İçerikte Neler Var?
Pandemiler Yeni Mi Başlıyor?
Önümüzdeki 50 yıl mikrobiyoloji çağına geçiyoruz diyor uzmanlar, bu döneme 2. hatta 3. Pasteur çağı diyenler de var.
1878 yılında fermentasyon ve mikroorganizma araştırmalarını yayınlayan, 1886 yılında ise kuduz aşısı bulan Louis Pasteur, mikrobiyolojinin kırılma noktasındaki isimdir.
Kurtuluş yine Alexander Fleming’in, 1928 yılında penisilini keşfetmesiyle yani bir ‘mikrop’ la başladı. (Penicillium notatum küfünün salgıladığı maddeler, zararlı stafilokok mikroplarının çözülmesini sağlıyordu.)
Aynı sebeple belki de sonumuz Coronavirus gibi yine mikroplardan olacak. Bunu Avusturalya Coast Üniversitesi’nden Çevresel Mikrobiyoloji Öğretim Üyesi Dr. İpek Kurtböke’ den dinlemiştim.
Covid-19 Tamamen Yok Olacak Mı?
Covid-19 Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından pandemi ilan edilmesinden bu yana (bu yazının tarihi itibariyle) 415 milyon vakaya ulaştı ve bunların yaklaşık 6 milyonu hayatını kaybetti. (covid19.who.int)
Ocak 2021 ayında, önde gelen bilim yayınlarından Nature dergisi, dünya genelindeki 100 immünoloji, viroloji ve sağlık uzmanlarına Covid-19’un tamamen yok edilip edilemeyeceğini sordu. Uzmanların neredeyse %90 ‘ı ‘hayır’ dedi; koronavirüsün, belirli yerlerdeki endemik bir hastalığa dönüşeceği ve dünyanın çeşitli kesimlerinde dolaşıma devam edeceğine dair kanıtlar olduğunu söylediler.
Bu yeni bir şey değil; örneğin grip virüsleri ve soğuk algınlığına yol açan dört koronavirüs endemik.(bölgeye özgü)
“Şu anda elimizdeki aşılar bazı koşullarda enfeksiyonu önlemiyor. Sadece enfeksiyonu modifiye ediyorlar ve hastalığı daha az ciddi bir hale getiriyorlar. Aşılanan insanlar hala virüsü başkalarına bulaştırabiliyor” diyor uzmanlar.
Elimizdeki en güçlü silah AŞI
Virüslerin şiddeti de, mutasyonla ya da nüfusun büyük çoğunluğunun aşılanmasıyla azalabilir. İnsanlık üstüne düşen görevi yapmalı, şimdiki ve gelecek nesillerin sağlığı için bilimin yolunda kalmalı. Ancak insan organizmasının doğasından gelen bağışıklık ve adaptasyon gücü de unutulmamalı..
İş başa düşüyor
Çağımız mikrobiyolojinin olduğu kadar koruyucu sağlığın önemini de bize gösteriyor.
İnsanlık sağlığına değer verip sahip çıkmalı.
Sağlık uzmanları ve ilgili tüm bilim insanları insanlığın hizmetinde.
Birleşmiş Milletler Çevre Programı Yöneticisi Inger Andersen de “2020 bize bir şey öğrettiyse eğer bu sağlıklı bir gezegen olmadan sağlıklı insanlara sahip olamayacağımızdır” diyor.
Haksız mı sizce?
Herkese sağlıklı günler dilerim.
UZM. ECZ. AYŞEGÜL BİRLİK
İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi mezunudur. Lizbon Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde tıbbi beslenme eğitimi sonrası meslek hayatının 16 senesinde kendi eczanesini işletti. Son olarak Üsküdar Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik yüksek lisansını tamamlamıştır.
İyi Yaşam ve Koruyucu Sağlık üzerine kurduğu şirketinde halen kurumsal ve ilgili firma işbirliği ile danışmanlık hizmetleri vermektedir.
Aktif yaşamı seçen bireylerden profesyonel / amatör sporculara kadar kişiye özel çözümler, kişisel ve genetik analizlerle uygun performans ürünleri, gıda takviye ve tavsiyeleri, aromaterapi çözümleri ile bireysel çalışmaktadır.
Bu alanda çalışmalarıyla 2017 yılında sektörde önemli bir ödül olan Altın Havan ‘Eczacı Danışmanlık Ödülü’ nü almıştır.
Dünyada yükselen bir değer olan Spor Eczacılığı alanını ülkemize getiren ve sertifika koordinatörlüğünü yapan ilk eczacı olarak mesleki sunum ve eğitimler vermektedir. Türkiye Triatlon Federasyonu Eğitim Kurulu üyesi ve maraton koşucusudur.