yeri dolduruyor.
Bretton Woods
Savaş sonrası Bretton Woods döneminde dolar merkezi rolünü artık alıyor. Tüm paralar dolara bağlı, dolar da altına…
Tabii sabit döviz kurları altında pound da diğer paralar gibi defalarca ataklarla karşılaşıyor. 1961’de 1964’te ve 1966’da pariteyi savunmak zor oluyor. Hatta 1966’da ağır sermaye kontrolleri uygulanıyor.
Ama nihai son: Hiçbir sabit döviz kuru uygulaması geri dönülmeyecek şekilde sabit olmamıştır. Dolar devalüe edilse de ataklar durmuyor ve 1971’de Nixon altın penceresini kapatıyor. Bretton Woods’un sonu geliyor. Paralar da dalgalanmaya bırakılıyor.
Döviz Kuru Mekanizması ve 1992 Krizi
Pound için sabit kur deneyimi ikinciye Avrupa Para Sistemi (European Monetary System, EMS)’nin sabit kur sistemi olan Döviz Kuru Mekanizması (Exchange Rate Mechanism, ERM) ile başlıyor. Tatcher, Avrupalı müttefikleri ile birlikte olmak adına ERM’ye giriyor.
ERM, Bretton Woods’un bir benzeri ancak tek farkla: Merkezde dolar yerine Alman Markının ağırlıkta olduğu bir sepet para birimi var (ECU). Ama İngiltere’nin o dönemde enflasyon oranı %11, Almanya’nın üç katı. Bu piyasada “Acaba pound devalüe olacak mı?” söylemlerinin dolaşmasına neden oluyor. Devreye George Soros giriyor. Artık hepinizin öğrendiği tabir ile poundu “short”luyor. BoE bir savunma hattı kuruyor ve piyasadan Poundları topluyor. Tabii rezerv yakıyor. 15 Eylül 1992’de George Soros agresif bir satışa geçiyor. Artık dayanılamaz bir hale gelen bu mücadele 16 Eylül 1992’de İngiltere’nin ERM’yi terk etmesi ile sonuçlanıyor. Nâm-ı diğer “Kara Çarşamba”. Pound %4.2 değer kaybediyor. 1993 başında ise kayıp neredeyse üçte birini buluyor.
1992’den aldığı dersle İngiltere bir daha sabit kur uygulamasına geçmedi. AB’ye üye olsa da imtiyazlı üye statüsü aldı ve Euro’dan uzak durdu. Pound’daki değer kaybı İngiltere’nin 1990’larda işine de yaradı ve toparlandı.
Peki Ya Bugün?
Bugün sabit kur yok. BoE, FED’den farklı politika da uygulamıyor. BoE da faiz oranlarını arttırıyor. Enflasyonla mücadele için sinyal veriyor. Peki neden pound bu kadar değer kaybediyor?
Bunun ilk sebebi dolar değer kazanıyor. Şu aralar önüne geçen bütün paraları deviriyor. Ama ikinci ve daha önemli sebep İngiltere ekonomisinin gidişatı ile ilgili. Enflasyon yükseliyor, %9.9. Diğer taraftan yeni iş başına gelen Truss Hükümetinin Maliye Bakanı Kwarteng 23 Eylül Cuma günü ekonomik büyümeyi artırma hedefi ile vergi indirimi paketi açıkladı.
Vergi indirimin yanında enerji krizinin etkilerini hafifletmek için 60 milyar sterlin enerji sübvansiyonu da gündemde. Bu harcamaların sonunda hükümetin 72.4 milyar sterlin borçlanması gerekecek. GSYH’nın %3.2’sine denk geliyor. Zaten şu anda kamu borcu/GSYH %80 civarında. Bu oranın 2026-27’de %95’e çıkması bekleniyor.
Bu harcama artışı bir yandan enflasyon bekleyişlerini de yükseltiyor. Diğer yandan değer kaybeden bir para da çok iyi bildiğimiz gibi enflasyon üzerine baskı yapıyor.
Goldman Sachs İngiltere ekonomisi için 2023 sonu enflasyon tahminlerini %22 olarak açıkladı. Şaşırtıcı değil.
Liz Truss bir nevi Reagonomics uygulamaya çalışıyor. Aslında 2018’de Trump da benzer bir politika izlemiş ve vergileri indirmişti. Ama bu dönem, 2018’den de Reagan döneminden de farklı. 2018’de dolar güçlü idi, enflasyon problem değildi. Ona rağmen Trump istediği büyüme oranını gerçekleştiremedi. Bugün ise İngiltere ekonomisi stagflasyona çok yakın.
Kwarteng’in vergi paketi açıklamasının hemen ardından FTSE 100 %2 düştü, 5 yıllık getiriler %4’e yükseldi. Pound; Euro’ya göre %2, dolara göre %3 değer kaybetti. Bu da piyasaların İngiltere ekonomisinin gidişatı ile ilgili olumlu olmadıklarını gösteriyor. Kriz kahini olarak bilinen Roubini ise İngiltere için sonun IMF olacağını açıkladı.
İngiltere ekonomisindeki bu gidiş yeni değil aslında. Brexit ile ciddi bir yara aldılar. Ticaret zarar gördü. Yapılan simülasyonlar GSYH’nin Brexit nedeniyle %5.2 daha az olduğunu gösteriyor. Ardından Covid’in yönetilmesinde pek iyi iş çıkaramadılar. Ne David Cameron, ne Theresa May ne de Borris Johnson yaptığı iyi başbakanlık dönemi ile anılmıyorlar.
Şimdi de Liz Truss. Henüz kesin yargıya varmak için erken olsa da büyüme fetişizmi adına girdiği oyunun pek taraftarı yok. Görünen tek gerçek; üzerinde güneş batmayan imparatorluk ve onun sağlam olarak bilinen parası pound, hızla kan kaybediyor.
Doç. Dr. Derya Hekim
Akademisyen / Doçent Doktor @ Uludağ Üniversitesi İİBF İktisat Bölümü / Uluslararası İktisat
Co Founder @ Opinyu