İçerikte Neler Var?
Ciltte Yaşlanma ve Güneş Hasarına Bağlı Yaşlanma
Cilt neden kırışır?
Zaman içinde retiküler dermisteki (derin cilt ile cilt altına geçişteki kısım) kolajen ve elastin lifleri zarar görür. Tekrarlanan yüz hareketleri nedeniyle bu lifler “yamulur”ve yüzdeki mimik çizgileri ortaya çıkar. Bir metal parçası defalarca aynı yerden büküldüğünde orası nasıl zayıflarsa bu lifler de aynı şekilde incelir.
Güneşten zarar görmüş deriyi incelediğinizde retiküler dermişin karmakarışık olduğunu görürsünüz. Hem kolajen, hem de elastin lifleri güneşe defalarca ve aşırı derecede maruz kalmaktan dolayı bozulmuştur. Bu bozulma yavaş yavaş ilerleyerek lifler görevlerini yerine getiremeyecek hale gelene kadar devam eder. Sonunda rhytides olarak adlandırılan cilt kırışıklıkları ve elastosis olarak bilinen cilt sarkması oluşur.
Cilt kırışıklıklarının türleri var mıdır?
Başlıca iki tip cilt kırışıklığı vardır. Biri yüz ifadelerinin neden olduğu mimik çizgileri, diğeri aşırı güneşlenmenin neden olduğu kırışıklıklar. Yüzdeki mimik çizgileri sürekli tekrarlanan yüz hareketlerinin bulunduğu bölgelerde oluşur. Alındaki yatay çizgiler, iki kaşın arasındaki dikey çizgiler, göz kenarlarındaki “kaz ayakları” ve nazolabial çizgiler olarak adlandırılan ağız kenarlarından buruna uzanan çizgiler bu gruba dahildir. Güneşin neden olduğu kırışıklıkların tıbbi terimi solar rhytidestir. Çapraz şeklinde olan bu kırışıklıklara yüz mimiklerinin bulunduğu yerlerden ayrı olarak yüzün, boynun veya göğüsün çeşitli yerlerinde rastlamak mümkündür.
Cilt neden yaşlandıkça sarkar?
Cilt hafifçe çimdiklendiği zaman hemen eski haline geri dönebilmelidir. Yaşlı veya güneşten zarar görmüş cilt bunu o kadar çabuk yapamaz. Cilde bu yeteneği dermisin içindeki elastin lifleri kazandırır. Ancak deri yaşlandıkça elastin lifleri de gevşer, çünkü yüz hareketleri ve yer çekimi deriyi ve bedeni sürekli aşağıya doğru çeker. Tekrarlanan güneş hasarları da bu liflere zarar verir ve elastosis oluşumuna yol acar. Elastosis cildin eski şekline dönememesi halidir ve bunun sonucu olarak da sarkma meydana gelir.
Cildin yaşlanma sürecinde genetik mirasın rolü nedir?
Bir anne ile kızına bakmanız veya bir aile albümünün yapraklarını çevirmeniz yüzdeki yaşlanmanın genetik mirasla ne kadar yakın bir ilişki içinde olduğunu görmeniz için yeterlidir. Eminim “babasına ne kadar da benziyor” lafını defalarca duymuşsunuzdur. Yüz hatları, kemik yapısı, kas yapısı, yağlı veya kuru cilt, kellik, egzama, alerjiler ve bir ölçüye kadar cildin yıllara karşı direnci, bize miras yoluyla geçiyor.
Ayrıca etnik özellikler de kalıtsaldır. Buna cildimizin güneşe karşı direncini belirleyen cilt tonumuz da dahildir. Buna ek olarak cilt bakımı ve sağlığımızla ilgili alışkanlıklarımızı da ailemizden alıyoruz. Eğer ebeveynlerimiz düzgün bir cilt bakımı uygulamıyorlarsa ve sağlıklarına özen göstermiyorlarsa biz de onların ayak izlerini takip etmeye meyilli oluyoruz. Bu nedenle çocuklara her gün güneş koruyucu kullanmayı ve ciltlerine iyi bakmayı öğretmek çok önemlidir.
Cilt renginin yaşlanmayla nasıl bir İlgisi vardır?
Cildin rengi ile yüzdeki yaşlanma ve güneş hasarları doğrudan bağlantılıdır. Fitzpatrick cilt tipleri adı altında yaygın olarak bilinen bir ölçüm skalası cilt rengini altı değişik kategoriye ayırır. Her bir kategorinin güneşe karşı direnci, güneş yanığı olma ve güneşe bağlı yaşlanma eğilimleri farklıdır. Kategori numarası ne kadar düşükse cildin güneşten zarar görmeye ve erken yaşlanmaya yatkınlığı artar.
■ Tip 1: Cilt rengi çok açıktır. Göz rengi genellikle mavi veya yeşildir. Saçlar kızıl veya sarıdır. Ciltte çoğu zaman kalıtsal çiller görülür. Güneşlenme sonucu hep yanık oluşur ve bronzlaşma gerçekleşmez.
■ Tip 2: Sık sık güneş yanığı olur ve bronzlaşma belli belirsizdir. Yine cilt rengi açıktır; gözler mavi, yeşil veya eladır. Saçlar ise sarı veya kızıldır.
■ Tip 3: Bu cilt rengi en yaygın olandır. Yine açık renk olarak nitelendirilmesine rağmen bu cilt tipi güneşe çıkıldığında zamanla bronzlaşabilir, ama yanık olma tehlikesi vardır. Gözler ve saçlar her renk olabilir.
■ Tip 4: Orta ve yoğun pigmentasyona (koyulaşmaya) sahip Akdeniz- Kafkas cilt tipi bu kategori için iyi bir örnektir. Güneşle temas tekrarlandığında çoğunlukla bronzlaşır ve güneş yanıkları çok nadir olur.
■ Tip 5: Bu kategori için sacları ve gözleri koyu renk olan Ortadoğu’lu cilt tipi örnek gösterilebilir. Bu cilt tipi güneşe karşı hassas değildir ve mutlaka bronzlaşır.
■ Tip 6: Güneşe karşı dirençli, siyah cilt rengi.
Ekstrinsik İle İntrinsik yaşlanma arasında ne fark vardır?
İntrinsik yaşlanma, cildin doğal olarak yaşlanmasını tarif eder. Kalıtsal faktörler, etnik köken, cilt rengi, yer çekiminin cilt üzerindeki zamana bağlı etkisi ve kişinin kronolojik yaşı (yılların geçmesi) intrinsik yaşlanmayı belirleyen faktörlerdir. Ekstrinsik yaşlanma, cildin hava ve çevresel faktörlerle yaşlanmasını tanımlar. Bir omur suresince cildin maruz kaldığı etkilerin tümü ekstrinsik yaşlanmaya neden olur. Güneşlenme, sigara dumanı, hava kirliliği ve cildi etkileyen alışkanlıklar ekstrinsik yaşlanma faktörleridir. Bu faktörleri kontrol etmek ve etkilerinden kaçınmak çoğunlukla mümkün olduğu için ekstrinsik yaşlanma belirtilerini önlemek de mümkündür.
Ekstrinsik yaşlılık belirtileri İntrinsik belirtilerden nasıl ayırt edilir?
Yerçekiminin yıllar içinde cildi etkileyerek sarkmasına neden olması, intrinsik yaşlanmanın başlıca belirtisidir. Tekrarlanan yüz hareketlerinin neden olduğu mimik çizgileri de intrinsik özelliktedir. Gülümseme çizgileri, gözlerin etrafındaki kaz ayakları, yatay alın çizgileri ve kaşların arasındaki “on bir” çizgileri hep intrinsik ifade çizgileridir. Ayrıca ileri yaşlarda burundaki ve kulaklardaki kıkırdaklar büyümeye başlar, burnun ve kulakların daha iri görünmesine neden olur. Bir diğer intrinsik faktör yüzdeki cilt altı yağlarının zamanla azalmasıdır. Bu genellikle 60’lı yaşlarda başlar ve yaşlı insanların yüzünün kemiksi görünmesine neden olur.
Ekstrinsik yaşlanma daha ziyade tekrar eden güneş temasıyla ortaya çıkar. Güneş hasarlarının neden olduğu belirtiler yüz hareketleri dışında kalan kırışıklıklar, derin mimik çizgileri, çapraz kırışıklıklar, ciddi cilt sarkmaları, çeşitli lekeler ve aşırı pigmentasyon, sert veya kayışımsı cilt dokusu, belirgin kılcal damarlar ve cilt kanseri de dahil olmak üzere çeşitli cilt oluşumları olarak sıralanabilir. Güneş nedeniyle oluşan cilt hasarlarının tıbbi terimi dermatoheliosisdir. Ekstrinsik faktörler sonucu yıpranmış olan cilt, aynı yaştaki sadece intrinsik faktörlere maruz kalmış ciltten çok daha yaşlı görünür.
Dermatoheliosisin en önemli başlangıç işaretlerinden biri cilt üzerinde farklı renklerdeki lekelerdir. Bunlar cildin kendini güneşe karşı savunması nedeniyle oluşur. Yani bronzlaşma aslında cildin güneş ışınlarının zararlarına karşı kendini korumak için geliştirdiği bir koruma fonksiyonudur! Güneşlenme sonucu ortaya çıkan hasarlar birbiri üstüne birikir. Belirtileri de aynı yolu izler. 20’li yaşlarında herkesi bronz teniyle etkileyen biri 40 yaşına geldiğinde kırışıklıklar, pigment lekeleri ve hatta cilt kanseri ile uğraşmak zorunda kalabilir.
Uzm. Dr. Sinan İBİŞ
1963 yılında doğmuş, ilköğretim ve lise eğitimini Trabzon’da yapmış, Karadeniz Bölgesi liseler arası fizik yarışmasında TBTAK birinciliği almış ve Ankara Tıp Fakültesini 1988 yılında bitirmiştir. Türkiye’de çeşitli hastanelerde hekimlik, Başbakanlıkta tabiplik görevleri yürütmüştür ve Ankara Numune Hastanesinde radyoloji uzmanlık eğitimini tamamlamıştır.
Kurduğu şirketleri ile özel sektörde ise kozmetoloji, medikal estetik, medikal cihazlar, sosyal dezavantajlı bireylerden özellikle yaşlılar için değer yaratan çözümler ve yenilikçi teknolojilerin ithalatçısıdır. Ayrıca şirketlerinden biri ile ulusal ve uluslararası çeşitli sektörlere fikir ve stratejiler üretmektedir. Diğer bir şirket Flavius Antiaging Kliniği ile ise kozmetoloji, estetik alanlarında yeni cilt ve beden geliştirme konseptleri geliştirmekte, bu hizmetlerden elde edilen deneyimleri hekimlere kazandırmakta ve bu hizmetlerden insanların yararlanması içinde klinik hizmetler sunmaktadır.
Danışmanlık şirketi ile birçok sektöre stratejik planlama, gelişim ve değişim konularında rehberlik etmektedir. Çeşitli Bakanlıklardaki komisyonlarda görev almakta ve ülkemizin geleceğine yönelik konulara karşılıksız olarak danışmanlık desteği vermektedir. Türkiye de yenilikçi ekonomi alanların oluşturulması ve geliştirilmesi için arama çalıştayları, komisyonlar, işbirlikleri ve sektör alanları oluşturmak üzere de çalışmalar yürütmektedir. Küresel Samsung, Microsoft, PricewaterhouseCoopers şirketlerinin Türkiye kamusal ve kurumsal çözüm ortaklığını yürütmüştür.
Şirketleri içerisindeki arge departmanı ile yaşlılar ve engelliler için bilgi ve yaşam destek teknolojileri, medikal atıkların yok edilmesi gibi birçok alanda daha yeni teknolojiler ile çözümler geliştirmektedir. Ayrıca 19 yıldır yürüttüğü medya çalışmaları ile ulusal televizyonlarda yayınlanan Güzel Hayat isimli haftalık TV programının ve nitelikli turizm ile sosyal konularda da belgesel filmlerin yapımcısıdır. Birçok dergide ve bloglar da ise yaşam, teknoloji, inovasyon, çevre, sağlık, nitelikli turizm, yaşam ekonomisi, sosyal sorumluluk gibi alanlarda köşe yazıları yazmaktadır.
Başkanlığını yürüttüğü Medikal Turizm Derneği ile; yaşlı turizminin ve ekonomisinin ülkemizde gelişmesi içinde geleneksel hale gelmiş Uluslararası 3.Yaş Baharı Turizmi ve Dinamikleri Kongre‘nin organizatörüdür. Medikal Turizm Derneği ile; tıp turizmi, engelli turizmi, yaşlı turizmi, alternatif turizm, nitelikli turizm ve obezite ile mücadele, organ bağışı, gençlerde girişimcilik, tarımsal inovasyon alanlarında birçok danışmanlık projeleri yürütmüştür ve yürütmeye de devam etmektedir.
[…] fonksiyonu da güçlenir. Benekli, düzensiz pigmentasyon genç hastalarda bile görülebilen güneş hasarlarına bağlı cilt yaşlanmasının tipik […]
[…] Hiçbir işlevi olmadığını savunanlar da var. Ancak alipidik (sebum üretimi kısıtlı) olan ciltler susuz kalmaya eğilim gösterdiğine göre ilk seçenek ağırlık […]
[…] asidi yok ederler. Cilt için hayati önem taşıyan bu bileşenlerin sürekli olarak yok edilmesi yaşlanma olarak nitelediğimiz belirtileri doğurur: kırışıklıklar, ciltte elastikiyet kaybı […]