İçerikte Neler Var?
Gerçek Yaşımızı Biliyor Muyuz?
“Yaş sadece bir sayıdır” derler ama tam olarak hangi sayı?
Doğduğumuz yıldan şimdiye kadar sayabiliriz cevap için ancak bu yeterli mi?
Kronolojik (veya takvim) yaşımız bize çok azını söyler. Örneğin, her biri 45 yaşında üç kişi kronolojik olarak aynı görülse de yaşam beklentileri her biri için ayrı olabilir. Sağlık, mutluluk ve canlılığa dair parametreler büyük olasılıkla üçü için de önemli ölçüde farklılık gösterir.
Yaş aldıkça vücudumuz daha ‘az verimli’ çalışmaya başlar ve yaşamın gereği hem iç hem de dış nedenli hasarlar birikir. Nedenlerden bazıları doğal süreç olsa da çoğundan kaçınmak veya az etkilenmek mümkün olabilir.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO)’ ne göre, insanlar hayatlarının ortalama son %20’ lik bölümünde kronik hastalıkla uğraşıyorlar. 65 ve sonraki yaştakilerin %80′ i kalp komplikasyonları, kanser veya bunama gibi en az bir, çoğunluğu en az iki kronik durum yaşıyor. Bu riskleri belirleyen işte biyolojik yaşımız oluyor. Özetle biyolojik yaşımız ne kadar gençse bu ciddi istatistiklere rağmen sağlıklı yaşam şansımız artıyor.
Kronolojik yaşımız kaç yıl(lık) yaşadığımızı söylerken, biyolojik yaşımız vücudun o yılları büyük ölçüde nasıl geçirdiğini gösterir.
Kronolojik yaşımız yalnızca bir yöne gidebilirken, biyolojik yaş, hasar ve onarıma bağlı olarak ileri veya geri gidebilir. Yani doğru taktiklerle fizyolojimiz gençleşebilir.
Biyolojik yaş değerini hızlandırabilecek veya tersine çevirebilecek faktörler
Biyolojik yaşı azaltan faktörler:
Yararlı bağırsak bakterileri
Düzenli ve dengeli egzersiz
Sağlıklı, çeşit içerikli beslenme
Stres yönetimi
7-9 saat kaliteli gece uykusu
Meditasyon / şükür/ dua gibi ritüeller
Sarılma ve fiziksel dokunuş
Biyolojik yaşı artıran faktörler:
Yüksek kan şekeri
Geniş bel çevresi
Aşırı egzersiz /spor
Bazı ilaçlar
Aşırı stres
Kötü bağırsak bakterileri
Çevresel toksinler (sigara, ağır metal vs)
Tüm bu faktörlerin olumlu ya da olumsuz olarak etkilediği şey, esasen hangi genlerin etkinleştirileceğine ve hangi genlerin kapatılacağına karar veren ‘epigenetik’ denen bir süreçtir. Geldiğimiz noktada genlerimizin kaderimiz olmadığını artık biliyoruz. En önemlisi hücrelerimizde ‘DNA metilasyonu’ denen mekanizma biyolojik yaşımız üzerinde ne kadar kontrol sağlıyorsa, günlük seçimlerimizin de DNA metilasyonu üzerinde o kadar kontrol sahibi olabileceğini söyleyebiliriz.
Elizabeth Blackburn, DNA ile biyolojik yaşlanma arasındaki bağlantıyı telomerler olarak bilinen genetik materyal aracılığıyla ilk kez açıklar. Telomerler, DNA ipliklerimizin ucunda onları yıpranmaya karşı korumak için toplanan, ancak yaşlandıkça kısalan uzantılardır.
Uzantılardaki hasarlanma DNA zincirlerimizi açıkta bırakır ve ne kadar fazlaysa hastalıklara yakalanma riski o kadar artar. Ancak telomerler genel sağlık hakkında çok şey söyleyebilirken, bilim adamları onları tek başına ölçmenin gerçek yaşla yalnızca %40′ lık bir korelasyon gösterdiğini buldu.
UCLA’ dan Dr. Steve Horvath daha da ileri gider, telomerleri geçerek genomdaki yüzlerce bölgeyi analiz eder. Horvath’ ın DNAmAge epigenetik saati (Horvath saati) genom boyunca metilasyonun eksiksiz bir analizidir. Sonuç olarak, Horvath saati, yüzlerce spesifik bölgedeki metilasyon modellerini analiz ederek, değişse bile biyolojik yaşımızı doğru bir şekilde değerlendirebilir.
On yıl önce Dr. Blackburn’ un telomer gözlemiyle başlayan süreç hızla son teknoloji bir biyo-analiz sistemine dönüşüyor. Bu testlerin yalnızca bizi yaşlandıran faktörlerin haritasını çıkarmakla kalmayıp, onları nasıl tersine çevireceğimizi öğrenmek için gösterdiği vaat, birdenbire muazzam ve son derece heyecan verici hale geldi.
Ancak genetik bu veriler biyolojik yaş belirlemenin bir ayağı olurken beraberinde diğer detay analizleri de kullanmak doğru saptama için değerlidir.
Henüz standardize edilmiş bir test olmasa da bazı kan testi parametreleri, doku örnekleri incelenmesi veya egzersiz kapasitesi, zihinsel ve psikolojik testler gibi performans ölçümlerine bakılabilir. Hücre içerisinde biriken, hücre yaşlanması veya ölümüne yol açan toksik maddeler, beslenme durumunu gösteren parametreler kan tetkiklerinde saptanabilir.
İstirahat halinde kalp hızı, kan basıncı, görme keskinliği, aort damarının esnekliği, kas gücü, nefes kapasitesi gibi değerler dinamik testlerle ölçülebilir.
Ayrıca Telomer uzunluğumuzu koruyup hatta artırmak da mümkün. Bu hem sağlıklı hem de uzun bir hayat anlamını taşır. Bunun için sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, stres yönetimi, gerekli besin takviyelerini düzenli kullanırken ayrıca sigara, alkol ve stresten olabildiğince uzak kalmak tavsiye edilir. Bazı takviyelerden de telomer uzunluğu korumada yararlanabiliyoruz.
Uzm. Ecz. Ayşegül Birlik
UZM. ECZ. AYŞEGÜL BİRLİK
İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi mezunudur. Lizbon Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde tıbbi beslenme eğitimi sonrası meslek hayatının 16 senesinde kendi eczanesini işletti. Son olarak Üsküdar Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik yüksek lisansını tamamlamıştır.
İyi Yaşam ve Koruyucu Sağlık üzerine kurduğu şirketinde halen kurumsal ve ilgili firma işbirliği ile danışmanlık hizmetleri vermektedir.
Aktif yaşamı seçen bireylerden profesyonel / amatör sporculara kadar kişiye özel çözümler, kişisel ve genetik analizlerle uygun performans ürünleri, gıda takviye ve tavsiyeleri, aromaterapi çözümleri ile bireysel çalışmaktadır.
Bu alanda çalışmalarıyla 2017 yılında sektörde önemli bir ödül olan Altın Havan ‘Eczacı Danışmanlık Ödülü’ nü almıştır.
Dünyada yükselen bir değer olan Spor Eczacılığı alanını ülkemize getiren ve sertifika koordinatörlüğünü yapan ilk eczacı olarak mesleki sunum ve eğitimler vermektedir. Türkiye Triatlon Federasyonu Eğitim Kurulu üyesi ve maraton koşucusudur.