İçerikte Neler Var?

Bir Erkek Gözünden Kadınlarla Birlikte Çalışmanın 5 Avantajı

Kadın bir yönetici ile başladığım profesyonel iş hayatımda 20. yılımın içerisindeyim. Bu süreçte iş hayatında kadınlarla birlikte sayısız proje gerçekleştirip, süreç yönettim. Astları olarak da çalıştım, takım arkadaşları, amirleri ve işverenleri olarak da. Bugün de başarılı bir şekilde devam eden ortaklıklarım da oldu. Aramızdaki doğal farklılıklardan dolayı zaman zaman ters düşsek ve birbirimizi anlamakta zorlansak da, genel olarak çok sağlıklı yürüdüğünü düşündüğüm paydaşlıklardı hepsi. Bugünün anlamına da atfen, işte bu 20 yıl içerisinde kadınlarla çalışmanın kendime göre belirlediğim avantajlarını paylaşmak istiyorum.

kadinlar

Not: İçerikteki HİÇBİR bilgi bir yerlerden alıntı değildir ve kendimce yaptığım çıkarımların bilimsel dayanakları yoktur. Aşağıdaki maddeler tamamen kendi tecrübelerime ve gözlemlerime dayanarak yaptığım çıkarımlardır. Gönül rahatlığıyla itiraz edebilir, katılmayabilir ya da eleştirebilirsiniz 🙂

Planlama

Biz erkekler daha ziyade ‘kervan yolda dizilir’ tarzıyla projeleri ele alırken, kadınlar bizlerin aksine, her aşamayı planlama ve ön görme eğilimindedirler. Ne, ne zaman, nerede, nasıl, niçin ve kim sorularını her sürecin her evresine yerleştirir ve cevaplarına göre aksiyon planları hazırlarlar. Yani plan içinde plan yapabilirler. Düzenli olmaları, hemen her durumu kategorize edebilmeleri ve belki de yeteneklerinin bizlere göre en fazla olduğu alan olan ‘6. hisleri’ planlama konusunda kadınları öne çıkarıyor. Bu zamana kadarki tüm tecrübelerimin bana öğrettiği şeylerden en önemlisi; planlama sürecinde mutlaka bir kadın ile çalışılması gerektiğidir. ‘Hallederiz’ yerine ‘düşünelim’, ‘zamanı gelince’ yerine ‘şimdi’, ‘bakarız’ yerine ‘bakalım’ diyebilen kadınlar, planlamanın en temel sebeplerinden birinin üzerine giderler: Belirsizliği minimize etme.

İtiraf etmem gerekir ki, bazen bu plancılık seviyesi beni de ‘germiyor’ değil. Ama ileride ellerimi başımın arasına alıp hem üzülüp hem de gerilmektense bugün sadece gerilmek daha evla geldiğinden, beraber çalıştığım kadınların planlama süreçlerine hiç müdahil olmuyor ve kendi alanlarına saygı duyuyorum.

Detayları Görebilme

Özellikle projelerin başlangıç aşamasında yapılan detaylı çalışmalar, projenin ilerleyen safhalarında tercih edilecek yol haritalarını da belirler. Biz erkekler, birçok göreve ‘hızlıca tamamlamak’ üzere başlarız. ‘Kopyala yapıştır’ metodolojisini takip eder ve yeni konuları daha önceki tecrübelerimizle ele alırız. Kadınlar ise, doğaları gereği, görevlerini zamana yayar ve her detayı tek tek inceleyerek ilerlerler. Tüm verileri kontrol ve teyit ederler. Yaptıkları çalışmanın her satırına hakimdirler ve yöneltilebilecek tüm sorulara cevapları vardır. Biz ise çalışmanın bütününün bir özetini kafamıza kodlarız. Çalışmanın sebebi, süreci ve sonucunu bilir, gerisini ise teferruat olarak görürüz.

Çalışma hayatında erkeklerin de kadınların da süreç yönetim tarzlarına ihtiyaç var. Çünkü, detaylara hakimiyet kadar işlerin hızlı ilerlemesi de iş hayatında çok önemli. Kadınlar ve erkeklerin beraber çalıştığı projelerde bu sihirli denge de kendi kendine yakalanmış oluyor.

İyimserlik ve Olumlu Düşünme

Bardağın dolu tarafını görebilmek büyük bir meziyet. Şahsi tecrübelerime göre ise; kadınlar, erkeklere göre bu meziyete daha fazla sahip. Çocuk edebiyatının klasiklerinden olan Pollyanna‘nın da bir kadın olmasının tesadüf olmadığını düşünüyorum. Biz erkekler, problemler karşısında doğal refleks olarak savunma sistemlerimizi kullanma eğiliminde olduğumuzdan ve bu savunma sistemlerinin her an kullanıma hazır bir şekilde tetikte bulunması gerektiğini düşündüğümüzden, iyimserliğimizi bir kenara bırakırız.

Muhakkak iş hayatında, haddinden fazla iyimserlik de kötümserlik de doğru değil. Örneğin, beklenmedik durum analizlerini yaparken kötümser olmak sürecin doğasında varken, mevcut yetkinlikler ve imkanlarla kolayca çözülebilecek bir kriz anında kötümser olmak da pek sağlıklı bir yaklaşım değil. Burada ‘sebepli / sebepsiz iyimserlik’ ve ‘sebepli / sebepsiz kötümserlik’ diye dört kavram ortaya atmak istiyorum. İşte erkekler olarak biz daha çok ‘sebepli iyimser / sebepsiz kötümser’ tarafında yer alırken, kadınlar ‘sebepli iyimser / sebepli kötümser’ tarafında yer alıyorlar. Bu sayede farkındalıkları bizlere göre daha yüksekken, stres seviyeleri daha düşük seviyede yer alıyor. Bu da sorunlar karşısındaki yaklaşımlarını daha rasyonel yapıyor.

yaklasim matrisi 2

İş ve Özel Hayatı Dengeleme

Kadınlardan öğrenmemiz gereken belki de en önemli husus bu ‘dengeleme’ konusu. Kadınlar; ev, iş, aile ve hobileri arasında denge kurma ustalarıdır. Bizlerin aksine kadınlar, iş dışında bir hayatları olduğunun ve bu hayatın da işleri kadar özen gösterilmesi gerektiğini bilirler.

Genelde ‘işkolik’ tabiri erkekler için kullanılır. Belki de, kabaca 10.000 yıl kadar önce Neolitik dönemde tarım toplumuna geçişe kadar ‘Man the Hunter’ hipotezine dayanan avcı-toplayıcı toplumdaki erkek atalarımızdan miras kalan ‘çok çalış, aksi takdirde ölürsün’ kabulünü kafamızdan atamıyoruz bilinmez ama evet, birçoğumuz ‘yaşamak için çalışmak’ yerine ‘çalışmak için yaşıyoruz’. Fakat hiç şüphe yok ki, daha verimli bir çalışma hayatı için denge şart. Bu dengeyi kurma konusundaki en önemli rehberlerimiz ise kadınlar.

Etik, Adalet ve Vicdan

Hiç tartışmaya yer olmayan bir madde bu. Kadınların kesinlikle erkeklere göre en büyük farklılıkları duygusallıkları. İş hayatında duygusallığın yerinin olmadığı söylenir çokça. Ben de şahsen duygusallığın daha az sahnede olması gerektiğini düşünenlerden olsam da, iş hayatında yerinin olmadığına katılmıyorum. Özellikle etik değerler, adalet duygusu ve vicdan söz konusu olduğunda, bu duygusal tanımların her alanda olduğu gibi iş hayatında da yer alması gerektiğini düşünüyorum. Bu noktada biz erkekler, daha katı duruşlarımız ve kadınlara göre daha maddeci olmamız nedeniyle kadınlar kadar bu hususlara dikkat etmiyoruz.

Kadınların özellikle yönetimde adil davranmaları, toplumsal olaylar karşısında vicdanla hareket etmeleri ve ‘gereğini yapmaları’ ve işletmenin tüm faaliyetlerinin etik çerçevede izah edilebilir olmasını sağlamaları hem işletme değerini arttırırken hem de çalışan motivasyonunu da önemli ölçüde yüksek seviyede tutar.

İyi ki varsınız!

Bu yazıda, konuyu özellikle iş hayatından ele alarak kadınlara ‘iyi ki varsınız’ demişken, başta sevgili annem, eşim, ortaklarım ve tüm kadın çalışma arkadaşlarım olmak üzere tüm kadınların gününü kutlarım. İyi ki varsınız.

Sevgiler

Engin Alemdar

0 Yorum

Opinyuya yorum yapın

www.opinyu.com'da yer alan her türlü içeriğin tüm telif hakları Opinyu'ya aittir. www.opinyu.com sitesinde yer alan bütün yazılar, materyaller, resimler, ses dosyaları, animasyonlar, videolar, dizayn, tasarım ve düzenlemelerimizin telif hakları 5846 numaralı yasa telif hakları korunmaktadır. Bunlar opinyu.com’un yazılı izni olmaksızın ticari olarak herhangi bir şekilde kopyalanamaz, dağıtılamaz, değiştirilemez, yayınlanamaz. İzinsiz ve kaynak belirtilmeksizin kopyalama ve kullanımı yapılamaz. www.opinyu.com'daki harici linkler ayrı bir sayfada açılır. Yayınlanan yazı ve yorumlardan yazarları sorumludur. Opinyu hiçbir bildirim yapmadan, herhangi bir zamanda değişikliğe gidebilir. 

Opinyu bu sitedeki bilgilerden kaynaklı hataların hiçbirinden sorumlu değildir. Opinistlerin (Yazarların) İçeriklerindeki Sorumluluk Kendilerine Aittir. İçerikler kesinlikle tavsiye içermemektedir. İçeriklerden edindiğiniz bilgileri uzman kişilere danışmadan uygulamanız zararlı sonuçlar doğurabilir. Bu sonuçlardan Opinyu ya da Yazar asla sorumlu tutulamaz. 

©2024 opinyu.com

Kullanıcı Bilgileriniz İle Oturum Açın

veya    

Bilgilerinizi Unuttunuzmu?

Create Account