İçerikte Neler Var?

Toksik Üretkenlik Nedir?    

Toksik üretkenlik, en kısa tanımı ile kişisel gelişim takıntısıdır. Fakat bunu bu şekilde tanımlamak yetersiz kalır. Toksik üretkenliği veya toxic productivity, öz değerimiz ve kişisel üretkenlik seviyemizi paralel görerek çokça üretken olmaya çalışmak ve sonucunda fiziksel, duygusal veya zihinsel sağlığımızın olumsuz düzeyde etkilenmesidir. 

Başarıya ulaşabilmek, bir denge ile mümkündür. Bu dengenin sağlanabilmesi veya temelinin oluşabilmesi ise iki ana kural dahilinde gerçekleşmektedir. Bu kurallardan bir tanesi bilgi sahibi olmak, diğeri ise o bilgi sahibi olduğunuz konu üzerine çalışmalar yapmaktır. Fakat başarıya giden bu süreçte ön planatoksik üretkenlik çıkabilir.

Bu üretkenlik başarıya veya gelişime doğrudan gölge düşürür ama daha da önemlisi hayatı zehir bir hale getirir. Toksik üretkenliğe sahip olan insanların hayat faaliyetleri yok denecek kadar azdır. Onlar işleri için yaşarlar. Bu durumun ortaya çıkması ise birey farkında değilken gerçekleşir. 

Toksik Üretkenlik Nasıl Ortaya Çıkar? 

Toksik üretkenliğe sahip olan insanlar, kendilerinin farkında değillerdir. Fakat bu insanlar kendilerini tükenmişlik sendromunun bir anda içinde bulurlar. Peki bu sendromdan önce toxic productivity nasıl oraya çıkar? Para kazanmak amacıyla bir işe girdiğinizi düşünün. İşiniz konusunda çalışıyorsunuz. Sabah gidip akşam geliyorsunuz. Fakat işinizi yaptıkça başkalarının taktirini topladığınızı fark ediyorsunuz. İşinizin kıymeti biliniyorsunuz ve ona göre bir ücretiniz oluyor. 

Bu sizi kamçılıyor. İşte toksik üretkenlik tam da bu noktada ortaya çıkıyor. Aklımız sürekli işte oluyor. Ailemizi, sevdiğimizi veya arkadaşlarımızı unutuyoruz. Sabah kahvaltıyı işimizi iyi yapmak için yapıyoruz. Akşam yemeğimizi iş dönüşü tekrar işe odaklanmak için yiyoruz. Zamanla duygularımız törpüleniyor. Acı, hüzün veya mutluluk artık o kadar bizi etkilemiyor. En sonunda ise bu tükenmişlik sendromu beklenilen haline geliyor. Bu tükenmişlikten çıkmak ise hiç de kolay olmuyor. 

Toksik Üretkenlikten Nasıl Kurtulabiliriz?

Toxic productivity’e sahip olan insanlar asla ama asla yaptıkları işten tatmin olmazlar. Her zaman daha iyisi için çalışırlar. Toksik üretkenlik sahibi insanlar, elinden geleni fazlasıyla yapsalar dahi eğer iş beğenilmezse suçluluk duygusu içerisine girerler. Fakat bu etki sadece kendilerine değildir. Bu sendrom tedavi edilmezse veya atlanılmazsa kurulu bir ailenin dağılmasına kadar gidebiliyor. 

Toksik üretkenliği önlemek veya kurtulmak için neler yapabiliriz peki? Aslında bu sorunun cevabı çok basittir. Bu ruh halinde çıkmak için kendinize zaman ayırmanız gerekir. İş zamanınızda işe gitmeniz, iş zamanında olmadığınızda ise kendinize vakit ayırmanız gerekmektedir. Bir spor, bir aktivite veya bir hobi örnek olarak verilebilir. 

İş zamanınızı sınırlandırmanız zaruridir. Toksik üretkenlik bir işkoliğin sendromudur. İş sürenizi kısıtlarsanız veya işinize gereken zamandan fazlasını vermezseniz bu durumdan kurtulmanız oldukça basit bir hal alacaktır. O kalan süreyi ailenizle, arkadaşlarınızla veya sevdiğiniz insan ile geçirebilirsiniz. Psikolojik desteği bu anlamda çevrenizden bulabilirsiniz. 

Toksik Üretkenlik Döngüsü 

Bu üretkenlik tek bir zamanda oluşup bitmiş bir eylem değildir. Devamlı olarak bir döngünün içinde olan bir eylemdir. Düzenli olarak kendini tekrarlar ve asla sona ermez. İşe başladığınızda toksik üretkenlik döngüsü başlar. İşi sonlandırdığınızda ise tekrar başa döner. İşi sonlandırdığınızda tatmin olmamış veya istenileni verememiş bir şekilde kendiniz ile karşı karşıya kalırsınız. 

Bu tatminsizliğe son vermenin yolunu ise yine iş yapmakta ararsanız. Fakat ne kadar fazla bu tatminsizlikten kurtulmak isteseniz de bilinç altınız bunu hiçbir zaman kabullenmez. Sonunda yaptığınız işlerden daha iyisini yapmak için bahaneler ararken bulursunuz. Bu döngünün son bulabilmesi, işinizden vazgeçmeniz veya işinize ara vermeniz ile mümkündür. İşinizi her tamamladığınızda döngü başa saracaktır. Toksik üretkenlik bu döngü ile bireylerin hayatını değiştirmektedir. 

21. Yüzyılın Getirdiği Toksik Üretkenlik Zorunluluğu

Sanayileşme ile insan hayatına makineler girdi. Tarım veya çiftçilik geri plana atıldı. Tarımın getirdiği zaman döngüsü, sanayileşmede ortadan kalktı. Artık bir işte kar etmek için bir mevsimi beklemek veya yağmurun yağmasını beklemek gibi zorunluklar tarihe karıştı. Sanayileşme her işi o dakika yapabilme kabiliyeti verdi. Ne kadar çalışırsan o kadar kazanırsın mottosunu 21. yüzyıl aklımıza kazıdı. 

İşte toksik üretkenlik adımları ilk olarak burada atıldı. 21. yüzyıl ‘’verimlilik bir yaşam felsefesidir’’ sözünü aklımıza kazıdı. Boş kaldığımız her dakika veya saniye bizler için birer zarar, mottosu geniş kitlelerce benimsenmiştir. Daha fazla çalışma, daha iyi bir geleceğin anahtarı gibi görüldü. Fakat insanoğlu kendi benliğini, çalışma uğruna kaybetti. Zamanla tüm duygulardan kendini soyutladı. Araç, artık bir amaca dönüştü. 

Toxic Productivity Sonucu Tükenmişlik Sendromu 

Tükenmişlik sendromu, uzun bir süredir geniş kitlelerin içine düştüğü ve bir türlü kurtulamadığı bir sendromdur. Buna zemin hazırlayan en büyük etken ise toksik üretkenliktir. Tükenmişlik sendromunun tanımını yaparsak şu şekilde karşımıza çıkar: İnsanın normal şartlarda işinden, arkadaşlarından veya ailesinden aldığı keyfi ve başarı hissiyatını azaltan, bireysel kimliğini kaybetmesine yol açan, zihinsel veya fiziksel tükenme yani bir stres türü olarak karşımıza çıkar. 

Stres bunun en büyük etkenidir. Stres nedeniyle birey, işinden veya çevresinden zevk alamaz. Daha farklı şeylere yönelme isteği bulur. Bu farklı yönelimlerin çeşidi değişebilir. Fakat birey depresyona girmiş ise ve artık hiçbir şey yapmak istemiyorsa bunun nedeni toksik üretkenlik olabilir. Toksit üretkenliğin vermiş olduğu tatminsizlik, en sonunda tükenmişlik sendromuna açık kapı bırakır. Bu noktada size tavsiyemiz iş ve özel yaşantınız arasında bir sınır çizmeniz. Elbette işiniz sizin için önemli olabilir ve hayatınızdaki tek önemli şey olmadığının da bilincinde olmanız gerekiyor.

Opinyu

1 Yorum
  1. […] gibi manipülasyonlar, iş yerini hızla toksik ve düşmanca bir ortama dönüştürebilir. Bunun ötesinde, üretkenlik ve moralde düşüşe yol […]

Opinyuya yorum yapın

www.opinyu.com'da yer alan her türlü içeriğin tüm telif hakları Opinyu'ya aittir. www.opinyu.com sitesinde yer alan bütün yazılar, materyaller, resimler, ses dosyaları, animasyonlar, videolar, dizayn, tasarım ve düzenlemelerimizin telif hakları 5846 numaralı yasa telif hakları korunmaktadır. Bunlar opinyu.com’un yazılı izni olmaksızın ticari olarak herhangi bir şekilde kopyalanamaz, dağıtılamaz, değiştirilemez, yayınlanamaz. İzinsiz ve kaynak belirtilmeksizin kopyalama ve kullanımı yapılamaz. www.opinyu.com'daki harici linkler ayrı bir sayfada açılır. Yayınlanan yazı ve yorumlardan yazarları sorumludur. Opinyu hiçbir bildirim yapmadan, herhangi bir zamanda değişikliğe gidebilir. 

Opinyu bu sitedeki bilgilerden kaynaklı hataların hiçbirinden sorumlu değildir. Opinistlerin (Yazarların) İçeriklerindeki Sorumluluk Kendilerine Aittir. İçerikler kesinlikle tavsiye içermemektedir. İçeriklerden edindiğiniz bilgileri uzman kişilere danışmadan uygulamanız zararlı sonuçlar doğurabilir. Bu sonuçlardan Opinyu ya da Yazar asla sorumlu tutulamaz. 

©2024 opinyu.com

Kullanıcı Bilgileriniz İle Oturum Açın

veya    

Bilgilerinizi Unuttunuzmu?

Create Account