İçerikte Neler Var?
İHRACATIMIZ GERÇEKTEN ARTIYOR MU? REEL ARTIŞ ORANI NE?
Bugün sizlerle 2021 sonu ihracat rakamlarını değerlendireceğiz. Bildiğiniz gibi yüzde 32,90 ihracat artışıyla Türkiye son yılların belki de en büyük ihracat artış hamlesini gerçekleştirdi. Bu konuda çok yazıldı çizildi. Özellikle ekonomimizin son yaşanan olaylarından sonra ihracatın artış hızı en azından bir umut oldu.
Bugün bu rakamlar ne kadar gerçek, ne kadar doğru ifade ediliyor onları birlikte değerlendireceğiz. Bu değerlendirme sonunda kararı sizler vereceksiniz. Bu yazıda ben ufak bir analizle sizleri bu konuda bilgilendireceğim.
Genel Bakış
2020 yılının ihracatı 169 milyar dolar ve 2021 ihracatı ise 225 milyar dolar. Aradaki fark %32,9. Aslında belki de bir geriye gitmek lazım. Biliyorsunuz, 2020 yılında pandeminin hüküm sürdüğü şartlar altında bir ticaret gerçekleşti ve ihracatımız düştü. Aslında 2019 yılını bazı almamız gerekir diye düşünüyorum. 2019 yılı ihracatımız da 180 milyar dolar. Yani 11 milyar dolarlık bir kaybımız var ama 2021 itibarıyla da bunu 225 milyar dolara çıkarmışız. Şimdi neye bakacağız? Bildiğiniz gibi, 2021 yılı içerisinde hem Türkiye’deki döviz hareketlerinin yüksek olmasından kaynaklanan hem de dünya hammadde fiyatlarındaki artışlardan kaynaklanan bir takım değişiklikler oldu. Bunları ürün ve alt gruplar bazında örnekler vererek paylaşacağım. En azından ihracatımızın artış kalitesinin ne olduğunu hep birlikte görelim.
Çelik Örneği
Evet arkadaşlar, ilk önce çelik sektörü ile başlıyorum. Burada alt grup olarak demir, demir dışı metaller, adi metaller, demir çelik ürünleri görülüyor. Şimdi; ocak aralık ayında dolar bazında yüzde 77,4 değerlenen bir çelik ürünü karşımıza çıkıyor. Rakamsal olarak baktığınızda da 12 milyar dolardan 22 milyar dolara çıkmış. (Ben kolay olsun diye rakamları yuvarlayarak söylüyorum ve bu yaptığım analizlerde genelde hep 1 milyar doların üstündeki rakamları almaya çalıştım). Fakat kilogram bazında baktığımızda yüzde 17.8 artış olmuş. Şimdi aradaki farka baktığımızda, bu iki artış oranı arasındaki fark %59,3. Bu rakamın gerçekçi olmadığını düşünüyorum yani burada tamamen artış rakamının aslında yüzde 17.8 olması gerekirken yüzde 77,4 parasal değerle çıkması, yani yaklaşık %60 yakın fazla çıkması, bu ürünün fiyatının döviz bazında %60 artmasından kaynaklı bir artış. Bu da aşağı yukarı 12 milyar 22 milyon milyar dolarlık bir artışa denk geliyor ki zaten toplam ihracatımızdaki artış, 55 milyar dolar. Yani 10 milyar doları sadece çelikten. Demir dışı metallerdeki artışın da dünya hammadde fiyat artışı ve lojistik maliyetlerdeki artıştan etkilendiğini ve aynı şekilde bu artışların ithalatımızı da etkilediğini belirtmek isterim. Bu liste uzayıp gidiyor, tespitlerimi yayınladığım podcastte izleyebilirsiniz, ayrıca sizin için hazırladığım tabloyu da aşağıda ek olarak bulabilirsiniz.
Gerçek Artış Oranı Ne?
Bu rakamları incelediğimizde şöyle bir sonuç çıkıyor. İhracatımız reel olarak yüzde 10-15 arasında artmış. Bu çıkan yüzde 32,9’lük artış oranı bizi rehavete sürüklemesin. Ayrıntılar detaylarda gizlidir. İthal hammaddeye dayanan sektörlerin neredeyse hepsinde değersel olarak ihracat artış oranı yüksek, katma değeri çok olup Türkiye’de üretilen ürünlere baktığımızda, örneğin fındık içi, dünya piyasalarında söz sahibi olduğumuz ürünü maalesef döviz bazında fiyat düşürerek satmışız. Buna benzer konfeksiyon sektörü, ihracatın ağırlıklı olduğu kalem, emek yoğun bir üretim ve hammadde %30-40 arası olmasına rağmen kg artışı ile değer artışı neredeyse aynı oranda artmış. Hammadde fiyatlarındaki iplik, boya vs yüksek artışlar fiyata etki etmemiş. Bu arada döviz rakamlarındaki hareketler işçilik maliyetlerini düşürdüğü için fiyatlandırmamız gerçek rakamları yansıtmamış.
Bu listeyi incelediğinizde sizin de kendi sektörlerinizde bu konuyu tespit edeceğinizi umuyorum. İhracata bir bütün olarak bakmak yerine ürün bazında bakıp ona göre destekler yapmamız gerekiyor. Ürünün katma değeri, ithalat oranı, ikame hammadde olup olmadığı gibi konular detaylı çalışılıp buna göre bir ihracat stratejisi çizilmesi gerekir. Bunları söyledikten sonra şunu da ilave etmem gerekir ki, geçtiğimiz yıl yaşadığımız hammadde fiyat artışı ve lojistik fiyat artışları birçok sektörde maalesef işletme sermayelerini yetersiz hale getirdi. Bu konuda çalışma yapılıp ihracatçı firmalara işletme sermayesi desteği verilmesi gerekir diye düşünüyorum. Ayrıca devlet desteklerinin toplam ihracat içindeki payı %0,17’lerden %1’e çıkartılmalı ve ihracatçı sektörlerin oranlarına göre dağıtılmalıdır. Daha çok söylenecek konu var ama yazıyı fazla uzatmamak adına burada bitiriyor, bol ihracatlı günler diliyorum.
HİKMET TANRIVERDİ
3/03/2022