İçerikte Neler Var?

“Değişim”İ Tek Bir Çatı Kavramla Tanımlamak: Toplum 5.0

Hayatımızda ve iş yaşantımızda neler değişiyor? Bu değişimler bizi nasıl etkiliyor?  Peki neden sürekli değişimden bahsettiğimizi hiç düşündünüz mü?

Her şeyin değiştiğini düşünüyor, hissediyor ve gözlemliyorsak, doğru kabul ettiğimiz temel varsayımların geçerliliğini kaybettiğini ve yeni varsayımlara ihtiyacımız olduğu gerçeği ile yüzleşerek ne yapacağımızı tasarlayabiliriz.  Çağımızda toplumları ve İşletmeleri değişime zorlayan iki olgudan biri sürdürülebilir kalkınma diğeri ise dijitalleşmedir.

Sürdürülebilir Kalkınma, kapitalist sistemin tek bileşenli (ekonomik) büyüme modelinin dünya genelinde refahın ve gelişmişliğin artacağı ve bilhassa küreselleşme ve teknolojik gelişme ile birlikte yaygınlaşacağı varsayımının doğru olmadığının anlaşılması üzerine geliştirilen bir kalkınma modelidir. Literatürde bilhassa mevcut üretim tarzlarının doğal kaynaklara ve çevreye verdiği zararın 1960’larda tartışılmaya başlandığı, 1970’li yıllarda ise Birleşmiş Milletlerin liderliğinde Büyümenin Sınırları ve İnsani Çevre Bildirgesi ile bugünkü evrensel tanımın çerçevesinin çizildiği sürdürülebilir kalkınma, toplumları ve şirketleri hızlı şekilde değiştirip dönüştürmektedir.

Ancak adaptasyon hızımızın gezegenimiz ve insanlık için yeterli düzeyde olup olmadığı çok büyük bir tartışma konusudur. Büyümenin Sınırları Raporu dünya ekonomisi ve çevreyi bir araya getirmesi adına ilk küresel modelin tartışıldığı, bu sayede bugün sıkça konuşulan yeşil ekonominin ilk yapıtaşının oluşturulduğu rapordur. ​Rapora göre küresel trendlerin bu hızla devam etmesi gerek endüstriyel anlamda gerekse nüfus anlamında tahmin edilemez sonuçlar doğuracaktır. 

​Bu nedenle nüfus artışının doğal kaynaklar üzerinde yarattığı büyük baskının raporun yayınladığı tarih baz alınarak (1972) 100 yıl içerisinde dünyayı büyümenin sınırlarına ulaştırması ön görülmektedir. Böylece büyüme modelinin sadece ekonomik açıdan değil çevre bileşeni ile değerlendirilmesi gerektiği ilk defa ciddi bir şekilde küresel ölçekte gündem olmuştur.

Aynı yıl gündem olan İnsani Çevre Bildirgesi ise ekonomik büyüme ve çevre ilişkisine sosyal gelişmişlik bileşenini ekler ve bugün çokça duyduğumuz üçlü kar hanesi (Triple Bottom Line) modelinin temeli o yıllarda atılmış olur. Bununla birlikte sürdürülebilir kalkınmanın tanımı da aslında yapılmış olur keza insani çevre bildirgesi kuşaklararası hakkaniyet kavramını da tarihin sayfalarına eklemiştir. Bugün sürdürülebilir kalkınma için kullanılan en yaygın tanım: Günümüz kuşaklarının ihtiyaçlarını gelecek kuşakların ihtiyaçlarını karşılamasından ödün vermeden gerçekleştirmektir.

1970’lerden günümüze gelindiğinde ise küresel düzeyde toplumların kalkınma anlayışı değişmiş, 1987 Brutland Ortak Geleceğimiz raporu sonrasında ivmelenmiş, takip eden uluslararası gündemlerle ise öncelikle Milenyum Kalkınma Hedefleri, sonrasında o süreçten öğrenilmişliklerle geliştirilen Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları ile bilhassa 2015 yılından itibaren ise dönüşmeye başlamıştır ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları evrensel bir çerçeve olmuştur. 

Elkington, 1987 yılında yayınlanan Bruntland Raporu’nda geçen çevresel, sosyal ve ekonomik sürdürülebilirlik boyutlarıyla üçlü kar hanesi kavramını ortaya atmıştır. Kavram, Elkington’un  “Çatal Kullanan Yamyamlar: 21. Yüzyıl İş Dünyasının Üçlü Kar Hanesi” kitabında geliştirilmiş ve popüler olmuştur (Bir kavramın popüler olması onun gerçekten içselleştirildiği anlamına gelmemektedir). Günümüzde böyle epeyce kavram, eğilim veya yöntemin iş dünyasında sıkça referans alması ancak bu çabanın daha çok söylem düzeyinde kalması, bir çok kişinin bir çok kavrama maalesef irite olmasına sebebiyet vermektedir.) Sürdürülebilir Kalkınma en yalın ifade ile kapitalizmin yeniden tanımlanmasıdır.

Kapitalizm dünya genelinde yoksulluk, eşitsizlik ve adaletsizlik ve ekolojik dengenin bozulmasına neden olmuştur. Tam da bu yüzden değişim zorunludur. Çünkü aksi halde yaşanabilir bir gezegen ve toplumsal barış ve refahın varlığından bahsedilemez. Brutland Raporu bunu “ortak geleceğimiz” olarak ifade eder. Sürdürülebilir Kalkınma anlayışının şirketler düzeyinde en önemli iki yansımasından biri hissedar yaklaşımının terkedilip paydaş yönetimi yaklaşımının benimsenmiş olmasıdır.

Diğer önemli yansıma ise sürdürülebilir kalkınma amaçlarına ulaşılmasında özel sektöre atfedilen sorumluluktur. Dahası sürdürülebilir kalkınma anlayışı bireyleri ve toplulukları ve toplumun genelini de dönüştürmektedir. Küresel sorunlar; yoksulluk, iklim değişikliği, her türlü eşitsizlik ve adaletsizlik ile mücadele şirketlerin tüm paydaşlarının; çalışanlar da dahil; şirketlerden beklentisi ve talebi haline gelmektedir.

Değişimi tanımlarken önemli bir diğer olgu ise dijitalleşmedir. Endüstriyel toplumun bilgi toplumuna dönüşmesiyle birlikte hızlanan dijitalleşmenin geldiği son evre siber ve fiziksel sistemlerin birleşmesidir. Dijital dönüşüm bu yeni olgunun topluma ve işe yansıması olarak özetlenebilir. Endüstri 4.0 kavramı tek başına çokça teknoloji odaklıdır. Halbuki dijital dönüşüm insan odaklı bir süreç ile işlevsel olabilir. Dijitalleşmenin işletmeler açısından en önemli yansımalarından biri kişiselleştirme bir diğeri esnekliktir. Her ne kadar insan odaklı tasarımlar dijital dönüşüm süreçlerimizde vazgeçilmez olsa da bu tanım tek başına yeterli değildir.  

Toplum 5.0 kavramı tam da bu ihtiyaçtan çıkar ve odağında “insan ve insanın yaşam kalitesi” yer alır. Başka bir ifade ile toplum 5.0 kavramı sürdürülebilir kalkınma ve dijitalleşmeyi tek bir potada eritirken odağa insanın yaşam kalitesini alır. Kabul etsek de etmesek de, şu an varsayımlarımız ve bunların çıktıları bizi  teknoloji odaklı bir dünya gerçekliğine yakınsamıştır. Ancak asıl ihtiyacımız olan insanın iyi olma halini merkeze alan ve bunu etkin bir şekilde yapmamıza fırsat veren teknolojilerden faydalanarak bir dönüşüm gerçekleştirmektir.

Toplum 5.0’ın Amacı

Toplumların kendi mutluluklarını ve yaşam tarzlarını sürdürmelerini teknolojik gelişmişliğin fırsatlarından yararlanarak sağlayarak sürdürülebilir kalkınmayı temin etmektir. Bu amaç, küresel sorunları çözmek ve sürdürülebilir toplumlar yaratmak için Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen 17 “Sürdürülebilir Kalkınma Amacı” ile uyumludur. Başka bir deyişle Toplum 5.0 kavramı çağımızı değiştiren iki paradigmayı -sürdürülebilir kalkınma ve dijital dönüşüm- tek potada eritmektedir.

NOT: Tanım evrenseldir, ancak bu tanımın makro, mezo ve mikro düzeyde nasıl bir strateji ile yönetileceği bağlama göre özgünlük içerir.  

Dr. Tuğçe Aslan

1660217243 bpfull

Tugce Aslan, yönetim bilimi alanında akademisyendir. Araştırma ve ilgi alanları stratejik yönetim, sosyal inovasyon, girişimcilik, dijital dönüşüm, sürdürülebilir kalkınmadır. Uzun yıllar yüksek öğrenim ve yetişkin eğitimi üzerine kazandığı sektör tecrübesinin ardından, çalışmalarına kurum ve şirketlerin stratejik yönetim ihtiyaçlarını self servis analizler yaparak raporlayabildiği bir teknoloji platformu olan Strateji 360 ekibinin bir üyesi olarak devam ettirmektedir. Aynı zamanda iklimlendirme sektöründe faaliyet gösteren CFK Mekanik kurucusu ve yönetim kurulu başkanıdır.

Öğrenme, gelişim ve kolektif faydayı hayatının tüm alanlarında karar, tutum ve davranışlarının motivasyonu olarak tanımlayan Aslan, meslektaşı ve ekip arkadaşı Hakan Aslan'ın eşi, Gökalp ve Asya'nın annesidir.

0 Yorum

Opinyuya yorum yapın

www.opinyu.com'da yer alan her türlü içeriğin tüm telif hakları Opinyu'ya aittir. www.opinyu.com sitesinde yer alan bütün yazılar, materyaller, resimler, ses dosyaları, animasyonlar, videolar, dizayn, tasarım ve düzenlemelerimizin telif hakları 5846 numaralı yasa telif hakları korunmaktadır. Bunlar opinyu.com’un yazılı izni olmaksızın ticari olarak herhangi bir şekilde kopyalanamaz, dağıtılamaz, değiştirilemez, yayınlanamaz. İzinsiz ve kaynak belirtilmeksizin kopyalama ve kullanımı yapılamaz. www.opinyu.com'daki harici linkler ayrı bir sayfada açılır. Yayınlanan yazı ve yorumlardan yazarları sorumludur. Opinyu hiçbir bildirim yapmadan, herhangi bir zamanda değişikliğe gidebilir. 

Opinyu bu sitedeki bilgilerden kaynaklı hataların hiçbirinden sorumlu değildir. Opinistlerin (Yazarların) İçeriklerindeki Sorumluluk Kendilerine Aittir. İçerikler kesinlikle tavsiye içermemektedir. İçeriklerden edindiğiniz bilgileri uzman kişilere danışmadan uygulamanız zararlı sonuçlar doğurabilir. Bu sonuçlardan Opinyu ya da Yazar asla sorumlu tutulamaz. 

©2024 opinyu.com

Kullanıcı Bilgileriniz İle Oturum Açın

veya    

Bilgilerinizi Unuttunuzmu?

Create Account