İçerikte Neler Var?

Milyon Dolarlık Soru!

Paramızı enflasyona karşı nasıl koruyalım?

Uzmanlar ülkemizdeki ürkütücü yüksek enflasyon ortamında, enflasyona karşı dayanıklı birkaç varlık sınıfından bahsediyorlar: Gayrimenkul, emtia ve hisse senedi. Katılmadığımı söyleyemeyeceğim. Normal şartlarda bunların yanında dövizin de olması gerekir ancak ciddi anlamda baskı altında olduğundan ‘şimdilik’ seçenek listesinin arka sıralarında kalmış görünüyor.

Milyon Dolarlık Soru!

Fiyatlardaki genel istikrar bozulup, bireylerin satın alma yeterliliği törpülendiğinde; enflasyona karşı korunma refleksi, fiyatlama davranışlarına sert ve çabuk yansıyor maalesef. Zira zihin artık ölçüt olarak ‘güncel veri’ yerine ‘gelecekteki fiyat beklentisini’ almaya başlıyor.

100 TL’lik varlığı %70 enflasyon ortamında en az 170 TL olarak değerliyor, ardından bununla da yetinmeyip 70 TL’nin üzerindeki getiriyi de arıyoruz, çünkü aramazsak enflasyon 70’i de 80’i de silip süpürecek. Zihnimizdeki domino taşları, enflasyonist yapı derinleştikçe birbiri üzerine devrilmeye, üst üste yığılırken de yetişilemeyecek kadar güçlenmeye, süratlenmeye başlıyor, ortaya çıkan yıkım korkunç oluyor. Çok değil 9-10 ay önce 500 Bin TL olan bir konutun şimdi 1.5 Milyon TL olması, bundan kaynaklı.

Milyon Dolarlık Soru

Çemberi biraz daha daraltıp, sofraya geldiğimizde manzara daha da üzücü. Gıdaya erişim en acil ve temel konu; fiyatlar ve fiyatların artış hızını gördükçe çocukluğumuzun ‘tarımda kendine yeten ülke’ apoletinin uçup gittiğini, karpuzun bile artık ‘dilimle’ satıldığını görüyoruz, bu yeni duruma alışmaya çalışıyoruz.

Milyon Dolarlık Soru!

05/05/2022 perşembe sabah 10:00’da TÜİK, nisan ayı enflasyonunu açıklayacak. Beklentiler %68-69’lar seviyesinde yoğunlaşmış durumda.  Hal böyleyken, yatırım araçlarında enflasyonu yenebilen bir performansı nasıl yakalayabileceğimizi, sıradan bir tasarruf sahibi olarak düşünüyorum. Seçeneklere bakıyorum. Sesli düşünüyorum…

Milyon Dolarlık Soru!

Gayrimenkul

Konut bizi enflasyona karşı koruyacak peki, güzel.  Ancak temel sorun konutun artık ‘ulaşılabilir’ bir varlık koruma aracı olmaktan uzaklaşması. Kabul ediyorum, devlet bankaları %1,29 aylık faiz oranı ile 1.000.000 TL’ye kadar 120 ay vadeli kredi veriyor. Mart 2022 enflasyonunun %61 olduğu bir ortamda, konut kredisiyle borçlanmamak finansal açıdan bir delilik bile olabilir. Peki hangi parayla?

‘Enflasyonu kriter alırsanız sudan ucuz’ durumda olan konut kredisi faiziyle aldığınız 1.000.000 TL kredinin 10 yıl vadeli aylık taksitleri 16.428 TL, ülkemizdeki asgari ücret 4.253 TL.  

Değersiz TL ile neler yaşanabileceğini zor yoldan tecrübe etmeye devam ediyoruz. Enflasyon ürkütüyor, TL değer koruma aracı olarak vasfını kaybediyor, fiyatlar sürekli artıyor. Garip şekilde ikinci el ya da sıfır otomobiller bir varlık koruma aracına dönüşüyor, toplumuzun vazgeçilmez kutsalı olan konuta erişim gittikçe zorlaşıyor.

Milyon Dolarlık Soru!

TL Varlıklar

Malum, döviz bilinçli bir tercih olarak baskılanıyor, Kur Korumalı Mevduat çıktığından beri dövize olan talebi ‘dövize endeksli bir mevduat’ ürünü ile belli bir seviyede tutmaya çalışıyoruz. KKM’deki standart faiz kazancının stopajsız %17 olduğunu da hatırlayalım.

  • 3 aylık KKM’de %4,25,
  • 6 aylık KKM’de %8,5
  • 9 aylık KKM’de %12,75
  • 12 aylık KKM’de ise %17 faiz getirisi sunulduğunu biliyoruz.

Potansiyel değil, kesin getiri bu. Vade sonuna kadar beklerseniz elbette…

Bunların yanında ‘mevduat faiz getirinize ek olarak’ döviz kurunun yüzdesel artışı, mevduattan elde ettiğiniz faizden fazla olursa, sizi bu artışa karşı korumayı vadeden bir yapı da sunulmuş KKM’de, bir çeşit opsiyon satın almış oluyorsunuz aslında, üstelik de bedava!

Mevduatınızı bağladığınız 3 aylık dönemde örneğin döviz kuru %8 yükseldiyse, mevduattan aldığınız %4,25 dönemsel getiriyi %8’e tamamlayan bir ek ödeme bu. %3,75 düzeyinde KKM kur farkı geliri yani. KKM’ye ilk girenler arasında faiz getirisinin 3 katı kadar kur farkı geliri alanlar oldu, okuduk, takip ettik. İyi güzel de tasarruf sahibinin çelişkisine de bakmak lazım biraz…

Milyon Dolarlık Soru!

Kur Korumalı Mevduat

KKM modelinin sürdürülebilir olup olmadığı bu yazının konusu değil ancak, çok maliyetli olduğu bilinen bir gerçek. Tüm uzmanlar dile getiriyor.

Düşünün, TL’desiniz. Mevduata koysanız alınacak faiz yıllık 18-19% civarı, enflasyon yıllık %60’a zaten ulaşmış; KKM’ye koysanız alacağınız faiz stopajsız %17 civarında ve buradan elde etmeyi umduğunuz ekstra gelir ise, aslında korunmayı planladığınız enflasyonu körükleyen döviz kuru artışı!

Mevduat faiz getirinizin enflasyonu yenecek seviyede olması için döviz kurunun artmasını dilemeniz lazım içten içe, KKM kur farkıyla negatif reel getiri efektini biraz olsun hafifletebilesiniz. Fakat o zaman da döviz kuru artmış olacak, enflasyonu daha çok körükleyecek, yaman bir çelişki gerçekten.

KKM uygulamasının yarattığı etkiler elbette tartışılıyor, tartışılacak ve sosyoekonomik resmimizde nasıl değişiklikler yarattığı akademik çalışmalara da konu olacak.

Enflasyon ortamında paranın değerini korumak gerçekten zor. Ancak basit bir matematik olarak neresinden bakarsanız bakın, mutlaka TL cinsi tasarruf tutulacaksa kabul etmek lazım, KKM güçlü seçeneklerden biri olarak duruyor.

Döviz varlıklar

Bir diğer seçenek doğrudan dövizin kendisini alıp mevduata koymak, Eurobond tercihi yapmak ya da yabancı para cinsinden yabancı borsaların hisse senetlerine yatırım yapmak olabilir ancak dövizdeki ‘görece stabil’ ancak ‘oldukça belirsiz’ durum nedeniyle TL’den döviz maliyetlenmek başlı başına risk unsuru olarak görülebiliyor, Eurobond ve yabancı hisse senedi seçeneğinin sıradan yatırımcı için ‘oldukça kompleks’ ve uzun vadeli olan yapısı da yatırımcıyı çekincede bırakabiliyor.

Ek olarak FED’in ‘faiz geçici’ söylemlerinin akabinde %8’lere varan ABD enflasyonu sonrası çark etmesi ve Powell’ın ‘önden yüklemeli’ faiz ifadeleriyle afallayan piyasaların, ne yöne evrileceği kestirilemeyen ‘can acıtıcı’ hareket silsilesi bu çekinceyi daha da derinleştirebiliyor.

Covid ile gelen radikal değişimler, tedarik zincirinin öneminin anlaşılması, devletlerin ‘kendi kendine yetme’ güdüsünün yeniden düşünsel merkeze yönelmesi, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı nedeniyle birçok kuralın yeniden yazılması, global dünyada kartları yeniden dağıttı ve tasarrufları hem yerel hem de global piyasalarda korumak daha da zorlaştı.

Milyon Dolarlık Soru!

Eurobond mu? Eurobond Fonu mu?

Bireysel yatırımcının Eurobond’u doğrudan alması çok ulaşılabilir bir seçenek değil zira 100 bin 200 bin gibi USD veya EUR cinsi rakamlarla ulaşabiliyorsunuz. Daha düşük tutarlarda Eurobond sunan bankalar da var ancak, Eurobond söz konusu olduğunda işlem limitleri pek öyle ulaşılabilir değil. Ayrıca vergisel yükümlülükleri de bilgilenmeden yatırım yapanlar için ileride vergisel maliyetler yaratabiliyor.

Eurobond’un kendisini almak yerine, sermaye piyasamızın döviz cinsi varlık yatırımı için tasarladığı en güçlü seçeneklerden biri olan ‘Eurobond Fonları’ pratik bir çözüm olabilir görünüyor çünkü ciddi avantajlar barındırıyor.  

Eurobond Fonlarını hem TL hem de döviz cinsinden almak mümkün. Fon unvanında ‘döviz’ ibaresi geçenler döviz cinsinden de alınabiliyor. Eurobond Fonları portföyde mutlak döviz tutulacaksa, o dövizin park edileceği finansal varlık olma potansiyelini güçlü biçimde taşıyabilir. Oldukça karmaşık bileşenlere sahip olan Eurobond piyasasının bireyler tarafından takibi oldukça yorucu. Oysa Eurobond fonları, yatırımcıyı hem Eurobond’un fiyat hareketlerini takip etmek gibi operasyonel bir maliyetten kurtarabiliyor, hem de elde edilen getirinin vergisini ilgili döviz cinsinden ödeme avantajı sunabiliyor.

Örneğin, 10.000 dolarlık Eurobond fonu aldınız ve 1 yıl sonra 12.000 dolar tutarında bir değer oluştu. 2.000 dolar kazancınızın %10’luk kısmı olan 200 dolar getirinizden kesilir, net 1.800 dolar kazanç elde edersiniz; böylelikle vergisel anlamda da başınız ağrımaz.

Elbette çok yüksek riskli olduklarının, fiyatlarının piyasa koşullarına göre dalgalanabildiğinin ve önerilen vadelerine sadık kalınmadığı takdirde ‘anapara zararına kolayca uğranabileceğinin’ bilinmesi kaydıyla…

Milyon Dolarlık Soru!

Hisse Senedi, Emtia ve Yatırım Fonu

Buraya kadar TL mevduat, KKM, Eurobond ve Eurobond Fonu gibi seçeneklerle, para ve sermaye piyasalarının ‘faiz getirisine odaklanan’ seçeneklerine göz attık.  Peki sermaye kazancı?

Tarım ve gıdanın artan öneminden, emtiaların yükselen potansiyelinden, fosil yakıtlara olan bağımlılığımızın biçimlendirdiği ‘eski dünyanın’ zorunlu yeniden tasarımı olan ‘sürdürülebilirlik’ disiplininden uzak mı olacak varlık dağılımlarımız?

Borsamız dolar bazlı son 7-8 yılda ‘tarihi diplerinde’ gezerken, edimlerine bağlı, kurumsal yönetim ilkeleri ile yönetilen, sektörünün lideri ya da güçlü oyuncusu, değer yaratan şirketlerimizin uzun vadeli getiri potansiyellerinden uzak mı tutacağız gelecek planlarımızı?

Borsa İstanbul’un dolar bazlı ucuzluğu sıklıkla dile getirilen bir gerçek. Hisse senedi performansları bu yılın ilk dört ayında 2020 ve 2021 yıllarının aksine ‘küçük şirketler veya halka yeni arz olmuş şirketlerden’ büyük şirketlere, bankalara ve holdinglere kaymış görünüyor ki, bu durum piyasa için daha sağlıklı, fiyat hareketleri için daha olumlu. Borsamızdaki potansiyele de yerli hisse senetlerine yatırım yapan yatırım fonları ile ulaşmak mümkün. Aynı durum, farklı temalarda yeşeren yeni yatırım temalarına yatırım yapan ‘tematik fonlar’ içinde geçerli.

Emtialar ise, fiziki altın ve fiziki gümüş dışında, çok ulaşılabilir varlıklar değil. Finansal bir aracıya ihtiyaç duyarsınız. Portföyünüze fiziki petrol koyamaz, alüminyumun potansiyeline doğrudan ulaşamazsınız. Ya da hisse senetlerinin potansiyeli hakkında fikriniz vardır ama hisse seçmek sizi yorabilir.  

İşte paragraf başlığında üç finansal varlığın birden aynı anda yer almasının nedeni, yatırım fonunun kapsayıcılığını sembolize etmek için. Fon evreninde hisse senedi de değerli metaller de emtialar da var. Uzmanı olmasanız bile bu varlıklara portföy dağılımlarınızda yer verebilir, bu potansiyele banka hesabınızdan kolaylıkla ulaşarak planlamalarınıza dahil edebilirsiniz.   

Şanslıyız ki TEFAS sayesinde tüm fonları inceleme şansına sahip artık yatırımcılar.

Sözün Özü

Paramızı enflasyona karşı nasıl koruyalım?

Evet, milyon dolarlık soru!

Hepimiz emekle kazandığımız ‘artı değeri’ geleceğimiz için büyütmeye, zamana ezdirmeden o geleceğe aktarabilmeye çalışıyoruz.  Dört yapraklı yoncayı bulamayacağımıza göre, rasyonel bir varlık dağılımı, güncellenme esnekliğine sahip akılcı bir strateji, serin kanlı bir tavır ve güçlü sabır gerekli hepimize belki de.

Tasarruflarımızı korumak ve büyütmek için bir şeyler yapmak zorundayız elbette ancak enflasyon, ekonomi politikaları gibi oldukça geniş ve üst düzey bir anlayışın yapısal sağlığından kaynaklanıyor, bireyselliğin ötesinde ‘kurumsal’ bir konu. Kurumsal düşüncedeki sağlık ise, yönetsel anlamdaki ‘en temel gereklilik’.

Enflasyon tüm dünya ülkeleri gibi ülkemiz için de bir sorun. Seviyemizin yüksekliği ve yükseliş momentumumuz sorunu bizim için ‘diğer ülkelerden’ daha öncelikli hale getiriyor ancak enflasyon riskinin ‘anlaşılması’ tüm bunlardan daha önemli. Belki de basitçe ifade etmek lazım.  

Tıpkı Alman Merkez Bankası eski başkanlarından Karl Otto Pöhl’ün benzetmesindeki gibi:   

‘Enflasyon diş macunu gibidir. Bir kere tüpünden çıktı mı, geri sokamazsınız.’

Sağlıkla kalın…

Yücel Ferek 03.05.2022

Finans Sektöründe farklı pozisyonlarda 24 yıllık bir tecrübeye sahip olan Yücel Ferek, bu süreci 'sayısız insan, sayısız davranış biçimi, sayısız deneyim' olarak tanımlarken; tasarrufu bilmeyen değil, tasarrufa geçemeyen bir toplumun üyesi olarak, geç başladığı tasarruf sürecinde öğrendiklerini; meslek bilgisiyle harmanlayarak paylaşmayı amaçlıyor.

Tasarrufları bilinçli yatırımlara dönüştürme sürecinde, finansal bilginin her birey için ulaşılabilir, ücretsiz ve anlaşılır olması gereğine inanıyor.

Ülkemiz bireylerinin finansal piyasalardan eşit ölçüde yarar sağlamasını, 'toplumsal eşitliğe katkı sağlayan' kritik bir unsur olarak görüyor.

Bu amaçla kişisel bloğunda yazılar yazıyor, kendisine ait YouTube kanalında videolar yayınlıyor.

Finansal okuryazarlık gönüllüsüdür. Evlidir, iki çocuk babasıdır.

1 Yorum
  1. […] Enflasyonun yıllar boyu ‘yüksek’ seyrettiği bizim gibi bir toplumun genlerinde ‘parasını korumak’ için kendisine sunulan ‘enflasyon üzeri mevduat faizi’ ilk yatırım tercihi oldu hep, hepimiz biliyoruz bunu. Bu durum, içinde yaşadığımız şu günlerde tamamen tersine dönmüş durumda, negatif reel faiz konusunda ‘literatürü zorlayan’ deneysel bir süreç yaşanıyor ki, bu farklı bir yazının konusu… […]

Opinyuya yorum yapın

www.opinyu.com'da yer alan her türlü içeriğin tüm telif hakları Opinyu'ya aittir. www.opinyu.com sitesinde yer alan bütün yazılar, materyaller, resimler, ses dosyaları, animasyonlar, videolar, dizayn, tasarım ve düzenlemelerimizin telif hakları 5846 numaralı yasa telif hakları korunmaktadır. Bunlar opinyu.com’un yazılı izni olmaksızın ticari olarak herhangi bir şekilde kopyalanamaz, dağıtılamaz, değiştirilemez, yayınlanamaz. İzinsiz ve kaynak belirtilmeksizin kopyalama ve kullanımı yapılamaz. www.opinyu.com'daki harici linkler ayrı bir sayfada açılır. Yayınlanan yazı ve yorumlardan yazarları sorumludur. Opinyu hiçbir bildirim yapmadan, herhangi bir zamanda değişikliğe gidebilir. 

Opinyu bu sitedeki bilgilerden kaynaklı hataların hiçbirinden sorumlu değildir. Opinistlerin (Yazarların) İçeriklerindeki Sorumluluk Kendilerine Aittir. İçerikler kesinlikle tavsiye içermemektedir. İçeriklerden edindiğiniz bilgileri uzman kişilere danışmadan uygulamanız zararlı sonuçlar doğurabilir. Bu sonuçlardan Opinyu ya da Yazar asla sorumlu tutulamaz. 

©2024 opinyu.com

©2022 opinyu.com

©2024 opinyu.com

©2024 opinyu.com

Kullanıcı Bilgileriniz İle Oturum Açın

veya    

Bilgilerinizi Unuttunuzmu?

Create Account