İçerikte Neler Var?
Eğitimde Sil Baştan
Merhaba değerli okurlar. Opinyu’da olmaktan mutluluk duyuyorum. Bu değerli platformun oluşmasında emeği geçen tüm arkadaşlarımı kutluyor beni de bu güzel ailenin bir parçası kabul ettikleri için de teşekkürlerimi sunuyorum. Opinyu’ya zaman zaman eğitim alanında yazılarımla katkıda bulunacağım, umuyorum bu yazılarla sizlerin de merakını uyandırabilir, düşüncelerinizi canlandırabilirim.
Eğitim sistemimiz çağın ihtiyaçlarına cevap vermiyor. Bu sebeple de yıllardır her fırsatta yerden yere vuruluyor, acımasızca eleştiriliyor. Elbette bütün bileşenleriyle ele aldığınızda kısa sürede arzu ettiğimiz yere konumlandırmamız pek kolay gözükmüyor. Atılacak adımlar öncelikle sürekliliği sağlayacak, bilimsel ve pedagojik temellere dayanacak ve iyi bir zaman planlamasıyla uygulamaya geçirilecek stratejilere ihtiyaç duyuyor. İşin içinde okul öncesi programlarından, öğretmen yetiştiren programlara kadar geniş bir alan var. Bununla birlikte kamuoyuna bilgi ve farkındalık kazandırmanız gerekiyor ki yaptığınız çalışmalar kabul görsün ve geniş bir destek bulabilsin.
En kritik noktalardan bir tanesi olan müfredat programlarını bu yazımda ele alacağım ancak tekrar belirtmek isterim iyi bir sistem oturtabilmek için müfredat ne yazık ki tek unsur değil.
Birleşmiş Milletler Uluslararası Eğitim Bölümü, Kaliteli Müfredat Nedir? raporunda eğitimde kalitenin sağlanmasındaki temel rol göz önüne alındığında, müfredatın tüm çocuklar ve gençler için öğrenme ve eğitimin ifade edilmesi ve desteklenmesinde bütünsel gelişimin sağlanmasında kritik öneme sahiptir diyor. Aynı zamanda eğitimin kapsayıcı olup olmadığını büyük ölçüde belirleyen ve adil olmasını sağlayan da müfredattır diye ekleniyor. Özellikle öğretmenlerin yetersiz kalabileceği durumlarda kaliteli öğrenmenin sağlanması ve dezavantajlı öğrencilerinin önceki öğrenmelerinin yerleştirilecekleri çerçevelerin de müfredatla belirlenmesi kritik öneme sahip.
Yaşam boyu öğrenme için gerekli ilgi ve yetkinlikler, bütünsel gelişim başlığında toplanıyor. İyi bir müfredat dört anahtar yaklaşımla açıklanıyor. Bunlardan birincisi eğitimin kapsayıcı ve eşitlikçi olması, ikincisi kaliteli öğrenme, üçüncü sırada yaşam boyu öğrenmeyi teşvik etme, dördüncü ve son olarak bütünsel gelişimi destekleyici olması.
Diğer bir deyişle, müfredat, eğitim ve kalkınma arasındaki köprüyü sağlıyor ve yaşam boyu öğrenmeyle direkt ilişkili. Bir taraftan da gelişim ihtiyaçlarıyla uyumlu yeterlilikleri barındırıyor. Bütün bu kavram ve tanımlamaları bir kenara bırakalım ve 21. Yüzyılın 22 senesini geride bıraktığımız bugün tüm dünyayı yakından ilgilendiren konulara kısaca bir göz atalım. Güçlü ekonomi, sağlık, teknoloji, iklim, benim çok önemsediğim kültür sanat ve tabi ki eğitim. Bu ana başlıklarda müfredatlarını geliştiremeyen ülkeler ne yazık ki yaşam kalitelerini, hayat standartlarını arttıramayan toplumlar haline geliyorlar. Bağlı olarak tüm dünyayı etkileyen kitlesel sosyal olaylarla karşı karşıya kalıyoruz.
Konuyu çok dağıtmadan özetlemek gerekirse hem mikro hem makro seviyede gelişme gösterebilmek için müfredat öğrenci, öğretmen, okul ve eğitim sistemine uygun hale getirilerek, açıkça tanımlanmış amaç ve kapsama sahip, geçerli veri ve kriterlere dayalı, düzenli, nitelikli ve deneyimli kişiler tarafından öğretilmeli. Yapılan ulusal ve uluslararası değerlendirmede çocuklarımızın ve gençlerimizin en büyük problemi okuduğunu anlamamak olarak tespit ediliyor. Üzerine bir de dayattığımız LGS ve AYT merkezi sınavları da bindiğinde mevcut durumun öğrenmeye ciddi bir ket vurduğunu görmemek imkânsız hale geliyor. Ders başlıkları altında çocuklarımıza verdiğimiz kazanım ve içerikleri, gerçek hayatla bağdaştırarak ezbercilikten çıkartarak, yaşayarak, oyunlaştırarak üretime çevirebileceğimiz bir düzene koymamız gerekiyor. Bir an önce eğitim politikalarımızın sil baştan düzenlemek yerine, uygun planlamalarla geliştirilerek orta ve uzun vadeli hedeflerimizi hayata geçirmemiz, geleceğimiz gençlerimizi daha iyi yetiştirmek için adımlarımızı hızlandırmamız gerektiği bilinciyle sözlerimi sonlandırmak istiyorum.
Kaynak olması açısından ve merak edenlerin göz gezdirebilmesi için Birleşmiş Milletler raporuna https://neqmap.bangkok.unesco.org/wp-content/uploads/2019/06/WHAT_MAKES_A_QUALITY_CURRICULUM.pdf bağlantısından ulaşabilirsiniz.
1975 Ankara doğumluyum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi Ankara’da tamamladım. 1998’de Bilkent Üniversitesi Turizm ve Otelcilik Bölümünü bitirdim. 2000-2003 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri, Orlando, Florida’da İşletme ve Yöneticilik eğitimi aldım. 2004-2007 yılları arasında Avrupa Okul Ağı’nın Türkiye danışmanı olarak görev yaptım. Türkiye Özel Okullar Derneği Divan üyeliği, Satış ve İş Geliştirme Derneği Yönetim Kurulu, Ankara Eğitim Platformu gibi sivil toplum kuruluşlarında görev almaktayım. Annemin 2016 yılında vefatının ardından bayrağı teslim alarak okullarımızın kurucu görevini üstlenmiş bulunuyorum.
Ülkelerin kalkınması için eğitim hayati bir öneme sahip gerçekten. Nitelikli, çağın gereklerine uygun bir eğitim politikası izlenmeli. Eğitim okul öncesinden lisans hatta lisans üstü seviyesine kadar planlanmalı. Ekonominin kalkınma planının içinde yer almalı.
Kesinlikle katılıyorum. Ayrıca Tolga’nın dün ifade ettiği finans, sağlık ve bilişim okuryazarlığının da erken dönemlerden başlaması gerekiyor. @yucel-ferek @aysegulbirlik @kenanaltun