İçerikte Neler Var?
Sürdürülebilir ve Yeşil Taşıma
Tedarik zincirinde çevresel hedeflerin entegrasyonu yönetimi artık ikincil bir unsur olmaktan çıktı. Yasal gereklilikler ve tüketici talebi nedeniyle, geri dönüşüm ve atık arıtma konusunda genel bir endişe başladı. Şirket yöneticileri tarafından da yeşil tedarik zincirlerinin önemli bir fırsat olduğu nihayet fark ediliyor.
Tedarik zincirinde çevresel hedeflerin entegrasyonu yönetimi artık ikincil bir unsur olmaktan çıktı. Yasal gereklilikler ve tüketici talebi nedeniyle, geri dönüşüm ve atık arıtma konusunda genel bir endişe başladı. Şirket yöneticileri tarafından da yeşil tedarik zincirlerinin önemli bir fırsat olduğu nihayet fark ediliyor.
Müşterilerin herhangi bir müdahale olmaksızın çevrimiçi ürün satın alma konusundaki sürekli artan isteklerini karşılamak için, küresel olarak ilk 100 şehirdeki dağıtım araçlarının sayısı 2030’a kadar %36 artacak. Sonuç olarak, teslimat trafiğinden kaynaklanan emisyonlarda %32 ve trafik sıkışıklığında %21’in üzerinde bir artış beklenmekte.
Diğer yandan ulaştırma faaliyetleri (havacılık, demiryolu, denizcilik, ağır ve hafif kamyon taşımacılığı), küresel sera gazı (GHG) emisyonlarının yaklaşık %17’sinden sorumlu. Yani çevrimiçi satın almalarımız arttıkça çevreyi daha fazla kirletiyoruz. Her şeyden önemlisi ise bu artık daha fazla tepki çekiyor.
On yıl önce iklim değişikliği kriziyle ilgili tartışmalar kamuoyunda bu kadar ilgi ile takip edilmiyordu. Ama işler bugün değişti. Dünya Ekonomik Forumu’nun “son kilometre teslimat ekosisteminin geleceği” hakkındaki raporu hayli ilginç. Raporda yük teslimatından kaynaklanan teslimat kilometresinin %85’ine ticari araçların neden olduğunu belirtiyor. Yani emisyonlardan ve tıkanıklıktan büyük ölçüde sorumlu. Bu, işletmelerde acil eylem ve etkili müdahale ihtiyacı yaratıyor. 2022’de birçok işletme tarafından yeşil lojistiğin yaygın bir şekilde benimsendiğini görebiliriz.
Dahası yoldaki teslimat araçlarının sayısının dünya çapında ilk 100 şehirde, 2019 ile 2030 arasında %36 artması bekleniyor. Bu araçlar ek 6 milyon ton CO2 salacak ve şehirlerin ve otomotiv OEM’lerinin karbondan arındırma hedefleri üzerinde ek baskı oluşturacak.
Sürdürülebilirlik bilinci, lojistik de dâhil olmak üzere sayısız endüstride küresel olarak artıyor. Tüketiciler bugün etik ve sürdürülebilirlik uygulamalarına sahip markaları tercih ediyor ve bu trend 2022’de daha da artacak. Birleşik Krallıktaki tüketicilerin %34’ü çevresel açıdan sürdürülebilir uygulamalara ve değerlere sahip markaları seçiyor.
Şüphesiz; yeşil lojistik ve sürdürülebilirlik, lojistiğin geleceğinde yer alacak iki önemli kavram. Ancak soru, bu noktada yapılacak uygulamalar. Lojistiğin iklim krizi üzerindeki etkilerine ilişkin endişeler, elektrikli araçlar, otonom dağıtım araçları, robotlar, insansız hava araçları vb. gibi lojistikte yeni yenilikleri de teşvik ediyor.
Şirketlerin gelecekte yeşil lojistiği uygulayabilecekleri bazı yollar
- Elektrikli ve güneş enerjili araçlar
- Doğada çözünebilir ambalaj
- Karbon ayak izlerini değerlendirmek ve en aza indirmek için yazılımdan yararlanma
- Kaynak kullanımını hesaplamak için zamanlayıcılara sahip çevre dostu depolar (Green Warehouse)
- Optimize edilmiş tersine lojistik
Tersine Lojistik?
Yıllık yüzde 15 büyüyen e-ticaret gelirleri ve satışların yüzde 30’una yakın bir ürün iade oranıyla, 2022 yılına kadar yıllık tersine lojistik hattına 4 milyar eklenmesini bekleyebiliriz. E-ticaret alımlarındaki bu büyüme aynı kanaldan iade talebini de artırıyor. Tersine lojistik, artık işletmeler için olmazsa olmaz bir özellik haline geldi ve önemi yıllar içinde artacak.
2022’de küresel tersine lojistik pazarının muhtemelen 704.31 milyar ABD doları değerine ulaşacak. 2028 yılına kadar ise tersine lojistik pazar büyüklüğünün 958 milyar ABD dolarını aşması bekleniyor. Müşteriler, iade garantisi olmayan bir e-ticaret sitesinden ürün satın almıyorlar. Siparişleri için ücretsiz ve hızlı iade nakliye hizmeti istiyorlar. İşletmeler için en büyük endişe, tersine lojistik maliyetini yönetmek ve optimize etmek. Şimdi de buna yeşil lojistik eklendi.
Hacim kullanımı, zaman aralıkları ve yönlendirme sorunları gibi kısıtlamalar nedeniyle tersine lojistiği yönetmek oldukça zor olabilir. Bir son kilometre teslimat yazılımının kullanılması, işletmelerin tersine lojistik ve ileri lojistik operasyonlarını barındıran en uygun rotaları oluşturmasını sağlıyor. Sürülen boş kilometreleri en aza indirerek filo optimizasyonuna imkân sunuyor.
Tedarik zincirinde çevresel hedeflerin entegrasyonu yönetimi artık ikincil bir unsur değil. İlk başta, yasal gereklilikler ve tüketici talebi nedeniyle, geri dönüşüm ve atık arıtma konusunda genel bir endişe başladı. Şirket yöneticileri tarafından yeşil tedarik zincirlerinin önemli bir fırsatı temsil ettiği nihayet fark edildi.
Sürdürülebilirlik kavramı lojistikte de yerini almaya başladı. Uzak mesafeli ticaret ve e-ticaretin gelişmesi iklim değişikliği ile ilgili kaygılarda bu ticaret yapılarının en önemli ayağı olan lojistiğe dönmesine neden oluyor.
Yeşil ve sürdürülebilir lojistik gün geçtikçe daha önemli hale geliyor.
Opinyu- 28/02/2022
Yararlanılan Kaynaklar:
Dünya Ekonomik Forumu, Son Kilometre Teslimatı Ekosisteminin Geleceği, Ocak 2020.
Boston Consulting Group, İklim Eylemi Ulaştırma ve Lojistikte İklim Eylemi Sonuçları, Temmuz 2020.
2021’de Sürdürülebilirlik ve Tüketici Davranışı, Deloitte.