İçerikte Neler Var?
COVID19 KISITLAMALARI BİTİYOR. ÇOK MU ERKEN?
Birçok ülke kısıtlamaya dair kuralları gevşetmeye başladı. Araştırmacılar, bu normale dönüşün çok hızlı veya çok erken olduğu konusunda ikiye bölünmüş durumda.
Dünya çapındaki ülkeler, seyahat, sosyalleşme, maske takma ve kendi kendine izolasyonu yöneten kurallar da dahil olmak üzere, ilk kez 2020′ de COVID-19’un yayılmasını yavaşlatmak için uygulanan kısıtlamaları kaldırmaya başlıyor. Değişiklikler bilim adamlarından karışık tepkiler alıyor.
Enfeksiyon oranlarının düşmesi ve Omicron varyantının daha az riskli olduğunu öne süren çalışmalar bu varyantın baskın olduğu yerlerdeki politikacıların kararlarının temelini oluşturuyor.
Örneğin Birleşik Krallık (UK)’ ta maske ve pozitif durumda tecrit dahil olmak üzere COVID19 ile ilgili tüm yasal kısıtlamalar kaldırılıyor. Polonya, Slovakya ve İzlanda da dahil olmak üzere diğer ülkeler, kamuya açık alanlarda maske takma zorunluluğunu kaldırdı ve gece kulüplerinin yeniden açılması ve kapasite sınırlandırma gibi ilişkili kuralları gevşetti.
Çok mu erken?
Bazı araştırmacılar, tekrar açılmanın çok hızlı olduğunu düşünüyor. İsviçre’de halka açık yerde maske takma zorunluluğu artık yok. Pozitif testlilerde beş gün boyunca tecrit zorunlu olsa da diğer tüm kısıtlamalar ortadan kalktı.
Cenevre Viral Hastalıklar Merkezi başkanı Isabella Eckerle, “Maskeleri çıkarmak erken oldu ve neden yapıldığını gerçekten anlamıyorum” diyor.
PCR testine göre ülkede %35′ ten fazla pozitiflik olduğunu ve on kişiden sadece yedisinin en az bir doz aşı yaptırdığını ekliyor.
Londra Queen Mary Üniversitesi’nden epidemiyolog Deepti Gurdasani, kısıtlamaları kaldıran bazı ülkelerde daha sonra yalnızca vakalarda değil, hastaneye yatışlar ve ölümlerde de artışlar görüldüğünü söylüyor. Bu dikkate alınması gereken bir uyarı. Maske takmak isteğe bağlıysa, binaların yeterince havalandırılmasına daha fazla odaklanılması gerektiğini de ekliyor.
Bazı bilim insanları ise iyileşme ve aşılamaya karşı yüksek bağışıklık oranlarını gösterip COVID19 ‘un yayılmasını engellemek için tasarlanan önlemleri tekrar ele almamız gerektiği görüşünü savunuyor.
Bunlardan biri, İngiltere St Andrews Üniversitesi’nde bulaşıcı hastalıklar ve tıbbi viroloji üzerine araştırmalar yapan Türk bilim insanı Müge Çevik:
‘Artık farklı bir yerdeyiz’ diyor. ‘Artık enfeksiyonları önleyemeyeceğimiz açık, bu nedenle sonrası ciddi sonuçlarını önlemeye odaklanılmalıdır’ iddiasında. Maskeler ve sosyalleşmeyle ilgili kurallar gevşer gevşemez insanların ‘çıldırmaya’ başlamayacağı konusunda iyimser, bunun yerine kademeli olarak normale dönüş olacak diyor.
Lüksemburg Sağlık Müdürlüğü’nden epidemiyolog Joël Mossong, ülkesindeki kısıtlamaların kaldırılmasını destekliyor. ‘Bazı ölümler gördük, ancak geçen kış, hatta geçen baharda tanık olduğumuz türden hiçbir şey yok’ diyor. ‘Şu anda kısıtlamaları kaldırma stratejisinin doğru olduğunu düşünüyorum.’
Ancak testler hala hayati önem taşıyor.
Daha az kısıtlama ve toplumun serbest karışması, SARS-CoV-2 virüsünün mutasyona uğramasına neden olabilir ve test, endişe verici bir değişkenin ortaya çıkması durumunda erken uyarı sistemi olarak işlev görebilir. Bu yüzden uzmanlar İngiltere dahil birçok hükümetin ücretsiz teste son vermesinin ve temaslıları izlemekten vazgeçmesinin bir hata olduğunu düşünüyor.
Müge Çevik büyük ölçekli testlerin devam etmesi gerektiğine ikna olmuş değil. Çevik, sistemin daha hedefli olması gerektiğini, düzenli testlerin hastaneler, bakım evleri ve hapishaneler gibi yüksek riskli ortamlarda kalması gerektiğini düşünüyor.
“SARS-CoV-2 virüsünde şüphesiz daha fazla mutasyon ortaya çıkacak ve hükümetlerin bunları takip etmesi önemli olacak, ancak bunun için her bir vakayı kaydetmeye gerek yok. Önemli olan aslında test değil, sonrasında ne olduğudur” ortak görüşünde birleşen bilim insanları da çok fazla.
2 Mart’ta Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı da açık havada maske zorunluluğunun ve HES kodu uygulamasının kaldırıldığını duyurdu. Alınan kararların gerekçesi ise salgının düşüşe geçmesi olarak belirtildi.
Pandeminin üçüncü yılı dolarken, günlük yaklaşık 60 bin COVID-19 olgusu ve 200 ölüm görülmekte olduğuna dikkat çeken Türk Tabipler Birliği ise ‘Tüm veriler bir arada değerlendirildiğinde, 02.03.2022 tarihinde Sağlık Bakanı tarafından açıklanan gevşetmeler, esas olarak COVID-19’a bağlı ölümleri ve olguları artıracaktır’ endişesini dile getirdi.
Bu konuda bir eczacı olarak ani kısıtlamaları gevşetme kararlarıyla içimin hiç rahat olmadığını ve bir müddet daha maske takma ve izole yaşam alışkanlığımızın devam etmesi gerektiğiyle ilgili düşüncemi belirtmek isterim.
Sağlıkla kalın.
Uzm. Ecz. Ayşegül Birlik 11.03.2022
KAYNAKLAR:
Technical Briefing 36 (UK Health Security Agency, 2022)
Hay, J. A. et al. Preprint at https://nrs.harvard.edu/URN-3:HUL.INSTREPOS:37370587 (2022)
https://www.ttb.org.tr/haber_goster.php?Guid=4d7d7008-9bc4-11ec-9fcf-d55320a5da57
UZM. ECZ. AYŞEGÜL BİRLİK
İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi mezunudur. Lizbon Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nde tıbbi beslenme eğitimi sonrası meslek hayatının 16 senesinde kendi eczanesini işletti. Son olarak Üsküdar Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik yüksek lisansını tamamlamıştır.
İyi Yaşam ve Koruyucu Sağlık üzerine kurduğu şirketinde halen kurumsal ve ilgili firma işbirliği ile danışmanlık hizmetleri vermektedir.
Aktif yaşamı seçen bireylerden profesyonel / amatör sporculara kadar kişiye özel çözümler, kişisel ve genetik analizlerle uygun performans ürünleri, gıda takviye ve tavsiyeleri, aromaterapi çözümleri ile bireysel çalışmaktadır.
Bu alanda çalışmalarıyla 2017 yılında sektörde önemli bir ödül olan Altın Havan ‘Eczacı Danışmanlık Ödülü’ nü almıştır.
Dünyada yükselen bir değer olan Spor Eczacılığı alanını ülkemize getiren ve sertifika koordinatörlüğünü yapan ilk eczacı olarak mesleki sunum ve eğitimler vermektedir. Türkiye Triatlon Federasyonu Eğitim Kurulu üyesi ve maraton koşucusudur.