İçerikte Neler Var?

Piyasa Riski mi? Hadi canım sen de!

word image 36

Putin Rusya’sının Ukrayna’yı işgali ile uyandık 24 Şubat sabahına.

‘Ha geldi, ha geliyor, hayır olmaz, cesaret edemez’ derken daha birkaç gün önce Donetsk ve Luhansk’ın bağımsızlığını tanıyan Rusya, tam da o bölge halkının ‘yardım çağrısı’ üzerine Ukrayna’ya tüm dünyanın gözü önünde, deyim yerindeyse ‘göstere göstere’ girdi.

Endeksler kırmızıya döndü; emtialar ve altın fırladı, piyasa uzmanları tarafından Borsa İstanbul yönetimine ‘Bugün Borsa’yı açmayın’ uyarıları dahi yapıldı.

Dolar TL’de 14 barajı aşıldı, yaklaşık 40 piyasa günü 13,50-13,60 bandına yerleşen kurda yatay hareket bozuldu, kriptolar çakıldı, korku endeksi VIX %10 yukarı sıçradı, S&P’den Dow Jones’a, Alman DAX Endeksinden İtalyan FTSE endeksine kadar hemen tüm borsalar kırmızıya boyanırken, Rus borsasının kaybı %35-40’lı seviyelere ulaştı.

Borsa İstanbul’daki kayıp ise çok daha derin. BIST ana endekslerinden BIST100, BIST50 ve BIST30’da gün içinde %10’lu taban seviyeler görüldü, 24 Şubat akşamı %8-%9 aralığında kayıpla bitti.

word image 36 1

Rusya-Ukrayna krizi tüm dünyayı ilgilendiren bir durum kuşkusuz. İşgalin insanı kahreden vicdani ve kafaları allak bullak eden politik yanı çok başka. Üzerinde uzun dönem konuşacağız kuşkusuz.

Yaşananların finansal açıdan yarattığı şok ve erozyon ise, bazen ne yaparsak yapalım krizden kaçılamayacağını gösteriyor.

Yağmur yağarken ıslanırsınız!

Ülke olarak kendi kendimize fiyat oynaklığı yaratma, belirsizlik üretme, sık sık yeni karar alma, yol haritası değiştirme, literatüre sürekli ‘yeni’ kavramlar ve kurallar ekleyerek adaptasyon zorluğu yaratma gibi özelliklerimiz düşünülürse piyasamızın krizler karşısında ‘doğal olarak mahir’ olmasını beklemeliyiz ama; gerçeklik maalesef öyle olmuyor, genelden ‘yine kötü biçimde’ ayrışıyoruz.

İster dünya piyasaları, isterse de aynı ligde yer aldığımız Gelişmekte Olan Ülke Borsaları herhangi bir şeye iyi tepki verip yükseldiğinde biz ‘daha az yükseliyor’ tersi durumda diğerleri kötü tepki verip düştüğünde, biz onlardan ‘çok daha fazla’ düşüyoruz.

Piyasa şoklarında ‘yediğimiz dayak’ bile herkesten farklı.

Bugün de görünüm aynı, ihtiyaç duyduğu doğalgazın neredeyse ‘yarısını’ Rusya’dan alan Almanya’nın borsası %4 düşerken bizim düşüşümüz bunun tam iki katından fazla: %8,17

Bu olumsuz ‘öznelliği’ akademisyenlerimiz çok isabetli saptamalarla analiz ediyor, bizim yazımızın konusu; piyasa fırtınalarında güvenli alanlarda kalabilmek üzerine.

word image 36 2

Panik: sağlıksız başlangıç, kaçınılmaz sonuç!

Yatırımcıların fırtınalı ve zor ortamlarda portföylerini nasıl koruması gerektiği yatırım işinin ‘en kritik’ kısmı aslında.

Hep duyduğumuz bir kelime var bu konuda, mutlaka kulağınıza çalınmıştır: panik!

Panik duygusu, duygusal bir baskı durumu ve karar alma sürecinin ‘rasyonel’ olandan uzaklaştığı, duygunun akla baskın çıktığı bir durum. Sonuçları itibariyle ise, aslında bir eylem silsilesinin tetikleyicisi. Zira panik duygusu doğrudan davranışlarımıza ve seçimlerimize etki ediyor, bizi harekete geçiren temel motivasyon oluyor.

Panik duygusu nihayetinde bir sonuç.

İronik olarak, başlangıcı ‘sağlıklı yapmadığımız için’ karşımıza çıkan, sürecin başında çözmediğimiz için ‘vardığımız noktada’ bizi yenik düşüren türden…

Panik zamanlarının en büyük özelliği fiyat hareketlerinin çok sert olmasının yanı sıra, bu sertliğin düşüş veya yükseliş olarak ‘büyük dalga boylarıyla’ gerçekleşmesidir. Normalde kazanç ve kayıpta fiyat aralığı 1% civarında gezinen bir piyasanın aynı gün içinde %9 düşüp %5 artıya geçmesi, piyasa tepkisinin ‘tümden olumsuz’ olduğu bir günden sonra, tablonun ‘tamamen olumluya’ dönmesi gibi.

Borsa İstanbul’un Rus işgali sonucu 24 Şubat günü %8 düşmesi, 25 Şubat günü ise haber akışlarıyla %5 yükselmesi gibi.

Özellikle kriz zamanlarında ‘kısa vadeli fiyat hareketlerine’ ve bu hareketlerden kar etmeye dayalı pozisyonlara başvurulması, işin finalinde istenmeyen sonuçlar doğurabiliyor, varlıklar yara alabiliyor, ‘uzun vadeli finansal planlama’ ile ‘kısa dönemli fırsat kovalama’ arasındaki fark dramatik şekilde belirginleşebiliyor.

Panik durumu çoğu zaman finansal planlamanın uzun vadeli kurgulanmamasından, yatırım döngüsü içinde karşılaşılan düşüşlerin, çıkış kadar doğal olduğu gerçeğine göre planlanmamış olmasından kaynaklanır.

Yatırımcının orta uzun vadeli planlamayla ‘ulaşılabilir’ bir yatırım planına istikrarlı biçimde ‘uyumunun’ yanı sıra, ani dalgalanmaların kendisini ‘ana plandan’ uzaklaştırmasına izin vermemesidir kritik olan!

word image 36 3

Finansal planlama karmaşık bir şey mi?

Oysa daha yatırım yapma sürecinin başlangıcında bakmamız gereken kritik bir konu, tüm bu duygu yönetimini ‘daha az yara alarak’ savuşturmamızı sağlayabilir: finansal planlama…

Finansal planlama ‘pahalı bir profesyonel hizmet’ olarak düşünülüyor ancak bu ‘aşılabilir’ bir sorun. Bankacınız, finans danışmanınız ya da portföy yöneticiniz; unvanı ne olursa olsun bu konuda yardım alabileceğiniz profesyoneller olduğu gibi, bireysel olarak öğrenme sürecinize destek verecek ücretsiz, online metodlar da var.

Teknolojinin önünde durulmuyor, cep telefonunuzdan Nasdaq hissesi alabiliyor, sadece bir internet bağlantısına sahipseniz; ücretsiz Robo Danışmanlık uygulamalarıyla kendinize uygun finansal varlık dağılımları yapabiliyorsunuz.

Finansal ürünlerin sunduğu fırsatlardan ziyade risklerini bilmek ve bu ürünlerin ‘ideal yatırım sürelerine’ hâkim olmak gerekiyor ki, yatırım yolculuğumuzda ‘temkinli’ olabilelim, krizlerden daha az etkilenelim.

word image 36

Varlık Dağılımı tüm portföyü kurtarır mı?

Finansal planlama sürecinin en başında bireysel bir farkındalık gerekiyor. Yatırımlarımızın ‘risk kapasitemize uygun’ farklı finansal ürünlerden çeşitlendirilmiş olması, portföye ‘denge’ kazandırıyor ve onu güçlü kılıyor. Ancak bu çeşitlendirmeyi yaparken en önemli kısmı ıskalıyoruz: kendini tanıma!

Portföyün içinde yer alan finans ürünlerinin çeşitlendirilmesi, bileşenlerinin içsel dinamikleri nedeniyle farklı fiyatlama tepkileri göstermesini mümkün kılar, böylelikle yatırıma dair risk faktörünün törpülenmesi gibi bir sonuç doğurur.

Her bireyin yaşı, gelir düzeyi, gelecek planlamaları, varlık kaybına olan tahammül seviyeleri birbirinden farklı. En ideal yatırımın ‘yatırımcıyı gece uykusundan etmeyen’ olduğunu düşünürüm hep. Mesleki deneyimim, bilinçsizce alınmış finansal kararlarla yüzleşmek zorunda kalan bireylerin yaşadıkları duygusal travmalara tanık olmakla geçti yazık ki.

Portföy oluşturma sürecinde finansal ürünü ana hatlarıyla tanımadıysanız ve kendinize özelinize uygun seçimler yapmadıysanız, kriz durumunda ‘duygusal bir travma’ yaşayabiliyor, gece uykunuzdan olabiliyor, sabaha ‘finansal bir depremle’ uyanabiliyorsunuz.

word image 37

Risk Kapasitenizi Nasıl Anlayabilirsiniz?

Piyasa rasyonel olduğu kadar, yatırımcıya duygusuz da davranan bir soyutluğun ifadesi.

Göremez, duyamaz ancak tüm etkisini iliklerinize kadar hissedersiniz.

Böyle bir ortamda yatırım ürünlerinde hangi riskleri aldığımızı çok iyi bilmek lazım.

Sermaye Piyasası Kurulu, yatırımcıların ‘kendilerine uygun’ finansal ürünlerle buluşturulmasına önem atfederek ‘yatırımcıya’ bu doğrultuda yaklaşılmasını da kurallara bağlamıştır. Bankalardan bireysel emeklilik şirketlerine, portföy yönetim şirketlerinden yatırım fonu şirketlerine kadar birçok sektör bileşeni, bizlere risk kapasitemizi ölçmemiz ve yatırım kararlarımızı buna göre yapabilmemiz için anketler sunar:

Risk Uygunluk ve Yerindelik Testleri

word image 37 1

Bu anketler yoluyla şirketler, yatırım yolcuğumuzda yaşadığımız olası dalgalanmalarda ne tür ‘duygusal’ tepkiler vereceğimizi ölçümlemeye çalışır ve farklı risk seviyelerine göre sınıflandırdıkları ürünleri bu sonuçlar ışığında bize sunarlar.

Yazının sonunda yer alacak linklere göz atarak çok güzel hazırlanmış iki anketle kendinize ayna tutabilir, ayrıca farklı örneklerine kendi bankanız ya da finans kurumunuzdan da ulaşabilirsiniz.

Sorular ve sonuçlara göz attığınızda anketteki amacın temel olarak ‘duygusal tepkiyi’ ölçümlemek olduğunu göreceksiniz. Yatırım olgusunun matematik kadar ‘duygusal’ da olduğunu görmek, bu konuda ulaşılabilecek ‘en iyi farkındalık’ hali.

Sözün Özü

Sakin olmak, fırtınanın geçmesini beklemek…

Bu haftaki gibi travmatik zamanlarda gösterilecek en iyi yatırımcı davranışı olabilir.

Planınız yoksa fırsatınız da olmaz.

Fırtınalı zamanlarda en akıllıca davranış, ıslanacağını hatta bir yerlere savrulacağını kabullenmek; kısa dönemli fırsatlardan çok ‘ana plana’ bağlı kalarak, oluşan yeni durumda portföyü korumak, ya da yakalanabilecek ‘yeni fırsatları kollamak’ gibi geliyor bana.

Bizim gibi yüksek enflasyon ve gelir azlığı sorunu yaşayan ülkelerde tasarruf edebilme davranışının ne kadar ‘özel ve değerli’ olduğunu düşünürseniz, zorlukla kazanılan bu ‘artı değerin güvenle büyütülmesi’ asla tesadüflere ve kısa vadeye bırakılmamalı.

Yatırımcı, ilk önce kendini tanımalı!

Sağlıkla Kalın…

Yararlanılan Kaynaklar

https://tr.investing.com

https://www.spk.gov.tr

https://www.isportfoy.com.tr/tr/risk-profilinizi-ogrenin

https://www.anadoluhayat.com.tr/risk-profili-anketi

https://www.spk.gov.tr/Sayfa/Index/6/8/12

*Gelişmekte olan ülke

1643480954 bpfull.jpg

Finans Sektöründe farklı pozisyonlarda 24 yıllık bir tecrübeye sahip olan Yücel Ferek, bu süreci 'sayısız insan, sayısız davranış biçimi, sayısız deneyim' olarak tanımlarken; tasarrufu bilmeyen değil, tasarrufa geçemeyen bir toplumun üyesi olarak, geç başladığı tasarruf sürecinde öğrendiklerini; meslek bilgisiyle harmanlayarak paylaşmayı amaçlıyor.

Tasarrufları bilinçli yatırımlara dönüştürme sürecinde, finansal bilginin her birey için ulaşılabilir, ücretsiz ve anlaşılır olması gereğine inanıyor.

Ülkemiz bireylerinin finansal piyasalardan eşit ölçüde yarar sağlamasını, 'toplumsal eşitliğe katkı sağlayan' kritik bir unsur olarak görüyor.

Bu amaçla kişisel bloğunda yazılar yazıyor, kendisine ait YouTube kanalında videolar yayınlıyor.

Finansal okuryazarlık gönüllüsüdür. Evlidir, iki çocuk babasıdır.

1 Yorum
  1. […] aslında sermaye çıkışı bizde ani bir karakterde olmadı ve yavaş yavaş devam ediyor. BIST’teki yabancı oranı düşüyor. 2019’da yabancıların oranı %65 iken şu anda %32’lere […]

Opinyuya yorum yapın

www.opinyu.com'da yer alan her türlü içeriğin tüm telif hakları Opinyu'ya aittir. www.opinyu.com sitesinde yer alan bütün yazılar, materyaller, resimler, ses dosyaları, animasyonlar, videolar, dizayn, tasarım ve düzenlemelerimizin telif hakları 5846 numaralı yasa telif hakları korunmaktadır. Bunlar opinyu.com’un yazılı izni olmaksızın ticari olarak herhangi bir şekilde kopyalanamaz, dağıtılamaz, değiştirilemez, yayınlanamaz. İzinsiz ve kaynak belirtilmeksizin kopyalama ve kullanımı yapılamaz. www.opinyu.com'daki harici linkler ayrı bir sayfada açılır. Yayınlanan yazı ve yorumlardan yazarları sorumludur. Opinyu hiçbir bildirim yapmadan, herhangi bir zamanda değişikliğe gidebilir. 

Opinyu bu sitedeki bilgilerden kaynaklı hataların hiçbirinden sorumlu değildir. Opinistlerin (Yazarların) İçeriklerindeki Sorumluluk Kendilerine Aittir. İçerikler kesinlikle tavsiye içermemektedir. İçeriklerden edindiğiniz bilgileri uzman kişilere danışmadan uygulamanız zararlı sonuçlar doğurabilir. Bu sonuçlardan Opinyu ya da Yazar asla sorumlu tutulamaz. 

©2024 opinyu.com

Kullanıcı Bilgileriniz İle Oturum Açın

veya    

Bilgilerinizi Unuttunuzmu?

Create Account