İçerikte Neler Var?
Neden Eğitimciler Teknolojiyi İyi Kullanmalı?
Merhaba değerli Opinyu okurları. Eğitimle ilgili yazılarımıza bu sefer özellikle pandemi döneminde hayatımızı ciddi şekilde değiştiren teknoloji ve bu teknolojilerin eğitime yansımalarından bahsederek devam etmek istiyorum. Her ne kadar pandemiyi büyük oranda geride bırakmış olsak da eğitim ve teknoloji entegrasyonu hızlı bir şekilde devam ediyor. Sürece en hızlı ayak uydurmak zorunda kalan eğitim camiası ve öğretmenler yeni dönemde çalışmalarını bu yönde devam ettirmeliler.
Eğitimde dijitalleşmeyle birlikte şüphesiz öğretmenlerin profesyonel olarak gelişmeleri hızlandı.
Tam bugün, eğitimin, yaşanan küresel krizden daha güçlü bir şekilde nasıl çıkabileceğine dair bir vizyonun ve eğitimin tekrar keşfedilen öneminden yararlanmaya yönelik bir strateji oluşturmanın zamanı sanıyorum.
E-öğrenme 2020’den çok önce var olmasına rağmen, çoğunlukla yüz yüze derslerin yerine kullanılan bir alternatifti. Şimdi ise eğitimciler, öğretim tarzlarını, müfredat tasarımlarını, değerlendirmelerini ve kayıt tutmalarını değiştiriyor, dijital platformları kullanarak öğretmeye hızla uyum sağlıyorlar. Kontrollü bir sınıf ortamından dijital araç ve donanım kullanımına geçişin üstesinden öğrencilerimiz de geldiler. Öğretmenlerinin aktif desteğiyle, yeni öğrenmeler edinme konusunda motivasyonlarını arttırdılar.
Öğretim şekli ne olursa olsun, öğrencilerin öğrenmeye yönelik yaklaşımları her zaman öğretmenlerinin öğrenme için destekleyici ve elverişli bir ortam sağlamadaki güçleriyle şekilleniyor. Pedagojik teknikler hızlı bir şekilde geliştiğinde, öğretmenlerin kişisel ve mesleki gelişimlerini kolaylaştırmada etkili oluyor. Öğretmenler, kendilerini ve öğrencileri 21. yüzyılın ihtiyaçlarına hazırlamak için analitik ve problem çözme becerilerini, eleştirel düşünme, muhakeme, araştırma ve inovasyon becerilerini, hayal gücünü, yaratıcılığı ve etkili iletişimi geliştirmeye çalışmalılar.
Zorunlu dijitalleşmenin benimsenmesiyle birlikte Zoom, Google Classroom, Microsoft Teams gibi platformları kullanarak öğrencileriyle iletişim ve etkileşim kurmanın daha etkili ve verimli yollarını hızla bulmak zorunda kaldılar. Çevrimiçi sınıfları daha etkileşimli hale getirmek ve aktif öğrenmeyi teşvik etmek için slayt veya belge paylaşımı, beyaz tahtalar, ara odalar, anlık sohbet gibi dijital araçlar konusundaki becerilerini geliştirdiler. Bu aynı zamanda öğretmenler arasında iş birliğine yol açtı ve hikayeler ve oyunlar gibi orijinal eserler geliştirmek, grup etkinlikleri tasarlamak ve önemli kavramları tanıtmak için çalışma sayfaları hazırlamak gibi çeşitli teknikleri denemelerini sağladı.
Dijital model, eğitmenleri ders temelli öğretimden uzaklaşmaya ve öğrencilere daha interaktif bir öğrenme deneyimi sunmaya teşvik etme konusunda önemli bir adım oldu. Çevrimiçi öğrenmenin öğrencilerin kendi hızlarında öğrenmelerine ve gereksinimlerine göre gözden geçirmelerine olanak tanıyor olması önemli bir sebep.
Faydaları ilk elden deneyimledikten sonra öğretmenler e-öğrenmeyi “yeni normallerinin” bir parçası haline mutlaka getireceklerdir.
Teknoloji geliştikçe çevrimiçi öğretim ve öğrenim yaygınlaşmaya devam edecek gözüküyor ve eğitim uzmanları önümüzdeki belirsiz zamanlarda teknolojiye ve dijitalleşmeye ayak uydurmamız gerektiğini öngörüyorlar. Yeni dünyada ilerlerken bu unsurun kalıcı olması kaçınılmaz gibi görünüyor.
Eğitim camiası, öğrenciler için öğrenmenin durmamasını sağlamaya devam ediyor. Dijitalleşmenin hızlı bir şekilde benimsenmesiyle desteklenen modern öğretim metodolojisinin etkinliği, pandemi sonrası dünyada ilerlemenin yolu olacak. Teknoloji, her çocuğun eğitime erişebilmesini ve her öğretmenin çocuklara daha iyi anlamayı ve akılda tutmayı teşvik eden bir hızda etkileşimli olarak öğretmenin bir yolunu bulmasını mutlaka sağlayacaktır. Teknolojik gelişmelerin gerisinde kalan öğretmenler ise yalnız kendi alanlarında değil diğer alanlarda da kendilerine maalesef yer bulamayacaklar diye düşünüyorum.
Hepinize güzel bir Pazar günü ve şimdiden sağlıklı ve verimli bir hafta diliyorum.
Tolga Özdemir
1975 Ankara doğumluyum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi Ankara’da tamamladım. 1998’de Bilkent Üniversitesi Turizm ve Otelcilik Bölümünü bitirdim. 2000-2003 yılları arasında Amerika Birleşik Devletleri, Orlando, Florida’da İşletme ve Yöneticilik eğitimi aldım. 2004-2007 yılları arasında Avrupa Okul Ağı’nın Türkiye danışmanı olarak görev yaptım. Türkiye Özel Okullar Derneği Divan üyeliği, Satış ve İş Geliştirme Derneği Yönetim Kurulu, Ankara Eğitim Platformu gibi sivil toplum kuruluşlarında görev almaktayım. Annemin 2016 yılında vefatının ardından bayrağı teslim alarak okullarımızın kurucu görevini üstlenmiş bulunuyorum.
[…] Özdemir’in yazmış olduğu “Neden Eğitimciler Teknolojiyi İyi Kullanmalı?” yazısını buraya tıklayarak […]