İçerikte Neler Var?

Paylaşılan Değer (Shared Value) Nedir?

Paylaşılan Değer kavramı sürdürülebilir kalkınma amaçları İle uyumlu bir İş modeli tasarlamak İçin nereden ve nasıl başlamalıyız konusunda bize yardımcı olur mu?

Porter ve Kramer 2006 yılında paylaşılan değer (shared value) kavramını, şirketlerin faaliyetleri ve politikaları aracılığıyla ekonomik ve sosyal ilerleme yaratırken aynı zamanda rekabet avantajı sağlaması olarak tanımladı. Burada değerin tanımı en yalın ifade ile maliyetinden sonra ortaya çıkan toplumsal faydadır.

Bunu başarmanın üç yolu vardır: tüketicilere hizmet etmeye ve ortak faydaya katkıda bulunmaya paralel olarak toplumsal sorunlara çözüm bulmak için ürünleri ve pazarları yeniden tasarlamak; tedarik zinciri paydaşlarının sosyal, çevresel ve ekonomik yeteneklerini aynı anda iyileştirerek değer zincirinde üretkenliği yeniden tanımlamak; sürdürülebilir kalkınma amaçlarına ulaşılabilmesi için tedarikçiler ve yerel kurumlarla iş birliği içinde yerel kümeler oluşturmak.

Bu süreçte kilit konulardan biri, şirketlerin uzun vadeli ekonomik performans elde etmek için sosyal olarak zararlı veya çevreye zarar veren kısa vadeli davranışlardan kaçınmak için paylaşılan değer kavramını kullanabilmeleridir. Buna başka bir ifade ile “sorumlu” davranmayı taahhüt etmek de diyebiliriz. Belki tam da bu sorumluluk anlayışıyla paylaşılan değer kavramını ilk ortaya attıklarında Porter ve Kramer kavramı kurumsal sosyal sorumluluk (KSS) ile ilişkilendirdiler ve paylaşılan değer kavramının KSS’yi kapsadığını savundular. Çünkü şirketler KSS’yi daha çok sosyal sorumluluk kapsamında karlarının bir kısmını topluma geri vermek ve böylece itibar ve meşruiyet kazanmak olarak görebiliyor.

Paylaşılan değer kavramı ise şirketlerin rekabet avantajı elde etmek için sosyal ilerlemeyi ve ekonomik ilerlemeyi bir hedef olarak stratejilerine entegre etmeleri gerektiğini savunur. Bu yaklaşım, stratejik KSS ve çok uluslu şirketler değerlendirildiğinde piramidin altı yaklaşımının varsayımlarıyla örtüşür. Yine büyük şirketler, KSS’den farklı olarak, topluma karşı sorumluluklarını yerine getirme misyonuna kurumsal filontrofi yaklaşımıyla sosyal, ekonomik ve çevresel sorunların çözümü için hibe/fon sağlama yaklaşımını da benimseyebilir. Bu anlamda KSS ve kurumsal hayırseverlikten ziyade stratejik KSS ve piramidin altı yaklaşımlarının varsayımları CSV ile daha çok örtüşmekte. Çünkü bu yaklaşımlarda şirketler bir yandan kar amacı ile hareket ederken bir yandan da toplumsal fayda yaratmayı hedefler.

Porter ve Kramer, paylaşılan değer kavramını ilk kez ortaya koyduklarında, kavramı şirketlerin rekabet avantajı elde etmek için KSS yaklaşımlarını stratejik bir yaklaşımla ele almaları gerektiğini belirtseler de 2011’de ortak değer kavramını sosyal girişimcilikle ilişkilendirdiler. Böylece, ortak değer yaratan sosyal girişimler, genellikle büyüme ve kendi kendini idame ettirememe sorunu yaşayan sosyal programlardan çok daha hızlı ölçeklenebilir.

Başka bir deyişle, sosyal girişimcilik sadece sosyal fayda sağlamaz, aynı zamanda paylaşılan değer yaratma yeteneği ile de ölçülmelidir.  Ancak bir paradigma değişiminden bahsediyorsak, paylaşılan değer yaratımını kar ve ölçeklenebilir iş modelleri bağlamında değerlendirmek eksik kalabilir. Gerçek bir sosyal bakış açısı, Crane ve meslektaşlarının işaret ettiği gibi, şirketlerin çok paydaşlı süreçlere gömülü daha geniş çözümler gerektiren sistemik adaletsizlik sorunlarının birçoğunun sorumluluğunu almasıdır. Bu bakış açısı sadece şirket için ek kar fırsatı yaratmak değil, aynı zamanda toplumun ortak yararını hedeflemelidir.

Crane ve arkadaşlarının paylaşılan değer kavramına getirdiği diğer bir eleştiri ise kavramın orijinal olmadığı ve daha öncesinde birçok düşünür ve uygulayıcı tarafından KSS, Stratejik KSS, paydaş yönetimi, piramidin altı, toplumsal sözleşme teorisi, sosyal girişimcilik alanlarında yapılan çalışmalarda zaten ortaya konmuş varsayımlar olmasıdır.

Paylaşılan değer kavramının varsayımları açısından orijinal olmadığı konusunda Crane ve diğerleri ile aynı fikirde olmakla birlikte, kavramın geniş bir literatürdeki varsayımları doğru bir şekilde bir şemsiye kavram altında toplaması açısından özgün ve pratik bulduğumu söylemeliyim. Buna ek olarak alanı takip eden biri olarak bilhassa son yıllarda sürdürülebilir kalkınma gündemi ile birlikte paylaşılan değer kavramının sosyal girişimcilikten de öte etki odaklı girişimcilikle ilişkilendirilmesi gerekiyor. Başka bir dikkate alınması gereken konu ise kar amacı ve toplumsal fayda ilişkisinin sağlıklı bir şekilde stratejiye entegrasyonunda her iki kavramı tek bir potada eriten bir kavram üzerinden ilerlenmesi : Değer

Şirketler, kapitalist sistemin örgütsel düzeydeki yansımalarıdır. İş ve toplum ilişkisini bütüncül bir yaklaşımla yeniden tanımlamamız ve iş modellerimizi buna göre yeniden tasarlamamız gerektiği gerçeği sürdürülebilir kalkınma gündemi etkisiyle farkında olsak da olmasak da kapitalist sistemin varsayımlarını yeniden tanımladı. Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi’nin tanımladığı karmaşık sorunları kaynak ve yetenekler açısından düşündüğümüzde, sadece STK’lar ve kamu tarafından çözülemeyeceği kabul edilmekte, aksine özel sektör çözümün en önemli parçası olarak görülmektedir.

Hal böyleyken, yeni normale uyum konusunda özel sektör paylaşılan değer kavramı üzerinden bir çözümleme yapıp şirket misyon ve vizyonlarını gözden geçirip neden var oldukları varsayımlarını yeniden tanımlayabilir (tanımlamalıdır). Sonrası buna uygun bir şekilde iş modellerini yeniden tasarlamak.

Dr. Tuğçe Aslan

1660217243 bpfull

Tugce Aslan, yönetim bilimi alanında akademisyendir. Araştırma ve ilgi alanları stratejik yönetim, sosyal inovasyon, girişimcilik, dijital dönüşüm, sürdürülebilir kalkınmadır. Uzun yıllar yüksek öğrenim ve yetişkin eğitimi üzerine kazandığı sektör tecrübesinin ardından, çalışmalarına kurum ve şirketlerin stratejik yönetim ihtiyaçlarını self servis analizler yaparak raporlayabildiği bir teknoloji platformu olan Strateji 360 ekibinin bir üyesi olarak devam ettirmektedir. Aynı zamanda iklimlendirme sektöründe faaliyet gösteren CFK Mekanik kurucusu ve yönetim kurulu başkanıdır.

Öğrenme, gelişim ve kolektif faydayı hayatının tüm alanlarında karar, tutum ve davranışlarının motivasyonu olarak tanımlayan Aslan, meslektaşı ve ekip arkadaşı Hakan Aslan'ın eşi, Gökalp ve Asya'nın annesidir.

0 Yorum

Opinyuya yorum yapın

www.opinyu.com'da yer alan her türlü içeriğin tüm telif hakları Opinyu'ya aittir. www.opinyu.com sitesinde yer alan bütün yazılar, materyaller, resimler, ses dosyaları, animasyonlar, videolar, dizayn, tasarım ve düzenlemelerimizin telif hakları 5846 numaralı yasa telif hakları korunmaktadır. Bunlar opinyu.com’un yazılı izni olmaksızın ticari olarak herhangi bir şekilde kopyalanamaz, dağıtılamaz, değiştirilemez, yayınlanamaz. İzinsiz ve kaynak belirtilmeksizin kopyalama ve kullanımı yapılamaz. www.opinyu.com'daki harici linkler ayrı bir sayfada açılır. Yayınlanan yazı ve yorumlardan yazarları sorumludur. Opinyu hiçbir bildirim yapmadan, herhangi bir zamanda değişikliğe gidebilir. 

Opinyu bu sitedeki bilgilerden kaynaklı hataların hiçbirinden sorumlu değildir. Opinistlerin (Yazarların) İçeriklerindeki Sorumluluk Kendilerine Aittir. İçerikler kesinlikle tavsiye içermemektedir. İçeriklerden edindiğiniz bilgileri uzman kişilere danışmadan uygulamanız zararlı sonuçlar doğurabilir. Bu sonuçlardan Opinyu ya da Yazar asla sorumlu tutulamaz. 

©2024 opinyu.com

Kullanıcı Bilgileriniz İle Oturum Açın

veya    

Bilgilerinizi Unuttunuzmu?

Create Account