İçerikte Neler Var?
E-Ticaret: Eğitim/Danışmanlık Al, Zengin Ol, Mümkün mü?
Zenginliğin Amacı
Maalesef ülkemizde zengin olmak çok önemli bir konu. İnsanımız ancak zengin olarak kendini topluma ve ailesine ispatlayacağını ve değer göreceğini düşünüyor. Oysa zenginliğin amacı kaliteli yaşam olmalı. Zenginlik kaliteli hayat arzusundan ziyade kendini ispatlama konusuna dönüşünce zenginlik vadeden birçok iş ortaya çıkıyor. Bakınız saadet zincirleri, çiftlik banklar hep bu kısa yoldan para kazanma arzusunun sömürülmesi üzerine kurulu iş modelleri.
E-Ticaret Eğitimleri ve Zenginlik Sömürüsü
Bizim e-ticaret (amazon) işlerinde de bir eğitim ve danışmanlık sömürüsü almış başını gidiyor. Yanlış anlaşılmasın, tecrübe ve deneyimlerini satmak gayet güzel ve ahlaklı bir şey. Üzerinde kafa patlattıkları, yaptıkları, para kazandıkları bir iş modelinin eğitimini satanlara diyecek lafım yok.
Gelin şimdi sizle eğitim ve danışmanlık satarak para kazanmanın algoritmasına bir bakalım,
- Para kazanma ihtimali olan bir iş modeli bul (dropshipping, retail arbitrage vs.)
- Bu iş modelini anlatan eğitimler hazırla
- Sosyal medyada bu eğitimleri pazarlamak için içerikler oluştur
- Ne kadar da zenginim arabama bakın
- Ne kadar da aile babasıyım eşime-çocuklarıma bakın
- Ne kadar da iyi biriyim her şeyi sizinle paylaşıyorum
- Ne kadar mütevaziyim sizinle muhatap oluyorum
- Bakın benden eğitim alanlar nasıl da para kazanıyor
- Eğitimi/danışmanlığı sat ve paraları topla
- 3. Maddeye geri dön ve devam et
Bu sisteme en ufak itirazım yok. İtirazım işin sıkıntılarının gizlemesine. Böyle gül bahçesi ticaret mi var? Misal diyorlar ki birinin malını başka birine göstereceğiz ve satıp aradan para kazanacağız. İyi de;
- Önce mal satılıyor, ona para ödeyip alman lazım, bunun için kredi kartında limitinin olması lazım, var mı? (Sermaye)
- Malı aldın, alıcıya gönderdin, paranın hesabına geçmesi için ortalama 15 gün beklemen lazım, finanse edebilecek misin? (Sermaye)
- Müşteri malı iade ederse nereye gönderecek, iade adresin var mı? (Şirket/Depo/Ofis)
- Malı görmeden sattın, mal sıkıntılı çıktı, müşterinle nasıl görüşüp sorunu çözeceksin, İngilizcen var mı? (Servis/CRM)
- 7/24 açık dükkânın olacak, müşteri soru soracak ne zaman cevap vereceksin? (Servis/CRM)
- Bir sürü rakibin olacak, reklam bütçen var mı? vs. vs. vs. (Sermaye)
Arkadaşlar size naçizane bir tavsiyede bulunmak istiyorum, ticareti denemeden e-ticareti (amazon) denemeyin diye. Bunun bazı sebepleri var.
Bir iş sahibi olmak ciddi bir organizasyon yeteneği gerektiriyor. Bankalar, kargolar, tedarikçiler, alıcılar, pazar yerleri, muhasebe, vergi dairesi, çalışanlar, SGK, rakipler vs. arasındaki operasyonu yönetebilirseniz ancak bir iş insanı olabiliyorsunuz.
Ürünleri götürdüm, amazona koydum, eğitim aldım, 3-5 trick ile üst sıralara çıkarım, satmaya başlarım diye yaklaşırsanız o iş batar.
Kendi ülkemizde offline ve online ticareti bir deneyin. Biraz tecrübe edinin ve öyle kalkışın yurt dışı işlere. Bunun çok faydasını göreceksiniz, garanti ederim.
Şimdi buna itirazlar oluyor, diyorlar ki, Amerika’da da tecrübe edilebilir. Tabi ki edilebilir. Amerika’daysanız gelip Türkiye’de tecrübe edecek haliniz yok. Hatta orada ticarete başlamanız büyük şans. Ama kardeşim sen Türkiye’desin.
İngilizce de iki kelime var “information” ve “knowledge”. Sözlüğe yazdığınızda ikisinin de anlamının “bilgi”. Ama bir fark var aralarında. Knowledge ilişkisel bilgi demek. Ne demek ilişkisel bilgi? Örneğin bugün hava 34 C° dersem bu bir informationdır. Bugün hava 34C° ve GS-FB maçı var ve bira satışları artacak. Bu ise Knowledge. Yani ilişkilendirilmiş, deneyimlenmiş, yorumlanmış bilgidir. Aradaki fark çok bariz değil mi? Üniversiteden information yüklü çıkarsınız, bu bilgiyi bir sektörde tecrübe eder ve yorumlar hale gelirseniz bilgilerinizi paraya çevirebilirsiniz.
Bir örnek daha vereceğim ve bitireceğim. Uzattığım için özür dilerim ama konu çok önemli. Girişimci arkadaşların girişmeden önce gaz değil tecrübeye ihtiyacı var. Teknik anlamda çok iyi bir fotoğrafçı olduğunuzu düşünelim. Işık, renk, kompozisyon vs süper fotoğraflar çekebilecek bilginiz var. Bir işletmenin ürün fotoğraflarını çekeceksiniz. O ürünün kullanım amacı ve kullanım yerlerini bilmezseniz çekeceğiniz fotoğraf netlik, ışık anlamında süper olabilir ama malın alıcısına bir mesaj vermez. Alıcıya gösterilmek istenen, gözüne sokulmak istenen yönleri öne çıkarırsanız bu fotoğraf başarılıdır. Amaç fotoğraf çekmek değil, çekilen fotoğrafın bir değer yaratması, ticarete katkısının olması, emeğin paraya dönüşmesi. O sebeple mahalledeki fotoğrafçınız ile moda fotoğrafçısı bir değil. O yüzden aynı meslekteki bazı kişiler çok başarılı olurken bazıları iş hayatını başladığı pozisyonda bitiriyor.
NASIL yapıldığını bilen maaş alır, NEDEN yapıldığını bilen zengin olur demişler.
Bilgilerle donanın, bu bilgiler arasında ilişkiler kurup yorumlar yapar hale geldiğinizde para kazanacaksınız. Ki bu bile günümüzde yeterli değil. Bu size operasyonel verimlilik sağlayacak ama rakipleriniz de var, onlar da aynı şeyleri yapıyor. E o zaman ne yapacaksınız? Cevap: Strateji. O da başka bir yazının konusu olacak.
Asla vazgeçmeyin asla pes etmeyin. Bunun başarıya götüren bir algoritma olduğunu çok net. Bunun kendimce bulduğum reel açıklaması ise şöyle: Bir hedefe doğru her gün ilerliyor, ilerlerken doğru ve yanlış şeyler yapıyoruz. Yanlışlarımız tecrübelerimizi (knowledge) oluşturuyor, yanlışlar yaparken belki geri gidiyoruz ama vazgeçmezsek başarıya ulaşacağımız an gelecek.
Yılmamamız, yorulmamamız lazım, vazgeçtiğimiz anda hiçbir şey kazanmayacağız ve ömür boyu keşke devam etseydik diyeceğiz.
“Hayatta neyi yapmaya kalksan hep on yıl geç kaldığını düşüneceksin, eğer böyle düşünüp yapmaktan vazgeçip daha sonra tekrar niyetlenirsen, bunu daha ilk niyetlendiğinde yapmadığına pişman olup yine geç kaldığını düşüneceksin.”
Her işin başı sağlık sonrasında ise ailenize zaman ayırabiliyorsanız, dilediğiniz zaman tatile çıkabiliyorsanız, istediğiniz kıyafetleri alabiliyor, istediğiniz arabaya binip istediğiniz yiyecekleri yiyebiliyor, sanat ve seyahate kaynak (zaman ve para) ayırabiliyorsanız bu sizin kaliteli bir hayata sahip olduğunuzu gösterir. Bunlar güzel şeyler. Bunlara heveslenmenin yadırganacak bir tarafı yok. Ama kolay değil.
Sonuç
E-Ticaret ile zengin olmak diye bir şey yok arkadaşlar. E-Ticaret sadece ticaretin bir aracı. İyi işler çıkararak, çok çalışarak zengin olunur. Yazının başlığı bir tuzaktı. Bu tuzağa düşüyorsanız, yani bu yazıyı bir ümitle açtıysanız siz de sömürülmeye hazırsınız demektir. Dikkatli olun.
Umarım kimsenin halis emeğini boşa gitmez.
Merhaba Arkadaşlar,
4 Ocak 1980 tarihinde Malatya’nın Arapgir ilçesinde doğmuşum.
9 yaşıma kadar burada kaldıktan sonra öğretmen olan annem ve babamın Malatya’ya tayin olmasıyla beraber 10-18 yaşlarımı bu şehirde geçirdim.
Sırasıyla Fatih ilkokulu, Atatürk Ortaokulu ve Hacı Ahmet Akıncı Lisesini bitirdim. Mezun olduğum sene üniversiteyi kazanamadım, 2. senemde Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümünü kazandım.
1998-2003 Lisans eğitimimi tamamladıktan sonra aynı bölümde yüksek lisansa başladım.
2003-2004 yılında hem yüksek lisans yaptım hem de Arçelik yan sanayi bir işletmede kalite kontrol mühendisi olarak çalıştım. Anadolu şehirlerinde ücretlerin düşük olması sebebiyle yüksek lisansımın tezini yazmaktan vazgeçip askere gitme kararı aldım.
Askerliğimi kısa dönem telefon-telsiz işletme er olarak Marmaris Sahil Güvenlik Grup Komutanlığın’da tamamladım.
Askerliğin son günlerinde yaptığım iş başvurularına gelen cevaplara istinaden İstanbul’a gidip iş görüşmeleri yaptım ve 2005 yılı Şubat ayında Fırat Plastik‘te Planlama ve Koordinasyon departmanında iş başı yaptım.
Çalışma arkadaşımla yaşadığım bazı şahsi problemler sebebiyle 6 ay sonra istifa ettim fakat istifam kabul edilmedi ve Üretim Planlama departmanında Üretim Planlama Mühendisi olarak görevlendirildim. Burada da 6 ay çalıştıktan sonra PVC Boru Üretim Mühendisi olarak görevlendirildim (Tut şunun ucunu döşiyelim ağbi borularının üretimi). Bu görevim sırasında bir süre PVC Profil (Fıratpen) ve Kemer Bükme işletmelerinde de vekaleten yöneticilik yaptım.
Fırat plastikte 7 yıl çalıştıktan sonra kariyerimin ilerlemediğini fark edip istifa ettim. (Aslında kendi işimi kurmak istiyordum fakat yeterli sermayem yoktu ve açıkçası ne yapacağımı da bilmiyordum.) 2012 Ocak ayında Plastik Kablo Kanalı üretimi yapan küçük bir firmada Üretim Müdürü olarak işe başladım. Kurumsal dev bir sanayi işletmesinde küçük bir patron işletmesine geçince tecrübemin ve kabiliyetlerimin küçük bir işletmeyi rahatlıkla yöneteceği düşüncesi oluşmaya başladı ve 2012 Aralık ayında bu işimden de istifa ettim.
Kablo kanalı imalatı için gerekli yatırım planını hazırladım, makine, ekipman ve yer arayışına başladım. Evimizi ve arabamızı satarak eşimle beraber A Plus Plastik ve Elektrik’i kurduk.
2018 Haziran ayında ani bir kararla Amazon.com’da satış yapmak üzere Amerika’da bir şirket kurduk ve orada da faaliyetlere başladık. Buradan edindiğim tecrübeleri Türk sanayicisine aktarabilmek için Advance Uluslararası Ticaret ve Danışmanlık firmamızda Sınır Ötesi E-Ticaret Danışmanlığı vermeye devam ediyorum.
Benim gibi Endüstri Mühendisi olan eşim Aydan Akarsu ile Fırat Plastikte tanıştık. Ben Üretim Planlama Mühendisliğinden PVC Boru Üretim Mühendisliğine geçtiğimde boşalan pozisyona eşim iş başı yapmıştı. Can (11) ve Cem (4) isimlerinde 2 erkek çocuğumuz var.
Hayat tüm hızı ile devam ediyor ve ben limitlerimi görmek istiyorum.
Sevgiler.
Serkan Bey mükemmel bir yazı olmuş. Soluk almadan okudum. Kaleminize sağlık…