İçerikte Neler Var?
Tedarikte Yaşanan Sıkıntılar Türkiye İçin Fırsat Mı?
2021 yılı ticarette rekor artışların yaşandığı bir yıl oldu. Özellikle aşıların yaygınlaşması ve pandemi korkusunun biraz olsun gerilemesi ile birlikte ertelenmiş talepler devreye girdi. Bu doğrultuda 2021 yılı toplam ticaret değerinin 28 trilyon dolar olarak açıklanacağı tahmin ediliyor. Kuşkusuz artan fiyatlar da ticaretin değerini arttırdı ancak hacim olarak da %8.3’lük azımsanmayacak düzeyde bir artış var.
Ticaretteki rekor artışlara rağmen, 2021 boyunca gündemimizde arz sıkıntıları daha fazla yer tuttu. Peki, 2022’de bu sorunlar çözülecek mi? UNCTAD bu konuda pek iyimser değil. 2022’de ticarette arz yönlü belirsizliğin hâkim olacağını bekliyorlar.
Öncelikle, maalesef pandemiden kurtulmuş değiliz. Yeni varyantlar ciddi riskler içeriyor. Omicron varyantının daha öldürücü olduğuna dair bir kanıt yok ama daha kolay bulaştığını biliyoruz. Üstelik Çin ve Asya Ülkelerinde yoğun kullanılan aşılar anlaşılan bu varyanta karşı pek etkili değil. Çin’in Covid’e karşı sıfır tolerans politikasını göz önünde bulundurursak, bu bölgede varyantın yayılmasına bağlı olarak üretim tesislerinde ya da limanlarda kapanmaların olması kaçınılmaz. Bu da tedarik sürelerinin uzaması ve de maliyetlerin artması demek.
Lojistikteki sıkıntılar biraz hafiflese de hala sürüyor. Geçtiğimiz ay limanların dışında boşaltılmayı bekleyen 600 konteyner gemisi bulunuyordu. Pandemi öncesine göre limanlarda bekleme süreleri çok arttı. 2020 Kasım ayında Los Angeles ve Long Beach Limanlarında 6 gemi boşaltılmayı bekliyorken 2021 Kasım’da bekleyen gemi sayısı 77’ye ulaştı. Konteyner fiyatları da oldukça yüksek seyrediyor. Drewery 40ft. konteyner endeksi Eylül’de tepe noktasını gördü ve 10 bin doları aştı. Kasım’dan sonra biraz hafiflese de hala 9 bin doların üzerinde. Bir yıl öncesine göre yaklaşık %119 fazla.
Limanlarda yaşanan sıkışıklık nedeniyle bekleme süresinin uzaması maliyetleri arttırıyor. Üstelik konteyner fiyatlarındaki artışlar da buna ekleniyor. Ama lojistikte yaşanan başka sorunlar da var. Limanlara gelen malların tırlarla nakliyesine devam ediliyor ancak ABD ve Avrupa’da tır şoförü bulmak zor. Avrupa’da 400 bin ABD’de ise 80 bin tır şoförü açığı olduğu biliniyor. Tır şoförünün yetersiz olması nakliyede gecikmelere neden oluyor.
Lojistikte yaşanan bu sorunlar için ülkeler önlem almaya çalışıyor ancak bu kısa vadede çözülebilecek bir sorun değil. ABD altyapı yatırım paketi çerçevesinde 17 milyar dolarlık bir liman yatırımı yapmayı planlıyor. Tüm dünyada konteyner gemisi siparişlerinde rekor seviyelerde artış var. Mevcut filonun %6.4’ü kadar yeni sipariş verilmiş. Ancak bu siparişlerin devreye girmesi kolay değil, 2022’nin üçüncü çeyreğini bulabilir.
Container XChange’in 800 lojistik firması ile yaptığı ankette, katılımcıların %54’ü lojistikte sorunların 2022’de de devam edeceğini söylerken %11’i daha da kötüye gideceğini belirtmiş. McKinsey, Deloitte gibi uluslararası danışmanlık veren firmalar da lojistikte sorunların 2022’nin ikinci yarısından önce çözülmeyeceğini beklediklerini açıkladılar.
Arz cephesinin bir diğer sorunu ise çip krizi. Çip krizi önemli ölçüde üretim kısıtlarına neden oluyor. IHS Markit verilerine göre 2021 yılında çip krizi nedeniyle otomotiv sektöründeki kayıp 500 milyar doları buldu. Bir çok otomotiv fabrikası çip krizi nedeniyle üretimi durdurdu. Peki çip krizi 2022’de çözülebilir mi? Aslında bu yönde yoğun çaba var. ABD bu sektörde teşvikleri arttırdı. Avrupa Birliği kapasitesini 2030’da iki katına çıkarmayı hedefliyor. Apple, Tesla gibi çip kullanıcıları çip üretim tesisi kurmaya başladılar. Çin otomotivde yoğun olarak kullanılan daha düşük teknolojiye sahip çiplerde üretim kapasitesini arttırdı. Ancak çip üretim tesislerinin kurulması ve faaliyete geçmesi uzun zaman alıyor. Kapasite artışlarının etkilerini ancak 2022’nin sonunda hissedebiliriz. Deloitte 2022’nin sonunda üretim kapasitesinin %36 artacağını tahmin ediyor.
Özetle; 2022’nin ikinci yarısından önce arz tarafında bir rahatlama zor görünüyor. Hatta birçok analist arz sıkıntılarının 2023’e kadar sürmesini bekliyor. Anlaşılan 2022 boyunca arz yanlı sıkıntıların maliyetler üzerindeki etkisini hissedeceğiz. Kapasite artışlarının devreye girmesi ile bu baskıların hafiflediğini görebiliriz.
Tedarikte Yaşanan Sıkıntılar Türkiye İçin Fırsat Mı?
Diğer yandan, yaşanan arz sıkıntıları Türkiye için aynı zamanda bir fırsat. Türkiye’nin Avrupa ve Orta Doğu pazarlarına yakın olması tedarik zincirini kısaltmak isteyen üreticiler için önemli bir avantaj sunuyor. Örneğin; geçtiğimiz günlerde Japon firması Kaga Electronics Çin’de yaşanan ve yaşanması muhtemel arz sıkıntıları nedeniyle devre kartları üretiminin bir kısmını Türkiye’ye taşıyacağını açıkladı. Şirket Türkiye’de kuracağı tesisle Avrupa ve Orta Doğu pazarlarına satış yapmayı hedefliyor.
Tedarikte yaşanan sıkıntılar devam ederse bu örnekler çoğalabilir. Tüm dünyada ticaretin önündeki en önemli risk olan arz sıkıntıları Türkiye için bir fırsata da dönüşebilir. Hatta gelen şirketlerden ihtiyaç duyduğumuz teknolojiyi transfer etmek dahi mümkün olabilir.
Doç. Dr. Derya Hekim
Akademisyen / Doçent Doktor @ Uludağ Üniversitesi İİBF İktisat Bölümü / Uluslararası İktisat
Co Founder @ Opinyu