İçerikte Neler Var?
Her Yüzyılda İlelebet Cumhuriyet
Türk halkının aynı amaç için bir araya gelmesini sağlayan Atatürk’ün önderliğinde ve çok sayıda önemli liderin katkılarıyla Türkiye Cumhuriyeti’miz kurulmuştur. Cumhuriyetimizin kurucuları Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde liderlikleri ve vizyonları, Kurtuluş Savaşı’ndaki kararlılıkları, Cumhuriyet’in ilanı ve yapılanma sürecinde milletimizin bağımsızlığı ve çağdaşlaşması için mücadele etmişlerdir. Başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere ülkemizin, milletimizin ve Cumhuriyetimizin bugüne taşınmasında emeği olan tüm büyüklerimizi minnetle anıyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz.
Geleceği için kendi kararlarını verebilmenin, kendisi ile ilgili bugünü ve yarınları yönetecek kişileri seçebilmenin adıdır Cumhuriyet. Dünyanın en büyük lideri olan Mustafa Kemal Atatürk bu yetkiyi milletin kendisine vererek Türk milletinin kudreti ile Türk milletinin güvenilirliğini dünyaya göstermiştir.
Cumhuriyet İnsanlık Adına Her Şeydir
Ulus ve millet olmanın dünyadaki en önemli örneği olan Cumhuriyet, halkın özlemlerinin ve mutluluğunun da aynasıdır. Halk onurlu, gururlu, muhtaç olmadan, başı dik, dünyanın ve geleceğin imkânlarıyla buluşmak ve insanca yaşamak üzere neye ihtiyaç duyarsa Cumhuriyet odur. Cumhuriyet refahtır ve toplumsal saygıdır, ulusal sağlıktır ve umuttur, halk yararına teknolojidir, kadın-erkek eşitliğidir, eşit ve erişilebilir eğitimdir, herkese adalettir ve yemyeşil bir ormandır, pırıl pırıl bir denizdir ve içi içine sığmayan neşeli bir çocuktur.
Özetle Cumhuriyet ülkemizin insanlarıyla ve diğer canlılarıyla, doğasıyla, varlıklarıyla sürdürülebilir şekilde iyilikleri kucaklayan her şeydir. Cumhuriyet halkımızın layık olduğu her güzel şeyin tek aracıdır. Cumhuriyetimiz bu değerleri, bu güzellikleri sadece halkımızın bir kısmına değil, herkese, her canlıya, her varlığa eşit olarak sunmanın adıdır. Bu değerleriyle Cumhuriyet eşitliğin ve özgürlüğün vazgeçilmez olduğu huzurlu ve umutlu bir geleceğin adıdır.
Cumhuriyet Dünyanın En Büyük Eseridir
Türkiye Cumhuriyetimizde her milliyetten, her dinden, her politik görüşten, her meslek grubundan; kadın, erkek, genç, yaşlı ve çocuk bir arada yaşamaktadır. Hangi imkânlarla ve yasalarla yaşayacağımıza da ülkemizin yasaları çerçevesinde yönetimini üstlenen yöneticiler ve parlamentomuz belirler. Ülkemizin tüm yöneticilerinin seçimi ile yaşamımızın kuralları Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetimizin halkına verdiği yetki çerçevesinde halkımızın oyları ile belirlenmektedir.
Bir asrı geride bırakan Cumhuriyet yönetim şeklimizin dünden yarına ve daha gelecek yüzyıllara sürecek bir mimari ile tasarlandığı açıktır. Bu eser tasarımıyla özel olmasının yanında meclise sunularak, meclis bireylerince kabul edilmesiyle de demokratik tercihlerin örneği olmuştur. Cumhuriyetimizi kuran meclisimiz, tercihleriyle halkımızın insanca ve onurlarına yakışır bir şekilde yaşamalarına ve geleceklerini şekillendirmelerine imkân sağlayarak halkımızın beklentilerine rehber olacak bir Cumhuriyet Yönetimi yaratmıştır. İlan edilen Cumhuriyetimiz ise, ülkemizin vazgeçilemez en büyük, en gururlu, en onurlu bayramımızdır.
Cumhuriyet İnsanca Yaşamdır
Cumhuriyetimizin ulusumuza, vatanımıza ve milletimize kazandırdığı güç, paha biçilemez bir hazinedir. Bu gücü, bu hakkı ve getirdiği prensipleri akıllıca kullanmak da ancak irademizle ve kararlılığımızla bizlerin elindedir. O nedenle Cumhuriyet ve Mustafa Kemal Atatürk bir bakıma halkımızı simgeler; bizim adaletimizi, eşitliğimizi, özgürlüğümüzü ve en önemlisi yaşam standartlarımızı, aydınlık yarınlarımızı, insanca yaşamımızı belirler.
Bilimin Işığında Cumhuriyet
Cumhuriyet eğitim ve üretim ile gelişim ve sürdürülebilirliği merkezine alan çalışmaları ile köy enstitüleri, sanat enstitüleri, olgunlaşma enstitüleri, endüstri meslek liseleri, kız sanat okulları ve üniversiteler gibi eğitim kurumlarını ülkemizin dört bir yanında faaliyete geçirerek eğitimli toplum üzerine oturmuş, kendi kendine yetebilen bir gelecek yaratmayı hedeflemiştir.
Cumhuriyetimizi kuruluşundan itibaren dünden bugüne yaşayan kuşaklarımız sayısız başarıya, ilklere ve geleceği görmek konusundaki vizyona tanıklık etmişlerdir. Cumhuriyet tarihimizin öncesi ve yakın sonrasına bakıldığında imkânsız gibi görünen zorlukların nasıl başarıya döndürüldüğüne dair büyük bir kararlılık, adanmışlık ve özveriyi görüyoruz. Yaşanmış fiziksel ve mental dirençlere toplumsal katılımcılıkla meydan okuyarak gelecek nesillerin yollarını açmak, milletimize başarının ilhamını vermek yine Cumhuriyet tarihimizin sayfalarında yer almaktadır.
Mustafa Kemal Atatürk ve tüm ekibi Cumhuriyet tarihinin başarısını hazırlarken ve Cumhuriyetin ilanından sonra ulusal kalkınmayı planlarken, bilimi kullanmıştır. Bilimsel adanmışlıkla ülkemiz tıp insanlarından hava pilotlarına, sporun kahramanlarından finans sektörü liderlerine kadar sayısız insan yetiştirmeyi de başarmıştır.
Cumhuriyet’in kuruluşundan sonraki ilk yılların kısıtlı olanaklarına rağmen, sağlıklı bir toplum olmak için bilimsel temellere dayanarak sürdürülen salgın hastalıklarla mücadele ile elde edilen başarı halkın modern bilime ve tıbba olan güveninin artmasını sağlamıştır. Geleceği yakalamaya yönelik revize edilme ihtiyacı olan eğitim sistemlerinde sosyal ve zihinsel gelişimleri önceliklendiren Cumhuriyet’in eğitim reformlarıyla öncelikle fen bilimleri ve sosyal bilimler okul müfredatlarının bir parçası haline getirilmiştir.
Bilim üretmek üzere; bilim adamları yetiştirmek, bilimsel araştırmalar yapan üniversiteler kurmak ekonomik ve kültürel olarak kalkınmanın en önemli adımlarından birisi olduğundan, bilimsel performans ihtiyacında yetersiz kalan Darülfünün’un yapısı değiştirilmiş ve 1933 yılında İstanbul Üniversitesi kurulmuş, yenilikçi mühendislik alanları oluşturulmuş, 1944 yılında ise tümü İstanbul Teknik Üniversitesi çatısı altında toplanmıştır. Almanya’dan kabul edilen bilim insanlarının bu okullarda eğitim sistemine dahil edilmesi vizyonuyla batının gelişmiş bilimsel deneyimleri ülkemizdeki gençlere kazandırılmıştır. Bu çok önemli bir adımdır. 1946 yılında ise, Ankara Üniversitesi açılarak diğer üniversiteler bu bilim yuvalarının yaygınlaşmasını takip etmiştir.
Cumhuriyet ve Kültür Sanat
Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş gibidir” sözü, sanatın çeşitlendirilmesi ve yaygınlaştırılmasına yönelik gerçekleştirilen ulusal çabalar sanatın ve sanatla birlikte yeşeren kültürel değerlerin bir milletin ruhunu ve kimliğini, oluşturmadaki kritik önemi göstermektedir.
Ülkelerde kültür ve sanatın yaygınlaşması ve gelişmesi zengin gelişmişlik düzeyini işaret etmektedir. Bu nedenle yeni kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti ilanı ile Türkiye’de sanatın öğretilerek ve çeşitlendirilerek, geniş kitlelere ulaşmasını ve genç sanatçılar yetişmesini sağlayacak birçok örnek adımlar atılmıştır. Ülkemizdeki gençler çeşitli eğitiler ve sanat becerileri için farklı ülkelere gönderilirken, bazı yabancı sanat ustaları ülkemize davet edilerek deneyimlerinin ülkemizdeki gençlere aktarılması da Cumhuriyet dönemimizin geniş perspektifini göstermektedir.
Yeni Yüzyıllara
Cumhuriyetimizin ilk yüz yılını tamamlamanın gururu ile ülkemizdeki gerek coğrafi varlıklarımız, gerek insan kaynaklarımız, gerekse de insanlarımızın olağanüstü yetenekleri ulusumuzu yeni yüzyıllara taşıyacaktır. Bunun için tüm insanlarımızın nitelikli eğitim ile yılmadan, bilimi ve insani değerleri kullanarak çalışması, üretmesi, gelişmesi geleceğin yolunu açacaktır.
Uzm. Dr. Sinan İBİŞ
1963 yılında doğmuş, ilköğretim ve lise eğitimini Trabzon’da yapmış, Karadeniz Bölgesi liseler arası fizik yarışmasında TBTAK birinciliği almış ve Ankara Tıp Fakültesini 1988 yılında bitirmiştir. Türkiye’de çeşitli hastanelerde hekimlik, Başbakanlıkta tabiplik görevleri yürütmüştür ve Ankara Numune Hastanesinde radyoloji uzmanlık eğitimini tamamlamıştır.
Kurduğu şirketleri ile özel sektörde ise kozmetoloji, medikal estetik, medikal cihazlar, sosyal dezavantajlı bireylerden özellikle yaşlılar için değer yaratan çözümler ve yenilikçi teknolojilerin ithalatçısıdır. Ayrıca şirketlerinden biri ile ulusal ve uluslararası çeşitli sektörlere fikir ve stratejiler üretmektedir. Diğer bir şirket Flavius Antiaging Kliniği ile ise kozmetoloji, estetik alanlarında yeni cilt ve beden geliştirme konseptleri geliştirmekte, bu hizmetlerden elde edilen deneyimleri hekimlere kazandırmakta ve bu hizmetlerden insanların yararlanması içinde klinik hizmetler sunmaktadır.
Danışmanlık şirketi ile birçok sektöre stratejik planlama, gelişim ve değişim konularında rehberlik etmektedir. Çeşitli Bakanlıklardaki komisyonlarda görev almakta ve ülkemizin geleceğine yönelik konulara karşılıksız olarak danışmanlık desteği vermektedir. Türkiye de yenilikçi ekonomi alanların oluşturulması ve geliştirilmesi için arama çalıştayları, komisyonlar, işbirlikleri ve sektör alanları oluşturmak üzere de çalışmalar yürütmektedir. Küresel Samsung, Microsoft, PricewaterhouseCoopers şirketlerinin Türkiye kamusal ve kurumsal çözüm ortaklığını yürütmüştür.
Şirketleri içerisindeki arge departmanı ile yaşlılar ve engelliler için bilgi ve yaşam destek teknolojileri, medikal atıkların yok edilmesi gibi birçok alanda daha yeni teknolojiler ile çözümler geliştirmektedir. Ayrıca 19 yıldır yürüttüğü medya çalışmaları ile ulusal televizyonlarda yayınlanan Güzel Hayat isimli haftalık TV programının ve nitelikli turizm ile sosyal konularda da belgesel filmlerin yapımcısıdır. Birçok dergide ve bloglar da ise yaşam, teknoloji, inovasyon, çevre, sağlık, nitelikli turizm, yaşam ekonomisi, sosyal sorumluluk gibi alanlarda köşe yazıları yazmaktadır.
Başkanlığını yürüttüğü Medikal Turizm Derneği ile; yaşlı turizminin ve ekonomisinin ülkemizde gelişmesi içinde geleneksel hale gelmiş Uluslararası 3.Yaş Baharı Turizmi ve Dinamikleri Kongre‘nin organizatörüdür. Medikal Turizm Derneği ile; tıp turizmi, engelli turizmi, yaşlı turizmi, alternatif turizm, nitelikli turizm ve obezite ile mücadele, organ bağışı, gençlerde girişimcilik, tarımsal inovasyon alanlarında birçok danışmanlık projeleri yürütmüştür ve yürütmeye de devam etmektedir.