İçerikte Neler Var?
Tecrübeyle Sabit 20 Girişimcilik Hatası – 2. Bölüm
Birinci bölümde bugüne kadar yolumun kesiştiği girişimcilerde gördüğüm 10 girişimcilik hatasından bahsetmiştim. Giriş cümlelerini atlayarak kalan 10 hataya da hemen bakalım.
11) Teknik Bilginin Ticari Başarı İçin Yeterli Olacağı Yanılgısı
Bence girişimcilik için çok önemli olan bu durumu aşağıdaki şekilde formüle ettim:
PTB = {fpk + fbk² + ∑tpk²+∑tbk} × %pmf × t
PTB: Potansiyel Ticari Başarı
fpk: Kurucunun Teknik Bilgisi
fbk: Kurucunun İş Yönetimi Bilgisi
tpk: Takımın Teknik Bilgisi
tbk: Takımın İş Yönetimi Bilgisi
%pmf: Ürün Pazar Uyumu Seviyesi
t: Zaman
Formülden de görebileceğiniz gibi; kurucunun iş yönetimi bilgisi ve takımın teknik bilgisi, girişimcilikte ticari başarı için üstel bir etki yaratır.
Yalnız burada karıştırılmaması gereken bir konu var. Bir ürünü teknik olarak minimum düzeyde hazır seviyeye getirmek tabii ki kurucunun (ya da kuruculardan birinin) işidir. Yani, zaten kısıtlı bütçelerle ilerlenen ve henüz pazarın ürüne tepkisinin bilinmediği dönemde geniş bir takım oluşturmak mümkün olamayabiliyor. Fakat bu, kurucunun da tamamıyla teknik konulara ve ürün geliştirmeye odaklanması, ticari başarı için asıl önemli konu olan iş yönetimini bir kenara bırakması anlamına gelmiyor.
Özetle kurucu, bir şirkete dair ne varsa bilmek, bilmiyorsa da öğrenmek zorundadır. O kadar fazla sayıda pazarlamadan, muhasebeden, takım yönetiminden, finanstan vb anlamayan kurucu ile tanıştım ki, bu maddeyi bir hata olarak yazmasam kesinlikle olmazdı.
12) 10x Girişimcilik Sevdası
Tamam her şeyden biraz bilmek çok önemli gerçekten. Ama biraz ölçüsü burada önemli. Ufuk Tarhan’ın T İnsan modelinden daha önce bahsetmiştim. Kitabı okumanızı da ayrıca tavsiye ederek, özetle T İnsan’ın, bir konu hakkında her şeyi, her konu hakkında da en az bir şeyi bilen insan olduğunu söyleyeyim.
10x girişimciler, ya da ninja girişimciler, her şeyi bilmekten fazlasını yaparak her şeye yetmeyi ve her şeyi kendileri yapmayı tercih ederler. İşte bu çok ciddi bir sorun!
Daha önce de defalarca söylediğim ya da başkalarından da duyduğunuz gibi, girişimcilikte kıymetli olan iş fikirleri değil o iş fikirlerini kimlerin yürüteceği, yani takımdır. Dikkat ettiyseniz yukarıdaki formülde takımın teknik kapasitesine de üstel bir etki verdim.
Girişimcilikte her şeyi kendi başına yapmak övünülecek bir şey değil aksine şüphe duyulması gereken bir durumdur. Çünkü muhtemelen birçok görevi eksik ya da yanlış yapıyorsunuz.
13) Hedefin Yatırım Alma Olması
Şirketlerin amacı sürekliliktir. Bir exit yapsanız dahi bu süreklilik devam eder. Eğer bir IPO ile exit yaptıysanız hem hisselerinizi alanlara hem de regülatör kurumlara karşı sorumluluğunuz devam eder. M&A ile exit yapıyorsanız, şirketinizi alanlar için süreklilik serüveni başlar. MBO ile exit yapıyorsanız yönetim ile süreklilik devam eder.
Fakat sürekliliğe temelde çok zıt olduğunu düşündüğüm ve genelde birçok girişimcide gördüğüm bir yanılgı var ki o da ilk hedefin yatırım almak olduğu.
Yatırım alma noktasına kadar sıkı ve azimli bir çalışma yapılarak göstergeler iyileştiriliyor. Alınacak yatırıma son derece yoğun bir şekilde kilitlenildiği için de yatırım görüşmelerinde imzalanan termsheetlerin ya da sonrasında imzalanan SHA’lerin içeriğine yeterince dikkat edilmiyor. Bu durum ise çok kötü senaryolarla sonuçlanabiliyor.
Yatırım başarı değildir. Sadece başarılı olma ihtimalini biraz daha artıran bir araçtır. Şimdi bu cümleyi sadeleştirelim. Yatırım amaç değil araçtır.
14) Şehir Efsanelerine Göre Plan Yapma
Garajlardan çıkan unicornlar… Üniversiteden atılan girişimciler…
Bunlar tabii ki var ve hep de olacaklar. Fakat bu, sizin de onlardan biri olacağınız anlamına gelmez. Girişimci hikayeleri okumak çok önemli, evet ama hayatınızın gidişatını da okuduğunuz hayat hikayelerinden esinlenerek değiştirmek çok büyük risk içeriyor. Girişimciler benzer karakterlerde olabilir ama hepimiz birbirimizden tamamen farklıyız. Olaylar karşısında verdiğimiz tepkiler, zorluklara karşı olan dirençlerimiz, bulunduğumuz ülke koşulları ve kültürel etkiler gibi birçok parametre girişimcilik serüvenimize doğrudan etki ediyor.
Üniversiteden atıldıktan sonra girişimci olmuş ama çuvallamış ve şu anda evsiz ve kimsesiz kalan birçok Zuckerberg, Jobs ya da Gates’ler var. Bazı denemelerinden sonra kurumsal hayata geri dönüp emeklilik hayali kuran Bezos ve Musk’lar var. Ya da birebir aynı yatırım stratejisi ile ilerleyip tökezleyen ve tüm birikimini yakan Buffett’lar var.
Tanıştığım bazı girişimcilerle biraz daha derin sohbete başladığımda onlara aldıkları riskten gerçekten korkup korkmadıklarını sorarım. Aldığım cevapların %90’ı yukarıda ismini saydığım kişilerin hayat hikayelerine dayandırılıyor. Her ne kadar motive edici olsa da, bu kişilerin girişimciliklerindeki içsel süreçlerini bilmiyoruz. Neler yaşadılar, nelere göğüs gerdiler, nelerden feragat ettiler?
15) Fikirden Fikire Atlamak
Tamam, anlıyorum, tam kapasite çalışabilen birer fikir fabrikası gibisiniz. Fakat sakin olun. Benim de birkaç yıl öncesine kadar çok defa düştüğüm bir hata bu. İnanın zerre kadar faydasını görmedim. Bu başlığı daha fazla uzatmayacağım, zira bununla ilgili bir yazı yazmıştım: Ataletin Yeni Türü: Sürekli Fikir Üretip Asla Harekete Geçmeme / Geçememe
16) Fikir Bağlılığı
Aşk güzel bir duygu. Eşlerinize, sevgililerinize, çocuklarınıza, ailenize ya da inanç sisteminiz içerisindeki kutsallarınıza aşık olabilirsiniz pek tabii ki ama bir nesneye, araca ya da sürece aşık olmazsınız. Şirketler de gerçekten aşık olmanız gerekenlerle daha fazla vakit geçirmeniz için yaptığınız faaliyetleri içeren birer araçtır. Bundan fazlası da kesinlikle değildir.
İş fikirlerimiz problemli olabilir, bu çok doğal. Pazarda karşılığını bulamıyor olabilir, sürdürülebilir olmayabilir, rekabet koşulları adil olmayabilir, sıkı regülasyonlara tabi olabilir, insan kaynağı ya da hammadde gibi kısıtları olabilir…
Fikirlerinize sahip çıkmak başka bir şey, ölümüne arkasında durmak başka bir şey. Y Combinator’a kabul edilen girişimlerin %70’inden fazlası iş modelini pivot ediyor. Bu çok önemli bir veri.
17) Zaman Yönetimi Problemi
Hiç uzatmayıp doğrudan yazacağım. Ertelenen toplantılar, bir süre sonra kullanılmayan görev yönetim araçları, sürekli ötelenen launchlar…
Bireysel olarak gerçekten hiç haz etmediğim bir konu bu. Zamanını yönetemeyen işini de yönetemez. Bu konudaki şahsi tecrübelerim aksini hiçbir zaman ispatlayamadı.
18) Ortakların Birbirlerinin Dedikodularını Yapmaları
Ortaklarınız sadece iş ortaklarınız değil onlar aynı zamanda dert ortaklarınız, yeri geldiğinde de suç ortaklarınızdır. Güzel zamanlarda sevinçlerinizi paylaşacağınız, zor zamanlarda ise yüz yüze bakacağınız kişilerdir.
Aranızda fikir ayrılıkları olabilir, ki bu çok doğal. Hatta çok seslilikten faydalanabilirsiniz bile. Fakat bir yatırımcıya ortaklarını kötülemek kadar stratejik bir hata olamaz.
Yatırımcınızla bizzat siz tanışıyor olabilirsiniz. Bir samimiyet dereceniz de olabilir. Ama unutmayalım o bir yatırımcı. Sizinle birlikte iş modelinize, ortaklarınıza ve ekibinize de yatırım yapıyor.
“Ben aslında bunu istiyorum ama ortaklarım vizyonsuz abi!“ dediğinizde bir çuval inciri berbat etmiş olabilirsiniz. Bu durumla çok karşılaştım. Şu anda hiçbirisiyle iletişimim yok.
19) Gelecek Hakkında Kesinlik Bildiren İfadeler
Yıllardır bir şeyler üretir ya da alır satarım. Her adımım da planlıdır ve beni yakından tanıyanlar bilir ki planlama konusu en hassas olduğum ve kendimce çok iyi olduğumu düşündüğüm bir konudur. Fakat hiçbir zaman gelecek hakkında kesin ifadelerle konuşmam. “Verilere göre“ çok güvenli bir tahmin ifadesidir. Müşterinin nasıl davranacağını kesin olarak bilemeyiz, sadece tahmin edebiliriz. Bu tahminleri de verilerden elde ederiz.
Aldığım birçok yatırımcı sunumunda girişimcilerin gelecek konusunda kendilerine aşırı güvendiklerine şahit oldum. Bu kötü bir şey diye söylemiyorum fakat biz de girişimciliğe dair birkaç şey biliyoruz. Ama en iyi bildiğimiz şey geleceği bilemediğimiz, ancak tahmin edebildiğimizdir.
Kesinlik bildiren ifadeler kullandığınızda bunlar artık birer KPI haline gelir. Yatırımcılar da KPI’ları da çok iyi takip eder. En iyisi güvenli alanda “tahmin ediyoruz“ ifadesini kullanmak.
20) Rakipleri Aşağılama ve Ürünlerini Kötüleme
Rakipleriniz ile aynı pazarı paylaşırsınız. Aslına bakarsanız onlara çok ihtiyacınız var. En basitinden ürün farkındalığı ve ilgi yönlendirme için yapılacak pazarlama faaliyetlerinin bütçesini kırışırsınız.
Rakiplerinizin zayıflığı ve ürünlerinin yetersizliği her zaman iyi bir algı oluşturmaz. Yatırımcılar için pazar büyüklüğü ve işin ölçeklenebilmesi çok önemli kriterlerdir. Eğer rakiplerinizin beceriksiz olduğunu düşünüyor ve yatırımcıyı da bu konuda ikna edebiliyorsanız, yatırım alma şansınızı zora sokuyor olabilirsiniz. Zira beceriksiz rakipleriniz tüm pazarın alışkanlıklarını değiştirebilecek bir tanıtım kampanyası ya da problemli bir ürün ile sizin de yolunuza taş koyabilir. Bu da devamlı vurgu yaptığımız işin sürekliliğini sekteye uğratabilir.
Bu yüzden rakipleri ve onların ürünlerini kötülemeden önce bir kere daha düşünün.
Sevgiler
Engin Alemdar