İçerikte Neler Var?

Davos 2022

Dünya Ekonomik Forumu’nun İsviçre’nin Davos kasabasında geleneksel olarak düzenlendiği Zirve iki seneden sonra ilk defa yüz yüze gerçekleştiriliyor. Davos zirvesi olarak da anılan bu zirveye dünyanın en büyük şirketlerinin temsilcileri, siyasetçiler, sivil toplum örgütü temsilcileri katılıyor. Zirvenin en önemli konularının başında Rusya Ukrayna Savaşı gelse de İklim Krizi ve İklim Krizine karşı alınacak önlemler yine masada. Bu kaygıların nasıl üstesinden gelineceğinden borç içerisindeki ülkelerin yenilenebilir enerjiye geçişte nasıl finanse edileceğine kadar pek çok konu gündemde.

Türkiye’nin 2009’da yaşanan kriz nedeniyle bu yıl da katılmadığı zirveye, yaklaşık 2500 kişilik bir katılım gerçekleşiyor.

İklim krizi belirgin bir şekilde dünyanın dikkatini çekiyor.

Sıcaklıkların hızla artması, olumsuz hava olaylarının artık herkes tarafından hissedilen ve de gelişmekte olan ülkelerdeki insanların yüklendiği maliyetleri; iklim krizini sadece bilimsel bir olay olmaktan çıkardı ve de özellikle iş ve ekonomi dünyasının günlük hayatına yansıyan bir fenomene dönüştürdü.

Pazartesiden perşembeye yaklaşık 270 panelin üçte biri iklim değişikliği veya doğrudan etkileri ile ilgili. ABD iklim elçisi John Kerry, Ugandalı iklim aktivisti Vanessa Nakate ve geçen yılki uluslararası iklim konferansı COP26’nın başkanı Alok Sharma, İsviçre’nin tatil beldesi Davos’taki iklim liderleri arasında yer alıyor.

Çevresel, Sosyal, Yönetişim (ESG)

Birçok panel, çevreyi ve diğer önemli faktörleri dikkate alan bir yatırım yaklaşımına ayrılmış. Çevresel, Sosyal ve Yönetişim olarak bilinen ve ESG kısaltması ile kullanılan kriterler bu konuda öne çıkıyor. Panellerde bu yaklaşım tartışılıyor. Şirketler bu kriterleri yerine getirebilmek için trilyonlarca dolar yatırım yapıyorlar.

Söz konusu iklim değişikliği olduğunda ESG kriterleri önemli hale geliyor. Bu kriterlerin yerine getirilip getirilmediğinin açıklanması bireysel yatırımcıdan, şirketleri izleyen ve regüle eden hükümet kurumlarına kadar birçok paydaşın gözetimi altında. Bu kriterlerin yerine getirilip getirilmediğinin değerlendirilmesi ne kadar emisyon salındığının, çevresel etkilerinin ve iklim değişikliğinin finansal etkilerinin değerlendirilmesi için oldukça önemli.

Ancak ESG kriterleri de tartışılıyor. Bazı beyanlar zorunlu mu olmalı? Bu kriterler standartlaştırılmalı ve regüle edilmeli mi ya da kim tarafından regüle edilmeli? Ya da ESG kriterleri amacını aştı mı? Yatırımı azaltırken sera gazı emisyonlarını dizginlemekte yetersiz mi kaldı?

Bu konuda tartışmalarda aldığınız pozisyon politik bakış açınıza göre değişebiliyor. ABD’de birçok Cumhuriyetçi bu kriterleri eleştirirken, daha solda olanlar özellikle çevreciler ve aktivistler raporlamanın ve şeffaflığın gerçek bir değişime yol açabileceğini savunuyorlar. Dünyadaki birçok fon yönetimi ESG kriterlerinin riski ölçümlemek için bir yol olduğunu iddia ediyorlar.

Enerji Geçişi Ve ‘Net Sıfır’

Dünyanın önde gelen iklim bilimcileri, ısınmayı en aza indirmek ve gezegen üzerindeki yıkıcı etkilerden kaçınmak için bu on yılda sera gazı emisyonlarını önemli ölçüde azaltmanın gerekli olduğu konusunda uyarılarını sürdürüyorlar. Tabii ki bu iş yapış şeklimizi yeniden gözden geçirmemize neden oluyor. Üretim sürecinden taşımaya kadar yeniden düzenlememiz gerekecek.

Birçok panel, işletmelerin enerji portföylerinin çoğunu yenilenebilir kaynaklara başarıyla geçirdiği alanlara, finansın ve hükümetin değişiklikleri teşvik etme veya zorunlu kılma rolüne ve işletmeleri sorumlu tutma stratejilerine odaklanıyor. Artan bilinç ve işletmelerin taahhütlerine rağmen, emisyonlar dünya çapında artıyor.

İklim tartışmasını hırstan, gerçekleştirmeye taşımak” bir panelin her şeyi açıklayan başlığı aslında.

Oturumlarda daha çok denizcilik ve havacılığın karbondan arındırılması gibi, yenilenebilir geçiş planları, Çin ve Hindistan gibi ülkelerde bunları gerçekleştirmenin zorlukları ele alınıyor.  Büyük değişimlerin kapsayıcı olmasını sağlama hedefi ile yola çıkıyor. Panellerde, iklim değişikliğinin en yoğun etkilerinden bazılarını hisseden ülkelerdeki kişileri dikkate almak için stratejiler tartışılıyor.

Tüm tartışmalar boyunca öne çıkan başlıklardan biri muhtemelen şirketler ve ülkeler tarafından verilen taahhütlerle birlikte “net sıfırın” ne olduğunu – ve olmadığını – belirlemek olacaktır. Kömür ve petrol gibi fosil yakıtlardan güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir kaynaklara geçmek, emisyonları azaltacak en önemli unsurlardan.

Ancak yenilenebilir kaynaklara geçiş, genellikle şirket planlarının yalnızca küçük bir bölümünü oluşturuyor. Birçoğu, orman restorasyonuna veya diğer projelere yatırım yaparak karbon ayak izlerini dengelemeye güveniyor. Hiç yoktan iyi olsa da uzmanlar, karbon denkleştirmelerine bağlı olmanın iş uygulamalarında bir değişimi temsil etmediğini belirtiyor.

Rusya Ukrayna Savaşı ve Enerjinin Geleceği

Vladimir Zelenskiy video konferansla bağlandığı panelde dünya liderlerine Rusya’ya karşı yaptırım uygulanması çağrısında bulunarak, “Ordular muharebeler kazanır ama ekonomi savaşlar kazanır. Rusya’yı küresel ekonomiden tamamen kesmek zorundayız. Rusya ile ticaret olmamalı. Rus petrolüne tam ambargo, tüm Rus bankalarının küresel sistemlerden men edilmesi ve Rusya ile tüm ticaretin durdurulmasını talep ediyoruz. Dünya, kaba kuvvet uygulayanlar tarafından yönetilemez” dedi.

Rusya-Ukrayna savaşı konferansın en önemli gündemi kuşkusuz. İklim değişikliği söz konusu olduğunda, çatışma iki temel soruyu gündeme getiriyor: Ülkeler, Rus petrol ve gazını azaltmaktan veya kesmekten kaynaklanan enerji şoklarına nasıl tepki vermeli? Ve savaş yenilenebilir enerjilere geçişi hızlandıracak mı yoksa fosil yakıt şirketlerinin statükoyu korumasına yardımcı mı olacak?

“Enerji Güvenliği ve Avrupa Yeşil Anlaşması”, katılımcıların “ileriye giden yolun” fosil yakıtlardan uzak olduğunu savunmalarının beklendiği bir panel oluyor. Ancak bazıları enerji için büyük ölçüde Rusya’ya bağımlı olan Avrupa ülkeleri de (özelikle Almanya) kısa vadeli ihtiyaçları karşılamak için başka doğal gaz ve petrol kaynakları bulmak için çabalıyor.

Küresel toparlanma, salgın, savaş, iklim değişikliği ve gıda krizi Davos’un ana gündemi. Ama artık harekete geçme zamanı. Şimdi değilse ne zaman?

Simge Mutlu 24.05.2022

Co-Founder @opinyu

2011 Ege Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünü bitirdikten sonra maden, inşaat, eğitim, bilişim sektörlerinde satın alma, satış ve iş geliştirme departmanlarında görev aldım. 2020-2022 yılları arasında Okan Üniversitesinde Lojistik Yönetimi Yüksek Lisansını tamamladım. Opinyu'da Kurucu Ortak ve Genel Müdür olarak görev almaktayım.

0 Yorum

Opinyuya yorum yapın

www.opinyu.com'da yer alan her türlü içeriğin tüm telif hakları Opinyu'ya aittir. www.opinyu.com sitesinde yer alan bütün yazılar, materyaller, resimler, ses dosyaları, animasyonlar, videolar, dizayn, tasarım ve düzenlemelerimizin telif hakları 5846 numaralı yasa telif hakları korunmaktadır. Bunlar opinyu.com’un yazılı izni olmaksızın ticari olarak herhangi bir şekilde kopyalanamaz, dağıtılamaz, değiştirilemez, yayınlanamaz. İzinsiz ve kaynak belirtilmeksizin kopyalama ve kullanımı yapılamaz. www.opinyu.com'daki harici linkler ayrı bir sayfada açılır. Yayınlanan yazı ve yorumlardan yazarları sorumludur. Opinyu hiçbir bildirim yapmadan, herhangi bir zamanda değişikliğe gidebilir. 

Opinyu bu sitedeki bilgilerden kaynaklı hataların hiçbirinden sorumlu değildir. Opinistlerin (Yazarların) İçeriklerindeki Sorumluluk Kendilerine Aittir. İçerikler kesinlikle tavsiye içermemektedir. İçeriklerden edindiğiniz bilgileri uzman kişilere danışmadan uygulamanız zararlı sonuçlar doğurabilir. Bu sonuçlardan Opinyu ya da Yazar asla sorumlu tutulamaz. 

©2024 opinyu.com

©2022 opinyu.com

©2024 opinyu.com

©2024 opinyu.com

Kullanıcı Bilgileriniz İle Oturum Açın

veya    

Bilgilerinizi Unuttunuzmu?

Create Account